Kalp ve Damar Cerrahı Op.Dr.Orçun Ünal konu hakkında önemli bilgiler verdi. Gebelik kadının hayatında yaşadığı en önemli deneyimlerden birisidir. Hem duygusal hem de fizyolojik olarak pek çok değişikliği beraberinde getirir. Kalp ve dolaşım sistemi de gebelik nedeniyle oluşan büyük değişikliklerden büyük ölçüde etkilenir.Oluşan değişikliklerin amacı hızla büyüyen bebeğin gereksinimlerini karşılamak ve anneyi doğum sırasındaki olası kan kaybına daha dirençli hale getirmektir.
İşte bu değişiklikler;
– Kan hacminde artış: Gebelikte ortaya çıkan en önemli değişikliktir.Gebeliğin erken döneminden 20. haftaya kadar daha hızlı olmak üzere gebeliğin sonuna dek kan hacmi hızlı bir artış gösterir. Kanın plazma olarak adlandırdığımız sıvı kısmı kan hücrelerine göre daha fazla artış gösterdiğinden ‘kanın sulanması’ndan söz etmek mümkündür.Kan hacmindeki artış anneyi doğum sırasında oluşabilecek kan kaybından korumaya yöneliktir.
– Kalp debisinde artış: Anneye ait böbrek,karaciğer,akciğer,kas iskelet sistemi ve dölyatağı’nda (uterusta) ortaya çıkan kanlanma artışına olanak sağlayabilmek için gebeliğin 8./10.haftalarından itibaren kalp debisi artmaya başlar.Kan hacminin artmasına bağlı olarak kalbin dakikada pompaladığı kan hacminde de belirgin artışa neden olur.Kalbin atım hacminde yaklaşık %30-50 oranında bir artış görülür. Gebelik ilerledikçe kalp debisi yan yatarken artar, sırt üstü yatarken düşer. Bu durum, sırtüstü yatarken büyümüş olan rahmin omurganın hemen önünde yer alan ana toplardamara baskı yaparak kalbe dönen kan akımını azaltmasından kaynaklanır.Bu nedenle özellikle son aylarda gebelere sırtüstü yatış önerilmez.İstirahat kalp hızı gebelikte ortalama olarak 10-20/dakika artar. Çoğul gebeliklerde kalp hızı artışı daha fazla olabilir. Yan yatarken kalp hızında azalma görülmesi mümkündür.
– Kan basıncı değişiklikleri: Gebeliğin ilk trimestresinde kan basıncı düşer.(Trimester:Gebelik süresi birinci,ikinci ve üçüncü (ilk,orta ve son) trimester olarak üç döneme ayrılır) Kan basıncında düşme eğilimi ikinci trimesterin ortasına kadar devam eder ve son üç ayda gebelik öncesi değerlere dönüş görülür.Özellikle gebeliğin son trimestresinde su ve tuz tutulumu vücuttaki sıvı artışının bir nedenidir.
-Kalp Ritim bozuklukları: Ritim bozukluğu, çocukluktan itibaren var olan altyapıyı tetikleyen; aşırı stres, yoğun efor, korku ve gerilim gibi nedenlerle ortaya çıkabildiği gibi, özellikle kadınlar, daha çok hormonal sebeplere bağlı olarak ritim bozukluğu sorunu ile karşı karşıyadır. Gebelik döneminde gebeliğin verdiği stres ve yük nedeniyle bazı ritim bozuklukları ortaya çıkabilir. Bu aritmilerde betabloker ilaçlar kullanılmaktadır. Bu grup ilaçlar, yan etkileri diğer ilaçların yan etkileri göz önüne alındığında, güvenilirdir. Radikal olan ve tedavi edilemeyen ritim bozukluklarında kullanılan öteki antiaritmik ilaçlar gebelik sırasında kesilmektedir. Bu ilaçlar daha az yan etkisi olan diğer ilaçlarla değiştirmek zorunda kalınabilir. Hamilelik döneminde özellikle bradikardiler, yani kalbin yavaş çalıştığı durumlar çok önemlidir. Normal yaşamda tolere edilebilen bazı kalp hızları (45-50) hamilelik döneminde bebeğin beslenmesini olumsuz etkilemekte, düşük kalp hızları bebek için tehlike oluşturmaktadır.
Gebelik öncesinde var olan kalp hastalığı olan anne adaylarının gebelikleri sırasında yakından izlenmeleri gerekir.Kardiyolog ve kadın doğum uzmanlarının birlikte çalışması gereken gebeliğin sonunda özellikle doğum sırasında oluşan ani değişikliklerin olası olumsuz etkilerinin bertaraf edilmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerekir.