
Türk Şirketlerinin Latin Amerika’daki Yükselişi
El Salvador Başkanı Nayib Bukele, Ocak 2022’de Türkiye’yi ziyaret ettiğinde, Latin Amerika’da Türk şirketlerinin etkisinin yükseldiğini gösteren önemli bir dönüm noktasına işaret ediyordu. Yirminci yüzyılın sonuna kadar Latin Amerika’da neredeyse hiç Türk şirketi yoktu; ancak bugün, otomotiv, madencilik ve taşımacılık gibi sektörlerde faaliyet gösteren yirmiden fazla Türk şirketi bölgede yer alıyor. En son olarak, El Salvador, “tarihindeki en büyük özel yatırım” için bir Türk şirketiyle anlaşma sağladığını duyurdu. Bukele, 12 Ağustos’ta X’te yaptığı paylaşımda, ülkesinin Yıldırım Holding’e bağlı Yılport şirketi ile 1,6 milyar dolarlık bir yatırım anlaşması imzaladığını açıkladı. Bu anlaşma, Yılport’un Acajutla ve La Union liman şehirlerine yatırım yapmasını ve bu limanları 50 yıl boyunca işlemesini öngörüyor. Bu yatırım, Çin’in bölgede 40 liman işlettiği bir dönemde gerçekleşmesi açısından dikkat çekici.
Türk Şirketlerinin Çeşitlenmesi
Peki, Türk şirketleri nasıl bu kadar geniş bir alan açmayı başardı? LATİN AMERİKA’DA FAALİYET GÖSTEREN TÜRK ŞİRKETLERİ İlk adım, 1990’ların sonunda Sabancı Holding’e bağlı Kordsa’nın, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te bir üretim tesisi açmasıyla atıldı. 2023 yılında Arjantin’deki La Plata Ulusal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü tarafından yayımlanan bir rapor, Türk şirketlerinin günümüzde Latin Amerika’da otomotiv, madencilik ve taşımacılık gibi birçok sektörde aktif olduğunu belirtiyor. BBC’ye konuşan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Latin Amerika İş Konseyleri Direktörü Serpil Ata, Yıldırım Holding’in “bölgedeki en büyük Türk yatırımcısı” olduğunu ifade etti. Yıldırım Holding İcra Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım, aynı zamanda DEİK’in Türkiye-Latin Amerika ve Karayipler İş Konseyleri Koordinatör Başkanlığı görevini de yürütmektedir. Yıldırım Holding dışında, Global Ports Holding adlı Türk şirketi de Karayipler’de beş liman işletmektedir. Ayrıca fındık üreticisi Balsu Gıda, Ocak ayında Şili’de bir tesis inşa etmeye başlayacağını duyurdu. 2022’den beri Brezilya’da faaliyet gösteren Türk enerji şirketi Karpowership ise, Mayıs ayında Brezilya’nın devlet enerji şirketi Petrobras ile doğal gaz alanında iş birliği yapmak için bir anlaşma imzaladı. Arjantin’de 2014’te faaliyetlerini durduran Kordsa, Brezilya’nın en iyi işverenleri arasında yer alıyor.
Yatırımlar ve Ticaret Hacmi
Türkiye’nin bölgedeki yatırımları ağırlıklı olarak özel şirketlerden gelse de, kamu şirketleri de bölgede daha fazla yer edinmeye başladı. Türk savunma devi ASELSAN, Nisan ayında Latin Amerika’daki ilk ofisini Şili’de açtı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ve Arjantin merkezli INVAP, Ankara’da kurulan ortak iştirakleri GSATCOM Uzay Teknolojileri bünyesinde uydu yapımı alanında iş birliği gerçekleştirmektedir. TİCARET HACMİ 14 KAT ARTTI
Dışişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye ile Latin Amerika arasındaki ticaret hacmi, 2002-2023 yılları arasında yaklaşık 14 kat artış gösterdi. 2002 yılında 950 milyon dolar olan karşılıklı ticaret hacmi, 2023 yılı itibarıyla 13,9 milyar dolara ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ticaret hacminde Haziran ayında bir önceki yıla kıyasla neredeyse yüzde 30’luk bir artış kaydedildi. Yılın ilk yarısında 7,7 milyar doları aşan ticaretin yüzde 62’si Türkiye’nin bölgeden ithalatı, kalan yüzde 38’i ise bölgeye ihracatı oluşturdu. Serpil Ata, Türkiye’nin Latin Amerika ve Karayipler ülkeleriyle 3,36 milyar dolarlık bir ticaret açığı olduğunu belirtiyor. “Bu açığın 3,3 milyar dolarlık kısmı Brezilya’dan, 632.4 milyon dolar ile Kolombiya ve 566.4 milyon dolar ile de Arjantin’den kaynaklanıyor. Türkiye’nin en çok ihracat fazlası verdiği ülke ise 367.5 milyon dolar ile Panama.”
Ticari Diplomasi ve İlişkilerin Güçlenmesi
‘TİCARİ DİPLOMASİ’ Serpil Ata, Türkiye ve Latin Amerika arasındaki bağların “ticari diplomasi” aracılığıyla güçlendiğini ifade ediyor. 2000’lerin başında bölgede altı diplomatik temsilciliği bulunan Türkiye, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarında bu sayıyı üç kat artırdı. Şu anda Türkiye’nin Latin Amerika ve Karayipler’de 18 büyükelçiliği ve Brezilya’da bir başkonsolosluğu bulunmaktadır. Ankara’da ise bölgeden 17 ülkenin büyükelçiliği mevcuttur. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2015, 2016 ve 2018 yıllarında bölgedeki çeşitli ülkeleri ziyaret etti ve birçok lideri de Ankara’da ağırladı. DEİK, Latin Amerika’da 11 ülke bazlı ve bir bölgesel iş konseyi ile faaliyet göstermektedir.
Türk Hava Yolları (THY), Türkiye ve Latin Amerika arasındaki ilişkilerin derinleşmesinde önemli bir rol oynamaktadır. THY, Meksika, Brezilya, Küba, Kolombiya, Panama ve Venezuela’ya direkt uçuşlar düzenlemektedir. Ata, Aralık 2024’te Şili’nin de bu hatlara eklenmesinin planlandığını ifade ediyor. Türkiye, bölgedeki farklı kuruluş ve örgütlere katılımıyla da dikkat çekiyor. Türkiye, 1998’den bu yana Amerikan Devletleri Örgütü’nde gözlemci, 2017’den bu yana ise Birleşmiş Milletler’in (BM) Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu’na (ECLAC) üyedir. Ayrıca Türkiye, Orta Amerika Entegrasyon Sistemi (SICA), Karayip Devletleri Birliği (AEC) ve Güney Ortak Pazarı’nda (MERCOSUR) da gözlemci statüsündedir.
Ortak Bakış Açısı ve İtici Güç
Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Öğretim Üyesi Dr. Ebru İlter Akarçay, Türkiye’nin bu girişimlerini BBC’ye şu şekilde değerlendirdi: “Serbest piyasa ekonomilerinin oluşturduğu birliklerden devletçi ekonomileri bir araya getiren örgütlenmelere kadar, Türkiye gözlemci üye sıfatıyla iş birliği ve bütünleşme çabalarına dahil oluyor.”
Akarçay, Türkiye-Latin Amerika ilişkilerinin derinleşmesinde iki tarafın izlediği dış politikanın önemli bir rol oynadığını belirtiyor. Akarçay, “Çok kutuplu bir dünya arayışı ve ortakların çeşitlendirilmesine yönelik gayretler, [Türkiye için olduğu gibi] Latin Amerika yönetimleri için de giderek daha büyük bir önem taşıyor.” diyor. “Dünya ekonomisi ve siyasetinin işleyişine yönelik 1970’li yıllardan bu yana şüpheci ve muhalif tutumlar takınan Latin Amerika, 21. yüzyılda da Batılı hükümetler ile onların ayakta tuttuğu uluslararası rejim ve örgütlenmelere dair mesafeli ve eleştirel bir yaklaşım sergiliyor.” Akarçay, Türkiye’nin de benzer bir tutum sergilediğini ve taraflar arasındaki bu örtüşmenin ilişkiler bakımından “itici bir güç” olduğunu vurguluyor.
TRT’nin İspanyolca servisi için geçtiğimiz aylarda bir yazı kaleme alan Latin Amerika Çalışmaları uzmanı Melike Hocaoğlu, Türkiye’nin “1.3 milyar kişilik ve 28 trilyon dolarlık Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya pazarlarına da açılan bir kapı olduğu” değerlendirmesinde bulundu. Hocaoğlu, Latin Amerika’nın da “yaklaşık 5.5 trilyon dolarlık gayri safi yurtiçi hasıla ve 700 milyonu aşkın nüfusuyla” Türkiye için “zengin kaynakları, stratejik iş ortaklıkları ve büyüme potansiyeli” açısından büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Hocaoğlu, yazısında “Latin Amerika, Türkiye’nin hammadde ihtiyacını karşılayabilir ve karşılığında Türkiye’nin endüstriyel teknoloji ürünleri ihracatından yararlanabilir.” yorumunu yaptı.
Yakınlaşmanın Sınırları
Türkiye’nin Latin Amerika ile ticari ve diplomatik ilişkileri, stratejik öneme sahip diğer bölgelere kıyasla oldukça kısıtlı. Örneğin, TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin Asya ülkeleri ile ticaret hacmi 2023’te 110 milyar dolara yaklaştı. Bu, Latin Amerika ile toplam ticaretin neredeyse sekiz katı. Aynı şekilde, Afrika ile ticaret de 2023’te 31.7 milyar dolar olarak kaydedildi. Bu rakam, 2022’de neredeyse 41 milyar dolar ile zirve yapmıştı. Latin Amerika’nın, Türkiye’nin direkt yatırımlarındaki payı da şu an için düşük. Ticaret Bakanlığı’nın Haziran ayında paylaştığı bir rapora göre, Türkiye’nin bölgedeki direkt yatırımları yaklaşık 809 milyon dolar. Bu, Türkiye’nin toplam yatırımlarının yüzde 1,39’una denk gelmektedir.
Latin Amerika açısından bakıldığında, Türkiye ile ticari ilişkiler diğer ortaklara göre kısıtlı kalmaktadır. Amerikalılar Arası Kalkınma Bankası’na (IDB) göre, bölge ülkeleri, 2022’de en büyük ticaret ortakları olan ABD ile yaklaşık 1,5 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet ticareti gerçekleştirmiştir. ECLAC’a göre, bölgenin ikinci en büyük ticaret ortağı olan Çin ile ticaret hacmi ise 500 milyar dolara ulaşmıştır. Latin Amerika ve Karayipler Kalkınma Bankası’na (CAF) göre, bölgenin Avrupa Birliği (AB) ile ticareti bu yıl 320 milyar dolar olarak kayda geçmiştir. Serpil Ata, Latin Amerika ile ticaretin “arzu edilen düzeyde olmadığı” yorumunu yaparken, ilişkilerin geliştirilmesi önündeki zorluklara dikkat çekiyor. Ata, bu zorlukların arasında kültürel farklılıklar, dil bariyerleri, zaman farkı, uzak mesafeler, iş insanları arasında etkin iletişim ve iş yapma süreçlerindeki farklılıklar bulunduğunu belirtiyor. Ayrıca, bazı ülkelerdeki “politik ya da ekonomik belirsizlikler” ve “yerel mevzuat ve düzenlemelerdeki değişiklikler” nedeniyle de karşılıklı ticaretin istenilen seviyeye ulaşmadığını ifade ediyor.