
Çocuklarda Demir Eksikliği: Uzman Görüşü
Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gürcan Dikme, çocuklarda demir eksikliği konusunu ele aldı. Çocuklarda demir eksikliğinin nedenleri üzerine açıklamalarda bulunan Dr. Dikme, “Zamanında doğan bebeklerde, anneden geçen depo demiri sayesinde ilk 6 ay boyunca demir eksikliği yaşanması beklenmez. Ancak 6. aydan sonra hızlı büyüme dönemine geçişle birlikte, anne sütü bebeğin demir ihtiyacını karşılayamaz hale gelir ve demirden zengin ek gıdalara ihtiyaç duyulur. Yenidoğan bebeklerin günlük demir ihtiyacı 1 mg’dır ve yaş ilerledikçe bu ihtiyaç artış gösterir” ifadelerini kullandı.
Normal bir bireyde, az miktarda demirin deri ve mukozal yüzeylerdeki hücrelerin dökülmesi yoluyla kaybedildiğini ve adet gören kızlarda ise adet kanamaları ile kayıpların yaşandığını belirten Dr. Dikme, “Besinlerle yeterli miktarda alınan demirin bağırsaklardan emilimi ile demir dengesi sağlanır. Bu süreçler göz önüne alındığında, besinlerle yetersiz miktarda demir alımı, hızlı büyüme dönemlerinde fizyolojik olarak artan demir ihtiyacı, ya da bağırsaklardan demirin emilememesine neden olan sorunlar gibi durumlar demir eksikliğinin temel nedenleridir” açıklamasında bulundu.
Demir Eksikliğine Neden Olan Faktörler
Demir eksikliğine yol açan etkenleri sıralayan Dr. Dikme, şu bilgileri paylaştı: “Çocuklarda demir eksikliğinin temel nedenlerinden biri, demirden zengin gıdaların yetersiz tüketimidir. Örneğin, süt çocuklarında anne sütü yerine inek sütü ile beslenme, demir eksikliği anemisinin gelişmesine zemin hazırlayan faktörlerden biridir. Çünkü anne sütündeki demirin yaklaşık %50’si emilirken, inek sütündeki demirin yalnızca %10’u emilebilmektedir. Aynı zamanda inek sütünün aşırı tüketimi, diğer besin maddelerinin ve demir içeren ilaçların emilimini olumsuz yönde etkileyebilir. İnek sütü proteininin neden olduğu kolit, bağırsaklardan gizli ve/veya aşikâr kan kaybına yol açarak demir eksikliğine zemin hazırlayabilir. Bu nedenle çocuklarda günlük inek sütü tüketimi 500 mL ile sınırlandırılmalıdır. 6 aydan sonra bebeklere anne sütüne ek olarak demirden zengin tamamlayıcı gıdalar verilmesi, anne sütünün yeterli olmadığı durumlarda ise ilk 9 ay boyunca demir takviyeli formül mamaların kullanılması önerilmektedir.”
Türkiye’de Demir Eksikliği Durumu
Demir eksikliğinin dünyada en yaygın besin eksikliklerinden biri olduğunu vurgulayan Dr. Dikme, “Türkiye’de çocuk ve ergenlerde demir eksikliği görülme sıklığı, farklı bölgelerde yapılan araştırmalara göre %6,5 ile %42 arasında değişiklik göstermektedir. Batı Avrupa ülkelerinde ise 5 yaşın altındaki çocuklarda demir eksikliği anemisinin sıklığı %10-20 arasında görülmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri, ülkemizde demirden zengin besinlerin yetersiz tüketimidir” dedi. Ayrıca, Dr. Dikme, 2 yaş altındaki çocuklar için Sağlık Bakanlığı tarafından 2004 yılından bu yana yürütülen “Demir Gibi Türkiye Programı” hakkında bilgi vererek, “Bu program sayesinde, 4-12 ay arasındaki her bebeğe demir eksikliği anemisini önlemek adına ücretsiz demir desteği sağlanmakta, 13-24 ay arasındaki ve anemisi olan bebeklere ise demir tedavisi uygulanarak 6-24 ay arası bebeklerde demir eksikliği anemisi sıklığını %30’lardan (%12-80) %6,3’e indirmek hedeflenmektedir. Ailelerin bu programa uyması büyük önem taşımaktadır” diye ekledi.
Demir Eksikliği Anemisinin Belirtileri
Çocuklarda demir eksikliği anemisinin genellikle semptomsuz olduğunu ve çoğunlukla başka bir nedenle yapılan kan testlerinde fark edildiğini belirten Dr. Dikme, “Semptomlar genellikle aneminin şiddetlenmesiyle ortaya çıkmaya başlar. Çocuklarda demir eksikliği anemisinin en yaygın belirtisi solukluktur. Solukluk, en iyi avuç içlerinde, tırnak yataklarında ve konjonktivada gözlemlenebilir. Ancak, solukluğun çocuklarda kan (hemoglobin) değeri 7-8 g/dL’nin altına düşene kadar fark edilmeyebileceği unutulmamalıdır. Aneminin diğer belirtileri arasında yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık, kolay üşüme, saç ve tırnaklarda kırılganlık, tırnaklarda kaşıklaşma, çarpıntı, nefes darlığı, baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, huzursuzluk ve unutkanlık gibi zihinsel işlevlerde azalma yer almaktadır. Ayrıca, ‘pika’ adı verilen, kâğıt, toprak ve buz gibi şeylerin yenmesi durumu da demir eksikliğinin bir başka belirtisidir. Bu nedenle, çocuklara kan değerlerinin düşüp aneminin semptomlarının ortaya çıkması beklenmeden düzenli olarak anemi açısından kan tetkiki yaptırılması önerilmektedir” şeklinde konuştu.
Demir Eksikliğinin Sağlık Üzerindeki Etkileri
Demir eksikliğinin çocuklarda hangi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurgulayan Dr. Dikme, “Demir eksikliği anemisi, demirin hücre düzeyindeki işlevleri nedeniyle vücutta birçok sistem ve dokuyu etkileyen sorunlara yol açabilir. Bu etkilerin en önemlilerinden biri sinir sistemi üzerindeki etkileridir. Özellikle 2 yaş altındaki çocuklar için beyin gelişimi açısından büyük önem taşır. Demir eksikliği anemisi, bu yaş grubundaki çocuklarda katılma nöbetleri, uyku düzeninde bozukluklar, gelişimde gecikme ve hatta gerileme gibi şikâyetlere yol açabilir. Demir eksikliği anemisinin bu yaş grubundaki çocuklarda neden olduğu zihinsel sorunların ömür boyu sürebileceği gösterilmiştir. Daha büyük çocuklarda ise dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, sinirlilik, okul başarısında azalma, anlama ve algılama güçlüğü, huzursuz bacak sendromu gibi sorunlara yol açabilir. Ayrıca, demir hem doğal hem de edinilmiş bağışıklıkta önemli bir rol oynar. Bu nedenle demir eksikliği yaşayan çocuklarda enfeksiyon sıklığında artış gözlemlenebilir” dedi.
Demir Eksikliğine İyi Gelen Gıdalar
Demir eksikliğine iyi gelen besinleri anlatan Dr. Dikme, “Demir açısından zengin gıdalar arasında başta kırmızı et, karaciğer, balık ve yumurta sarısı gibi hayvansal kaynaklar yer almaktadır. Ayrıca kuru fasulye, nohut, mercimek ve soya gibi baklagiller de iyi birer demir kaynağıdır. Çocukların bu gıdaları haftada en az üç-dört kez tüketmeleri, demir ihtiyacını karşılamalarına yardımcı olur. C vitamininden zengin sebze ve meyvelerin, demir emilimini artırdığı bilinmekte ve bu nedenle bu gıdaların tüketilmesi faydalı olacaktır. Öte yandan, demir emilimini azaltan fitat içeren tahıllar, susam ve tanin içeren çay ile kakao gibi besinlerin tüketimi ise sınırlandırılmalıdır” önerisinde bulundu.
Fast-Food Tüketiminin Riskleri
Son olarak fast-food’un olumsuz etkilerine dikkat çeken Dr. Dikme, “Fast-food veya abur cubur, yüksek miktarda tuz, yağ ve şeker içerdiği için enerji açısından zengin, ancak protein, lif, vitamin ve mineral gibi temel besin maddeleri açısından oldukça fakir gıdalardır. Ayrıca birçok fast-food ürünü tehlikeli gıda boyası ve/veya sağlıksız trans yağ içermektedir. Fast-food tüketimi, çocuklarda başta demir olmak üzere diğer temel vitamin ve minerallerin eksikliğine neden olmakta ve bunun yanı sıra obezite, hipertansiyon ve bozulmuş glukoz toleransı gibi sağlık sorunları için de ciddi risk oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.