İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk’ün İHK Açılışında Vurguladığı Temel Sorunlar

İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk’ün Açılış Konuşması

İnsan Hakları Konseyi’nin (İHK) 2024 Dönem Başkanı ve Fas’ın BM Cenevre Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Omar Zniber başkanlığında düzenlenen toplantıda, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Türk, insan haklarının mevcut krizlerle boğuşmadığını, ancak bu hakların uygulanması için gereken siyasi liderliğin ciddi bir krizde olduğunu vurguladı.

“Dünya genelinde evrensel insan hakları pahasına iktidarı ele geçirmek veya elinde tutmak için derin köklü güç dinamiklerinin devreye girdiğini görüyoruz.” diyen Türk, nefret dilinin ve kadın düşmanlığının toplumda normalleştiğini ifade etti. Irkçılık, ırk ayrımcılığı, yabancı düşmanlığı ve bunlara bağlı hoşgörüsüzlüklerin toplumları derinden etkilediğine dikkat çekerek, bu durumun birçok bölgede sosyoekonomik eşitsizliklerin derinleşmesine yol açtığını kaydetti.

Türk, şeffaflık ve hesap verebilirlik için hayati önem taşıyan veri odaklı politikaların eksikliğine de değinerek, “Bazı medya kuruluşları tarafından desteklenen, göçmenleri, mültecileri ve azınlıkları günah keçisi ilan eden politikacılar var. Avusturya, Fransa, Almanya, Macaristan, İngiltere ve ABD’deki seçim dönemlerinde bunun örneklerini gördük. Kaygı ve umutsuzluktan yararlanarak bir grubu diğerine karşı kışkırtıyorlar. Dikkati dağıtmaya ve bölmeye çalışıyorlar,” dedi. Tarihin nefret dolu sözlerin, nefret dolu eylemleri tetikleyebileceğini gösterdiğini belirten Türk, insan haklarına ve kanıta dayalı tartışmalara dayanan bir siyasi liderliğin, bu sorunların panzehiri olduğunu vurguladı. “Bu, insanların sağlık, barınma, istihdam ve sosyal koruma gibi alanlarda karşılaştığı gerçek zorluklarla başa çıkmanın tek yoludur.”

Sudan’daki İnsani Kriz

Türk, 17 aydır devam eden iç savaşın etkilerinin derinleştiği Sudan’ı ziyaret ettiğini ve o dönemde ülkede bir “umut ışığı” gördüğünü hatırlatarak, bugün Sudan’ın en kötü insani ve koruma krizlerinden birini yaşadığını ifade etti. “Sudan’da 20 binden fazla kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Dünya, bunun devam etmesine izin veremez.” diyen Türk, savaşların gelecek nesillere miras kaldığına ve sebepleri ele alınmadığı takdirde tekrarlayan nefret döngülerini besleyeceğine dikkati çekti.

Gazze’deki Durum

Gazze’de 7 Ekim 2023’ten bu yana yaşanan savaşa işaret eden Türk, o günkü saldırıda 1200 İsraillinin hayatını kaybettiğini hatırlattı. “40 binden fazla Filistinli, İsrail ordusunun saldırılarında öldürüldü, binlerce kişi yaralandı ve Gazze’de enkaz altında kaldı. Filistinliler, her gün hayatta kalmak için mücadele ediyor. Gazze Şeridi’nde yaklaşık 1,9 milyon kişi zorla yerinden edildi. Birçoğu birden fazla kez yerinden edildi.” diyerek, gerçek sayı muhtemelen daha yüksek olsa da yaklaşık 10 bin Filistinlinin İsrail hapishanelerinde veya geçici askeri tesislerde gözaltında tutulduğunu belirtti. Türk, “Bunların çoğu keyfi olarak tutuluyor. 50’den fazla kişi, insanlık dışı koşullar ve kötü muamele nedeniyle öldü.” dedi.

İsrail ordusunun, işgal altındaki Batı Şeria’da son 20 yılda görülmemiş ölçekte ölümcül ve yıkıcı saldırılar gerçekleştirdiğine dikkat çeken Türk, ciddi Yahudi yerleşimci şiddetiyle halihazırda felaket düzeyinde olan durumun daha da kötüleştiğini ifade etti. “Bu savaşı sonlandırmak, tamamen yayılmış bir bölgesel çatışmayı önlemek mutlak ve acil bir önceliktir.” diyen Türk, şunları ekledi: “Temmuzda Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) danışma görüşünde açıkça belirtildiği gibi, İsrail’in politikaları ve uygulamalarından kaynaklanan işgal altındaki Filistin toprakları genelindeki daha geniş yasa dışılık durumu, kapsamlı şekilde ele alınmalı. Ülkeler, BM Güvenlik Konseyi’nin bağlayıcı kararları ve UAD’nin kararları da dahil uluslararası hukuka karşı açıkça saygısızlığı ne bu durumda ne de başka herhangi bir durumda kabul etmemelidir.”

Yüksek Komiser, dünyanın farklı bölgelerinde devam eden krizlere ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, İHK’nin 57. Oturumunun açılışına çok sayıda ülke ve uluslararası kuruluşun temsilcisinin katıldığını ifade etti. 30 etkileşimli diyalog toplantısının gerçekleştirileceği, çatışma bölgelerindeki durumların ele alınacağı ve ülke raporlarının sunulacağı oturumun 11 Ekim’de sona ereceği belirtildi.