Glokom Riskine Karşı Düzenli Göz Kontrollerinizi İhmal Etmeyin

Görmenin sessiz hırsızı olarak bilinen glokom, pek çok ülkede kanser ve kalp krizinden sonra en çok korkulan sağlık sorunu olarak biliniyor. Çoğunlukla belirti vermeyen glokom, erken teşhis edilemeyip tedaviye başlanmadığı zaman kalıcı görme kayıplarına neden oluyor. Bu nedenle rutin göz muayeneleri görme kaybının engellenmesi açısından büyük önem taşıyor. Memorial Şişli Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Abdullah Özkaya, “12 Mart Dünya Glokom Günü” nedeniyle görme kaybına neden olan bu hastalık hakkında bilgi verdi.

Glokom geri dönüşü olmayan görme kaybının en büyük nedenidir. 2040 yılında 111,8 milyon kişinin glokom hastası olacağı tahmin edilmektedir. Bununla birlikte glokom hastası olanların yarısı hastalığının farkında değildir. Gelişmekte olan ülkelerde glokom hastalarının yüzde 90’ı hastalığın belirti vermemesinden dolayı ancak çok ileri safhalarda tespit edilebilmektedir. Oysa erken teşhisle, uygun kontroller ve doğru tedaviyle glokom kaynaklı görme kayıplarının önüne geçilebilmektedir. Glokom, ABD’de kanser ve kalp krizlerinden sonra en çok endişe edilen üçüncü sağlık sorunudur. Rutin göz muayenelerini içeren bir farkındalıkla glokom korkulan bir sorun olmaktan çıkacaktır.

35 yaşından itibaren rutin göz muayenelerine önem verin

 “Göz tansiyonu” olarak da bilinen glokom, göz içi basıncının yükselmesi ile oluşan göz siniri harabiyeti olarak tanımlanabilir. Eğer erken tanı konulmayıp tedavi edilemezse kalıcı görme kaybı yaşanır. Glokom doğuştan olabilmekle birlikte en çok 35-40 yaş üzerindeki bireylerde görülmektedir. Bu nedenle özellikle 35 yaş üstü kişilerin her yıl rutin göz muayenelerine önem vermesi gerekmektedir.

Ailesinde glokom olanlar 10 kat fazla risk altında

Glokomda göz travmaları, sistemik bazı hastalıklar, bazı ilaçların kullanımları etkili olabilirken; sorun göz içi basıncının yükselmesi ile birlikte pek çok değişkene bağlı gelişebilir. Ailesinde glokom öyküsü bulunanların normal popülasyona göre 10 kat daha fazla glokom riskine sahip olduğu bilinmektedir.

Glokomun genel anlamda risk faktörleri ise şöyle sıralanabilir:

  • Ailede glokom öyküsü
  • 35-40 yaş arasında ya da 60 yaşın üstünde olmak
  • Diyabet ya da hipertansiyon hastalığı
  • Miyopi
  • Afrika, Hispanik ırkları daha risklidir

Tipik bir belirtisi yok

Glokom tipik olarak belirti vermeyebilir. Hastalık ancak çok ileri evreye geldiğinde merkezi görme ciddi şekilde etkilenir. Hastalar bir anda yanlarındaki nesneleri göremediklerini fark edebilirler. Bazı hastalar da görüşlerinin daha sisli olduğunu ifade edebilir. Çok nadir olarak da kızarıklık, gözde ağrı, şiddetli baş ağrısı, ışıkların çevresinde renkli hareler görülmesi gibi semptomlar görülebilir.

Glokomdan korunmanın yolları

Sigara kullanımından kaçınmak, yüksek kolesterol, hipertansiyon ve diyabetten korunmak glokom riskini düşürür. Tiroit bezi hastalıkları, damar iltihapları, nörolojik etkenler, kontrolsüz kullanılan bazı ilaçlar da göz içi basıncını artırabilir, göz içi basıncının artması glokom riskini artırır. Kafeinli içeceklerin çok tüketilmesi, kısa süreler içinde çok miktarda sıvı almak da göz içi basıncını artırabildiğinden glokom riskini getirebilir.

Göz tansiyonunun artması her zaman glokoma işaret etmez

Göz basıncı 10-21 mmHg arasında normaldir. Göz içi basıncı 21 mmHg üstünde olan herkes glokom olmayabilir. Ancak optik sinir hasarı varsa glokom teşhisi konulabilir. Yine görme alanı testi de tanıda çok önemlidir. Göz içi basıncı arttıysa ancak optik sinir harabiyeti olmasa bile bunun da tedavisinin yapılması gerekmektedir.

Teşhis edilmezse geri dönüşü olmayabilir

Erken teşhis glokomun ilerlemesini yavaşlatmanın anahtarıdır ve çoğunlukla semptom vermeyen glokomu tespit etmenin tek yolu düzenli göz muayenesidir. Glokom eğer geç aşamada yakalanırsa geri dönüşü olmayabilir. Erken teşhis edilen glokom ise göz damlaları ile kontrol altında tutulabilir.

Eğer glokomunuz varsa…

Erken teşhis edilen glokom hastaları şanslı gruptadır. Bu kişilerin düzenli olarak kontrollerine gitmeleri ve tedavilerini almaları görme yeteneğinin ömür boyu korunmasını sağlamaktadır. Glokomu olanlar uygun tedaviyle yaşam kalitelerini düşürmeden sağlıklı bir biçimde yaşayabilmektedir. Glokom hastaları hayatının geri kalanında göz doktorunun gözetimi altında olması gerektiğini unutmamalıdır. Glokom ile ilgili devam eden çok sayıda araştırma bulunmakla birlikte, yakın gelecekte yeni tedaviler de gündeme gelecektir. Glokom hastaları refraktif cerrahi için uygun olup olmadıklarını merak edebilir. Henüz bu konuda araştırmalar devam ederken, birçok görüş glokomlu hastaların bazı prosedürlerden kaçınması gerektiğini ifade eder.

Glokom hastalarına hayati öneriler

Glokom teşhisi konulan hastaların göz sağlığını korumak için bazı noktalara dikkat etmesi gerekmektedir. Bunlar şöyle sıralanabilir

  • Sağlıklı beslenin: Çinko, bakır, selenyum gibi minerallerden, C, E ve A vitaminlerinden zengin besinler tüketilmelidir.
  • Egzersiz önemli: Düzenli egzersiz göz içi basıncını azaltabilir. Ancak uygun egzersiz için göz doktoruna danışmak doğru olur.
  • Kafeini sınırlayın: Kafein içeren içecekleri çok tüketmek göz içi basıncını artırabilir.
  • Bol sıvı alın: Yeterli miktarda su içmeye önem verin.
  • Uyku kalitesine dikkat edin. Başınızı yaklaşık 20 derece yukarıda tutacak bir yastığı tercih edin.
  • İlaçlara özen gösterin: Göz doktorunun verdiği ilaçları doğru biçimde kullanın

İleri glokomlular araba kullanmaktan kaçınmalı

Görme alanı kusuru olan glokom hastaları, motorlu araç kazaları açısından yüksek risk altındadır. Glokomu olanlar genelde göz kamaşması, zayıf gece görüşü, düşük kontrast duyarlılığından şikayet edebilir. Aydınlıktan karanlığa geçerken görüş bazen çok zayıflayabilir. Orta-ileri derecede görme alanı kaybı olan hastaların özellikle gece, sisli hava koşulları gibi durumlarda araba kullanmaktan kaçınmaları gerekir.

Glokomlu anne adayları ilaçlara dikkat etmeli

Glokom için kullanılan göz içi damlalarının hamilelikte kullanımı merak edilmektedir. Araştırmalara göre bazı damlaların dolaşımla birlikte fetüsü etkileyebileceği bilinmektedir. Gebeliğin ilk üç ayında glokom ilaçlarının fetüs için risk oluşturabileceği ifade edilir. Glokomu bulunan ve çocuk planı yapan kadınların göz doktoruna danışması çok önemlidir.