Ege Üniversitesi’nde Kreş Kapatma Kararına Tepkiler

Ege Üniversitesi’nde Kreş Kapatma Kararına Tepkiler Sürüyor

Eski AKP Milletvekili Necdet Budak’ın rektörlüğündeki Ege Üniversitesi (E.Ü.), kreş ve anaokulunu kapatma kararı almasıyla birlikte büyük tepkilere maruz kalıyor. Üniversitede örgütlü olan SES, Eğitim-İŞ, HEP-SEN, Genel Sağlık İş, Birlik Sağlık Sen, Eğitim Sen ve Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası, “Kreş hakkımızdan vazgeçmiyoruz” sloganıyla kapatılan anaokulunun önünde toplanarak E.Ü. Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’na kadar yürüyüş düzenledi.

“Yönetemiyorsunuz, Bunun Farkına Varın Artık”

Sendika üyeleri sık sık “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Kreş hakkımız gaspedilemez”, “Kreş hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz”, “Eğitim haktır vazgeçilemez”, “Çocuklarımızın hakkı özelleştirilemez”, “Özelleştirme dur, eğitime devam” gibi sloganlar attı. Birlik Sağlık Sen Şube Başkan Yardımcısı Mustafa Döven, basın açıklamasında, kreş ve anaokulunun kapatılmasıyla 120’den fazla ailenin mağdur olduğunu belirtti. Döven, “Ege Üniversitesi; yüksek öğrenim ve sağlık hizmet sunumu açısından Türkiye’nin en önemli kurumlarından biridir. Ancak, uzun bir süredir maaşlarda sorunlar yaşanmakta, çalışanların özlük hakları gasp edilmekte, eksik personel ve yetersiz malzeme ile hizmet sunulmakta, çalışma ortamlarında sağlıklı fiziki koşullar sağlanamamaktadır. Tüm bu sorunlara rağmen biz çalışanlar özveriyle görevlerimizi yerine getirmekteyiz. Ancak, yemeklerde hijyen ve kalite eksikliği, otopark sorunu, fazla mesai ve yetersiz yıllık izin gibi sorunlar yaşanırken, bir de çocuklarımızı emanet edeceğimiz kreş ve anaokulunun özelleştirilmesi durumu ortaya çıkıyor. Verimliliği artırmak için çalışanların aidiyet duygusunu beslemek gerekirken, üniversite yönetimi olarak içimizdeki aidiyet duygusunu köreltiyorsunuz. Yönetemiyorsunuz, bunun farkına varın artık. Şartların çok kötü olduğu bir ortamda, bir de çalışanları çocuklarıyla vurduğunuzun farkında mısınız?” dedi.

“Devlet Kurumu Kar Amacı Güdemez”

Kreş ve anaokulunun özelleştirilmesi planını eleştiren Mustafa Döven, “Bir devlet kurumu, kendi çalışanına verdiği hizmette kar amacı güdemez. Alınan ücretler, dışarıdaki birçok özel kreşle neredeyse eşit durumda. Eğer kar etmiyor diyorsanız, bu sizin yönetim eksikliğinizin bir göstergesidir. Kamu kurumlarında kar zarar amacı gütmeden ücretsiz verilmesi gereken hizmetin zarar ettiği gerekçesiyle kapatılması, hem 657 sayılı devlet memurları kanunu 191. Maddesine, hem de Yüksek Öğretim Kurumları, Mediko-Sosyal Sağlık, Kültür ve Spor İşleri Dairesi Uygulama Yönetmeliği’nin 15. Maddesi (e) bendine aykırıdır. Ayrıca, kreş, kadınların iş hayatında ve sosyal hayatta daha etkin olmaları açısından elzemdir; bu karar, kadınları iş hayatından koparıp evlere kapatılmasının yolunu açacaktır” ifadelerini kullandı.

“Kabul Edilemez”

Döven, “Dünyadaki gelişmiş ülkelerde, çocuk bakımı açısından çalışan anneler desteklenirken, ülkemizde de doğum sonrası anne için çalışma hayatını kolaylaştırıcı sosyal ve mali adımlar planlanmasına rağmen, bilim merkezi olan üniversitemizin yöneticilerinin aldığı bu karar oldukça manidar. Cumhuriyetimizin 100 yıllık kamu kurumları sırayla özelleştirildi; şimdi de 70 yıllık üniversitemizin kreşine mi sıra geldi? Biz bu soyguna seyirci kalmayacağız. TBMM’de kabul edilen tasarruf tedbirleri 1 Ocak 2025’ten itibaren yürürlüğe girecekken, kreş ve anaokulumuzu özelleştirmek için aceleniz nedir? Halen kreşe gelen öğrenciler varken, tadilata başlayıp okulu inşaata dönüştürmenin gereği nedir? Kurumumuzda çalışan işçi, memur, akademisyen, eğitimci, personel ve tüm sağlık çalışanları için kreş, temel bir ihtiyaç ve haktır. Sizin ‘yaptık oldu, kapattık bitti’ gibi düşüncelerinizle vazgeçmemiz mümkün değildir, kabul edilemez” dedi.

Ekonomik krize dikkat çeken Döven, “Kreş, bizler için erken saatlerde işe başlayıp geç saatlerde çıktığımız iş yerlerinde, 7/24 hizmet üretirken çocuğumuzun güvende olması demektir. Açlık ve yoksulluk sınırı altında sıkışmış, buhrana sürüklenmiş ekonomimiz açısından bir nefes anlamına geliyor. Tek ses olarak, kanunlarla güvence altına alınan haklarımızın gasp edilmesine izin vermeyeceğimizi tekrar ve daha yüksek sesle duyurmak için buradayız. Yaz ortasında alınan bu kararla akıbeti belirsiz olan kurum kreşimizin kapatılmaması için, daha önceki basın açıklamasında dile getirdiğimiz soru ve taleplerimizi yinelemek istiyoruz. Kurumdan hizmet alan 120’nin üzerinde evladımızı hangi özel işletmelere kurban edeceksiniz? Anaokulumuzda fedakarca hizmet eden, açlık sınırı olan 19 bin 926 liraya adeta köle gibi çalıştırdığınız öğretmenlerimiz, sınıf annelerimiz, temizlikçilerimiz, aşçılarımız ve emekçilerimiz ne olacak? Gece gündüz demeden, deprem, sel, pandemi nedir bilmeden bu kuruma ve kamuya kesintisiz hizmet üreten kurum çalışanlarını bir çırpıda ortaya bırakarak kime ve neye hizmet ediyorsunuz?” diye sordu.

Döven, sözlerini şöyle noktaladı:

“Arkamda duran şu büyük gerçek Ege Ailesinin yetkililerden beklentileri açıktır; Kurum kreşimizin özel sektöre peşkeş çekilmemesi, hiçbir şekilde kar amacı güdülmeden var olan işletmenin kamu çalışanları ve geleceğimiz için ücretsiz hale getirilmesi, açlık sınırında çalıştırılan kreş çalışanı öğretmenlerimizin ve emekçilerimizin mali iyileştirmeler yapılarak görevlerine devam etmesi, tüm kamu çalışanlarının ve ebeveynlerin sürece dahil edilerek sağlıklı bir bilgilendirme ile almış olduğunuz karardan geri dönülmesini açıkça bu meydandan talep ediyoruz. Bizler bu meydanda toplanan işçi, eğitim ve sağlık sendikaları olarak aldığınız bu kararın sonuna kadar karşısında olduğumuzu ve mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğimizi bildiririz.”