İklim Krizi ve Tarım: Eyyam-ı Bahur’un Etkileri

İklim Krizi ve Tarım Üzerindeki Etkileri

İklim krizinin tarım alanlarında yarattığı olumsuz etkilerin yanı sıra, üreticiler yaz aylarında görülen, Çöl ve Afrika sıcağı olarak da bilinen Eyyam-ı Bahur sıcaklıkları ile karşı karşıya kalıyor. Her geçen yıl artan sıcaklıklar ve su sorununa ek olarak Eyyam-ı Bahur’un etkileri, tarım alanlarının kuruması, toprak erozyonu, orman yangınları ve aşırı sıcaklıklar nedeniyle hayat kaybı gibi durumların sıkça gözlemlenmesine neden oluyor.

Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı, Eyyam-ı Bahur sıcaklıkları ve tarım alanlarının durumu ile ilgili Cumhuriyet gazetesine önemli açıklamalarda bulundu.

Eyyam-ı Bahur Sıcaklıklarının Etkileri

Çakıcı, ağustos ayında yaşanan sıcaklıkların bu yıl haziran ayından itibaren gözlemlendiğini ve bu durumun bitkilerin kurumasına yol açtığını belirtti. “Eyyam-ı Bahur sıcaklıkları genellikle ağustos ayında 15 gün kadar süren yüksek ve kavurucu sıcaklıklar olarak bilinir. Ancak bu yıl, farklı olarak haziran ayından itibaren yüksek sıcaklıklar yaşanmakta. Bu durum pek çok ürünü olumsuz etkiliyor. Eyyam-ı Bahur, olgunlaşma ve hasat dönemine denk geliyor. Yüksek güneş ışınları sebzelerde ve meyvelerde yanıklıklara, ürün ve kalite bozulmalarına neden oluyor. Bu dönemde esen sıcak rüzgarlar, toplu kurumalara ve bitkilerin erken çökmesine sebebiyet verebiliyor.”

Suyun Azalması ve Sulama Sorunları

Çakıcı, sıcaklıkların etkisiyle kuyulardaki su seviyesinin düştüğünü vurguladı. “Yüksek sıcaklık, bitkilerin daha fazla su tüketmesine ve artan su ihtiyacına yol açıyor. Bu da çiftçiler için sulamanın sıklaşması anlamına geliyor ki bu durum maliyet ve işçilik yükünü artırıyor. Kuraklık ve dönemsel yağışların yetersizliği nedeniyle kuyulardaki su seviyesi oldukça düşmüş durumda. Kuraklık nedeniyle Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından barajlardan verilen su da çok kısıtlı. Yeterli sulama yapabilsek bile bitkiler sıcak stresine girebiliyor. Ayrıca sulama ve sıcaklıkla birlikte artan nem, hastalıkların yayılmasına sebep olabiliyor. Sonuç olarak, mücadele ilaçlarının kullanımı da artış göstermektedir.”

Gıda Enflasyonu ve Tarım Ürünleri

Yaz aylarında gıda enflasyonunda gözlenen düşüşün bu yıl gerçekleşmediğini ifade eden Çakıcı, “İklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle özel yöresel ürünleri yetiştirmekte zorluk çekiyoruz. İncir, üzüm, kiraz gibi ürünlerde rekolte ve kalite sorunlarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Mısır, pamuk gibi su ihtiyacı yüksek ürünleri bazı bölgelerde yetiştiremiyoruz. Gıda enflasyonu ise rekor kırmaya devam ediyor. İklim değişikliği, ürün arzının azalmasına yol açarak fiyat artışlarını teşvik ediyor. Maalesef yaz aylarının etkisini enflasyonda göremedik.”