Gemi Batığı Keşfi ve Pembe El Balığı Bulunuşu

Gemi Batığı Keşfi

SS Tasman’ın Tazmanya sularında batmasının 140. yıldönümünü kutlamak için üç dalgıçtan oluşan bir ekip, gemi batığını ziyaret etmeye karar verdi. Tekneye ulaşmadaki teknik zorluklara rağmen ekip, yalnızca enkazın deniz tabanında durduğunu doğrulamakla kalmadı, aynı zamanda nesli kritik düzeyde tehlike altında olan ve bu durumdan açıkça öfkeli gibi görünen pembe el balığının (Brachiopsilus dianthus) da bir anlık görüntüsünü yakaladı.

Pembe El Balığı Keşfi

Pembe El Balığı Keşfi

Pembe el balıklarının en dikkat çekici özellikleri, elleri varmış gibi görünmeleridir. Bu balıkların toplam uzunluğu yalnızca 13,6 santimetre ve IUCN’ye göre bu tür yalnızca beş örnek olarak biliniyor. Dahası, son 20 yılda hiç görülmedi.

SS Tasman Gemi Batığı

SS Tasman, Kasım 1883’te Tasman Yarımadası açıklarındaki Hypolite Kayası yakınında bir kayaya çarptıktan sonra batan bir buharlı gemiydi. Gemi, daha sonra 100 yıldan uzun bir süre boyunca keşfedilmeden deniz tabanında kaldı.

Keşfin Önemi

Tazmanya Üniversitesi Antarktika ve Deniz Araştırmaları Enstitüsü’nden (IMAS) Doçent Neville Barrett, keşfi “dikkate değer ve son derece değerli” olarak nitelendirdi. Pembe el balıklarının, birçok Tazmanya deniz türünün varlığını tehdit eden ısınan kıyı sularına karşı daha derin ve daha serin bir su sığınağında bulunması bize umut veriyor.

Dalgıçlar, pembe el balığının daha önceki görüntülerinin uzaktan kumandalı ve otonom su altı araçlarıyla çekilmiş olması nedeniyle, bu türün fotoğraflarının insanlar tarafından ilk kez çekildiğini düşünüyor. İlk dalıştan bu yana ekip, el balığının daha fazla görüntüsünü toplamak için enkaz alanına üç kez daha tur attı. Dalgıç Brad, “dalış alanına döndüğümüzde ve ilkinden sadece 10 metre uzakta ikinci bir pembe el balığı görmemiz oldukça heyecan vericiydi” dedi.