Kronik Uykusuzluk Depresyon Riskini İki Kat Artırıyor

Kişinin yaşam kalitesini etkileyen kronik uykusuzluğun huzursuzluk, kolay öfkelenme ve tahammül düzeyini azaltma gibi durumlara yol açabileceğini belirten uzmanlar, uykusuzluk yaşayan kişilerin uyku problemleri olmayanlara göre iki kat depresyon geliştirme riski olduğuna dikkat çekiyor. Uykusuzluğun altındaki nedenlerin tedavi edilmesi büyük önem taşıyor. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda uyku bozukluklarının sık olduğunu belirten uzmanlar, uyku bozukluklarının DEHB belirtilerini kötüleştirdiğini söyledi.

Dünya Uyku Günü, Dünya Uyku Derneği tarafından her yıl İlkbahar Ekinoksundan önceki Cuma günü kutlanıyor. Bu yıl 19 Mart’ta kutlanacak Dünya Uyku Günü’nde uyku bozukluklarına dikkat çekilmesi, uyku bozukluklarının önlenmesi ve yönetimi yoluyla uyku sorunlarının toplum üzerindeki yükünün azaltılması hedefleniyor.

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı, Yrd. Doç. Dr. Öğretim Üyesi Fatma Duygu Kaya Yertutanol, Dünya Uyku Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada kronik uykusuzluk problemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Uykusuzluk tahammülü azaltıyor

Uykunun ruh ve beden sağlığı için vazgeçilmez önemde olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, uykuya dalma, uykuyu sürdürme sorunları nedeniyle yetersiz süre uyumanın ve/veya kalitesiz uyumanın “uykusuzluk” olarak kabul edildiğini söyledi.

Kronik yani uzun süreli olarak uykusuzluğun bazı psikolojik sorunları tetikleyebileceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, şöyle devam etti: “Yetersiz uyku, nispeten küçük stres etkenleriyle bile baş etmeyi çok daha zor hale getirebilir. Günlük basit düzeydeki zorluklar, büyük hayal kırıklığı kaynaklarına dönüşebilir. Kişi uykusuzluk nedeniyle daha huzursuzlaşır, kolay öfkelenebilir, tahammül düzeyi azalabilir ve gündelik sıkıntılardan daha çabuk etkilendiğini hisseder.”

Kronik uykusuzluk depresyon riskini iki kat artırıyor

Kronik uykusuzluğun depresyona ve kaygı (anksiyete) bozukluğuna neden olabileceğini aktaran Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, son zamanlarda yapılan araştırmaların, uyku eksikliğinin depresyona neden olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Bu çalışmalara göre uykusuzluk yaşayan kişilerin, uyku problemi olmayanlara göre iki kat daha fazla depresyon geliştirme riskine sahip olduğunun bildirildiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, “Anksiyetesi olan insanlar daha fazla uyku bozukluğu yaşama eğilimindedir, ancak uykusuzluk yaşamak da anksiyeteye katkıda bulunabilir. Bu, hem uyku hem de kaygı sorunlarını devam ettiren bir döngü haline gelebilir. Buna ek olarak, uzun vadeli uykusuzluk anksiyete bozukluğu geliştirmek için bir risk faktörü gibi görünmektedir” dedi.

Uykusuzluk duygularla baş etmeyi zorlaştırıyor

Uykusuzluğun birçok psikiyatrik hastalığın alevlenmesine, kötüleşmesine neden olabileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, uykusuzluğun ve diğer uyku sorunlarının depresyon gelişme riskini artıracağını belirterek “Uykusuzluk veya diğer uyku bozuklukları yaşayan depresif hastaların, normal uyuyabilen depresif hastalara göre intiharı düşünme ve intihar yoluyla ölme olasılığı daha yüksektir. Uykusuzluk kaygı duygularıyla baş etmeyi zorlaştırabilir. Bu nedenle zayıf uyku, anksiyete bozukluklarının belirtilerini daha kötü hale getirebilir” uyarısında bulundu.

Bipolar kişilerde uykusuzluk çok yaygın

Bipolar bozukluğu olan kişilerde uyku bozukluklarının çok yaygın olduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, bu tür sorunlar arasında uykusuzluk, düzensiz uyku-uyanma döngüleri ve kâbusların yer alabileceğini kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol şu bilgileri verdi: “Bipolar bozukluk, değişen çökkün (depresif) depresif ve yükselen (mani) ruh hali dönemleri ile karakterizedir. Uyku değişiklikleri durumun bir belirtisi olabilir, ancak uyku problemleri de durumun seyri, tedavi sonuçları ve bireyin genel yaşam kalitesinde rol oynayabilir. Uykusuzluk ayrıca mani/hipomani dediğimiz coşkunluk belirtilerine neden olabilir.”

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu da uykusuzluk yapıyor

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun (DEHB), 6-17 yaş arasındaki çocukların % 5,3’ünü etkileyen yaygın bir psikiyatrik durum olduğu bilgisini veren Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, “Araştırmalar DEHB olan çocuklarda uyku bozukluklarının sık olduğunu ve uyku bozukluklarının DEHB belirtilerini kötüleştirdiğini bildirmektedir. DEHB’si olan çocuklar, uykuya dalma veya uykuda kalma zorluğu, uyanmada zorluk, uykuda nefes alma sorunları, gece uyanma ve gündüz uykululuk gibi bir dizi uyku ile ilgili sorun yaşayabilir. Uykuyu iyileştirecek müdahalelerin DEHB belirtilerinin şiddetini iyileştirmeye yardımcı olabileceği bulunmuştur” diye konuştu.

Nikotin kullanımı da uykusuzluğa yol açabiliyor

Kronik uykusuzluğun birçok nedeni olabileceğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, solunum sistemi hastalıkları, kalp yetmezliği, diyabet, reflü, hipertiroidi, ağrılı durumlar, menopoz, anksiyete, depresyon, bipolar bozukluk, bunama, Parkinson Hastalığı gibi durumların önemli nedenler arasında olduğunu kaydetti.

Alkol kullanımı, bazı ilaçlar, nikotin, madde kullanımının da uykusuzluğa neden olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, “Vardiyalı çalışma, fiziksel olarak aktif olmamak, sık sık gün içinde şekerleme yapmak, uyku için yetersiz fiziksel şartlara sahip olmak gibi nedenlerle de uyku kalitesi ve süresi bozulabilir” uyarısında bulundu.

Uykusuzluğun altında yatan neden tedavi edilmelidir

Uykusuzluğun nedenine göre tedavisinin değiştiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Fatma Duygu Kaya Yertutanol, “Ancak ilk önce kişi uyku hijyeni önerilerine uymalıdır. Buna ek olarak altta yatan nedenin tedavi edilmesi gereklidir. Uykuyla ilişkili yanlış düşünce ve davranışların düzeltilmesi ve bazı davranışsal düzenlemeler için bilişsel davranışçı terapi yapılmaktadır. Gerekli olduğu durumlarda ilaç tedavileri de kullanılmaktadır” dedi.