Geç Roma Döneminde Eşsiz Mezar Buluntusu ve Kompozit İskelet

Geç Roma Döneminde Eşsiz Bir Mezar Buluntusu

1970’lerde bir Roma mezarlığında yapılan kazılarda, cenin pozisyonunda düzenlenmiş bir iskelet ortaya çıkarıldı. Bu şekilde yerleştirilmiş bir iskeletin Roma dönemi için alışılmadık bir uygulama olduğu düşünülmektedir. Başlangıçta, kemiklerin MS ikinci ya da üçüncü yüzyıla ait olduğu öngörülüyordu. Ancak iskeletin kafatasının yakınında bulunan bir Roma kemik iğnesi, arkeologların bu kalıntıların Gallo-Roma döneminde, yani MS 69 ile 210 yılları arasında yaşamış bir kadına ait olduğunu düşünmesine yol açtı.

Fakat 2019 yılında gerçekleştirilen radyokarbon tarihlemesi, iskeletin bazı parçalarının Roma dönemine ait olduğunu doğrularken, diğer kısımların Geç Taş Devri’ne ait olduğunu ortaya koydu. Arkeologlar, bu bulgularla ilgili olarak, “Yüzlerce hatta binlerce yıl arayla ayrılmış iskelet unsurlarına sahip kompozit bireyler daha da nadirdir” açıklamasında bulundu.

Peki, bu kadar çok farklı kemik nasıl bir araya gelerek tek bir iskelet oluşturdu?

Araştırmacılar, Taş Devri’ne ait olan gömülerin kazara bozulduğunu ve Romalıların, yaklaşık 2,500 yıl sonra, yeni bir kafatası ekleyerek ve kemik iğnesi gibi mezar eşyalarıyla birlikte yeniden düzenleyerek bu durumu telafi ettiklerini düşünmektedir. “Mezarın bozulması, öbür dünyada failliği olan bir bireyin tamamlanması ya da inşa edilmesi yoluyla telafi edilmesini gerektirmiş olabilir” diyen bilim insanları, başka bir olasılık olarak, tüm ‘bireyin’ Gallo-Roma döneminde, yerel kaynaklı Neolitik kemiklerin Roma dönemi kafatasıyla birleştirilerek oluşturulmuş olabileceğini belirtiyor.

Bilim insanları, Romalıların muhtemelen “batıl inançlardan ilham alarak”, kompozit iskeleti “kendilerinden önce bu bölgeyi işgal etmiş bir bireyle bağlantı kurmak amacıyla” kasten bir araya getirmiş olabileceğini öne sürüyor. “Ya başlangıçta kafatası yoktu ve gömüyü keşfeden Roma topluluğu, ‘bireyi’ tamamlamak için bir kafatası ekledi ya da mevcut Neolitik döneme ait kafatasını Roma dönemine ait bir kafatasıyla değiştirdiler” diyen araştırmacılar, “bireyin varlığının açıkça kasıtlı olduğu” sonucuna ulaşarak, şunları kaydetti: “Kemikler seçilmiş, uygun bir yer seçilmiş ve doğru anatomik düzeni taklit etmek için öğeler dikkatlice düzenlenmiştir. Ortaya çıkan gömü, büyük bir özen ve planlamanın yanı sıra insan anatomisi hakkında iyi bir bilgiye işaret ediyor.”