
29 Eylül Dünya Kalp Günü’nde Kalp Sağlığının Önemi
29 Eylül Dünya Kalp Günü vesilesiyle kalp rahatsızlıklarının tedavisinden ziyade, bu hastalıklarla mücadelede uygulanabilecek basit ve etkili yöntemlerin önemi vurgulanıyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, kalp hastalıklarının hem dünyada hem de Türkiye’de en yaygın ölüm nedenlerinden biri olduğunu belirtti. Prof. Dr. Özdemir, “Hastalıktan korunmak için alacağımız önlemler son derece kritik. Çünkü hastalıklardan korunmak, tedaviye göre çok daha fazla önem taşıyor. Bu nedenle, özellikle hastalığın önlenmesi üzerinde durmalıyız. Bu bağlamda oluşturduğumuz sloganımız, ‘YAŞaSın A, B, C, D, E’ şeklindedir. Daha sağlıklı ve uzun bir yaşam için belirli kurallar mevcuttur. Ne anjiyo, ne stent, ne balon ne de bypass. Yapılması gerekenler çok daha basit ve etkili yöntemlerdir” dedi.
Egzersiz: Kalp Sağlığının Temel Taşı
Kalp rahatsızlıklarının nedenleri ve korunma yöntemleri üzerine konuşan Prof. Dr. Özdemir, “Yaş ilerledikçe kalp hastalığı riski artmaktadır, bu nedenle bu duruma dikkat etmemiz gerekiyor. Belirli bir yaş sonrası, mutlaka kalp kontrolü yaptırmak gerekmektedir. Kilo artışı, ne olursa olsun kalp hastalıklarını tetikleyen önemli bir faktördür; bu nedenle buna önlem almak önemlidir. Sigara, ülkemizde de ciddi bir sorun teşkil etmektedir ve bunu kesinlikle bireylerden uzak tutmalıyız. Ayrıca, genetik riski olan hastaların tansiyon, şeker ve kolesterol gibi risk faktörlerini düzenli olarak kontrol ettirmeleri gerekiyor. Özellikle 45-50 yaşlarından sonra bu risk faktörlerini içeren tahlillerin yapılmasını öneriyoruz” şeklinde konuştu.
Kalp hastalıklarının en temel nedeninin kolesterol olduğunu belirten Özdemir, “Özellikle kötü kolesterol olarak bilinen LDL kolesterolün yüksek olması ve iyi kolesterol dediğimiz HDL’nin düşük olması, kalp hastalıklarını tetikleyen önemli bir etkendir. Bu değerleri ideal seviyelere çekmek, kalp hastalıkları riskini üç kat daha azaltabilir. Ayrıca cinsiyetin de bu konuda önemli bir rol oynadığını vurgulamak gerekir. Erken yaşlarda erkeklerde daha sık görülen kalp hastalıkları, menopoz sonrası kadınlarda daha fazla görülmektedir. Bu nedenle menopoz sonrası kadınların daha sık kontrole gitmeleri gerektiğini hatırlatmak isterim” dedi.
Şeker hastalığına dair de uyarılarda bulunan Prof. Dr. Özdemir, “Şeker hastalığı, kalp hastalığı riskini artıran ciddi bir durumdur. Bu nedenle şeker hastası olan bireylerde daha detaylı bir analiz yapılması ve kan şekerinin ideal seviyelerde tutulması gerekiyor. Son olarak, yeme alışkanlıklarımızın ve yaşam tarzımızın düzenli olması kalp hastalığı riskini önemli ölçüde azaltmaktadır. Bu çerçevede, stresten uzak durmak ve günde en az 45 dakika egzersiz yapmak, kalp sağlığını korumanın en etkili yollarından biridir” şeklinde belirtti.
Kahve ve Çikolatanın Kalp Üzerindeki Etkileri
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Oğuzhan Yıldırım ise “Kahve ve çikolata, hem kardiyolojik açıdan hem de ruh hali üzerinde olumlu etkileriyle dikkat çekiyor. Kahvenin bazı bireylerde çarpıntıya neden olabileceğini belirtmekte fayda var; ancak genel olarak kalp sağlığı açısından kahvenin olumlu etkileri daha ağır basmaktadır. Özellikle bitter çikolatanın kalp sağlığı üzerinde faydalı etkileri bulunmaktadır” diyerek kahvenin ve çikolatanın kalp sağlığı üzerindeki olumlu yönlerini vurguladı.