#MeToo Hareketinin Sinemadaki Yansımaları

Hemen öte yandaki diğer büyük salonun önünde, Judith Godrèche’in tam bin kişilik baş oyuncu kadrosuyla gerçekleştirdiği “Moi Aussi” (Ben de) adlı belgesel koreografik filmi izlemeye gelenler. Her kıtada, her ülkede, her gün aramızda dolaşan ama varlıklarını pek fark ettirmeyen ve etmediğimiz yüz binlerce insanın, yıllar boyu içlerine hapsettikleri sessiz çığlıkların simgesel yankısını Cannes perdelerinde işitebilmek için günlerdir yer bulmaya çabalayanların, kararlı sessiz kalabalığı.

Judith Godrèche ve “Moi Aussi” Filmi

#MeToo hareketini Fransız sinema dünyasına geçen şubat ayında, sanat sinemasının tanınmış iki adına yönelik suçlamalarıyla taşıyan; César ödülleri gecesi yaptığı konuşmayla da körükleyen kadın oyuncu-yönetmen Judith Godrèche (1972), bu girişiminden sonra farklı çevre ve mesleklerden gelen (aralarında erkeklerin de bulunduğu) yaklaşık beş bin kişiden, “Ben de yaşadım, tanıklık etmek istiyorum” mesajı almış. İçlerinden, gönüllü olan kadın- erkek bin kişiyi Paris’in geniş bir caddesinde toplayarak tek günlük çekim süreci sonunda bu 17 dakikalık simgesel koreografiyi gerçekleştirmiş.

Türkiye’de #MeToo Hareketinin Yankıları

Kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin giderek tepki uyandırdığı Türkiye’de, sinema dünyası da kendi kirli çamaşırlarından yola çıkarak tüm mağdurları yüreklendirecek bir eylem başlatabilir mi acaba? Cinsel taciz, saldırı ve tecavüz konularında dillerin çözülmesini sağlayacak, kırılan kolların artık yen içinde kalmadan tedavi edilmesi ve giderek azalması için verilecek mücadelelere yol gösterecek girişimler ne zaman gündeme gelecek?

#MeToo dalgalarının okyanusu geçerek Fransa sahillerine ulaşması için altı yıl gerektiğine göre, kısa ve orta vadede iyimser olmak zor gözüküyor. Kaldı ki bireysel hesaplaşma ve cadı kazanları kaynatma dürtülerine karşı da son derece dikkatli ve hazırlıklı olmak gerekir.