Sudan’daki Arabuluculuk Görüşmeleri ve Çatışmaların Arka Planı

ABD arabuluculuğundaki görüşmeler, Sudan ordusu ile paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) arasındaki yaklaşık bir buçuk yıl süren iç çatışmanın ardından gerçekleşiyor. Sudan hükümeti, RSF’yi desteklemekle suçladığı Birleşik Arap Emirlikleri’nin gözlemci olarak katılmasına itiraz etti ve bu nedenle görüşmelerde temsil edilmeyecek. Ancak ABD, hem Birleşik Arap Emirlikleri’nin hem de Mısır’ın, olası bir ateşkesin geçerliliğini sağlamak için görüşmelere katılmaları gerektiği konusunda ısrarcı. ABD’nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello, “Şu ana kadar Sudan ordusu katılmayı kabul etmedi. Ancak uluslararası ve teknik ortaklarımızla birlikte Sudan halkını desteklemek için her seçeneği gözden geçirmeye devam edeceğiz. RSF ise koşulsuz katılmayı kabul etti” şeklinde açıklama yaptı.

Görüşmelerin yaklaşık 10 gün sürmesi beklenirken, Suudi Arabistan ve İsviçre bu sürece ev sahipliği yapıyor. Görüşmelere Afrika Birliği, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Birleşmiş Milletler gözlemci olarak katılıyor. Sudan’daki çatışma, dünyanın en kötü insani krizlerinden birini tetikleyerek, ülkedeki her beş kişiden birinin evlerini terk etmesine neden oldu ve on binlerce insan hayatını kaybetti. Ülke genelinde 25 milyondan fazla kişi, yani nüfusun yarısından fazlası, açlık tehdidiyle karşı karşıya kalmış durumda.

Çatışmaların Başlangıcı

Sudan’daki savaş, silahlı kuvvetlerin iki kesimi arasındaki güç mücadelesinin çatışmaya dönüşmesiyle 15 Nisan 2023’te başkent Hartum’da patlak verdi. Ekim 2021’deki darbeden bu yana, Sudan bir generaller konseyi tarafından yönetiliyor ve bu anlaşmazlığın merkezinde iki askeri lider bulunuyor. Bunlar, silahlı kuvvetlerin başı ve fiilen ülkenin devlet başkanı olan General Abdulfettah el-Burhan ile onun yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (RSF) lideri General Mohamed Hamdan Dagalo, diğer adıyla ‘Hemedti’dir.

İki general arasındaki temel anlaşmazlık, ülkenin geleceği ve sivil yönetime geçiş süreci etrafında şekilleniyor. Ana tartışma noktalarından biri, 100 bin kişilik RSF’yi orduya entegre etme planları ve bu yeni gücün kim tarafından yönetileceğidir. RSF’nin kökenleri, Darfur’da isyancılara karşı acımasız bir mücadele yürüten kötü şöhretli Cancanvid milislerine dayanıyor. 2013 yılında El Beşir, bu grubu yarı organize bir paramiliter güce dönüştürerek liderlerine askeri rütbeler verdi. Bu tarihten sonra General Dagalo, Yemen ve Libya’daki çatışmalara müdahale eden ve Sudan’ın bazı altın madenlerini kontrol eden güçlü bir paramiliter yapı haline geldi. Bunun yanı sıra, insan hakları ihlalleriyle de suçlanmaktadır.

Ordu Yönetimindeki Süreç

Bu çatışma, 2019’da uzun süre iktidarda kalan Devlet Başkanı Ömer El Beşir’in devrilmesinin ardından yaşanan gerginliklerin bir sonucudur. El Beşir, yaklaşık 30 yıl süren yönetimine son verilmesi çağrısında bulunan kitlesel protestoların ardından ordu tarafından görevden alındı. RSF ve Sudan ordusu, El Beşir’i devirmek için birlikte hareket etti. Ancak sivil toplum, demokratik bir yönetime geçiş talebini sürdürüyor. Daha sonra, ortak bir askeri-sivil hükümet kuruldu, ancak bu yapı Ekim 2021’deki başka bir darbe ile devrildi. Bu olaydan sonra Orgeneral El-Burhan ile General Dagalo arasındaki rekabet daha da alevlendi.

Sudan, Afrika’nın üçüncü büyük ülkesi olmasının yanı sıra jeopolitik açıdan stratejik bir konumda yer almaktadır. Ülke, Hartum siyasetiyle iç içe geçmiş güvenlik sorunları bulunan yedi farklı ülkeyle komşudur.