Suriye’deki Harita Değişiminin Ardında Hangi Güçler Var? Doç. Dr. Behlül Özkan Harita Üzerinden Anlattı

Suriye’deki Son Gelişmeler ve Stratejik Etkileri

Suriye, son yıllarda iç savaşın derinleşmesi ile birlikte uluslararası gündemin en önemli maddelerinden biri haline geldi. Özellikle Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif güçlerin, Suriye hükümetine karşı gerçekleştirdiği son saldırılar, bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendirme potansiyeline sahip. Bu durum, hem yerel hem de küresel aktörler açısından kritik bir dönüm noktası teşkil ediyor.

Halep’in Ele Geçirilmesi ve Sonrası

Ülkenin en büyük ikinci kenti olan Halep, muhaliflerin eline geçmesi ile birlikte stratejik bir önem kazandı. Bu gelişme, sadece Suriye içindeki güç dinamiklerini değiştirmekle kalmayıp, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkelerin de planlarını etkileyebilir. Halep’in kaybı, Şam yönetimi için büyük bir darbe anlamına gelirken, HTŞ için de önemli bir zafer niteliği taşıyor.

Yeni Stratejilerin Gelişimi

Siyaset Bilimci Doç. Dr. Behlül Özkan, bu durumu değerlendirirken, “Suriye’deki harita değişimi radikal bir biçimde gerçekleşiyor” dedi. Özkan, özellikle Fabrice Balanche isimli Fransız akademisyenin haritasını referans alarak, yeni güç dengelerinin ortaya çıkacağına dikkat çekti. Türkiye’nin stratejik hesaplarının, bölgedeki diğer aktörlerin eylemleri ile doğrudan bağlantılı olduğunu belirtti.

Türkiye’nin Rolü ve Stratejisi

Türkiye’nin, bazı İslamcı kesimler tarafından süreçlerin mimarı olarak tanımlanması, Özkan’a göre tehlikeli bir söylem. 2011’den bu yana süregelen iç savaşta Türkiye, Esad muhaliflerine silah ve eğitim desteği sağlamıştır. Ancak, bu desteklerin sonuçları beklenildiği gibi olmamıştır. Özkan, Türkiye’nin, PYD’nin yükselişi ile birlikte hesaplarını yeniden gözden geçirmek zorunda kaldığını belirtiyor.

Bölgesel Dinamikler ve Yeni Çatışmalar

Halep’in HTŞ’nin eline geçmesi, sadece Suriye iç dinamikleri ile açıklanamaz. Özkan, “Bu durum, bölgesel ve küresel güçler arasında yeni pazarlık veya çatışma alanları yaratabilir” ifadesini kullanarak, bölgedeki güç mücadelesinin derinleşebileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Özellikle İsrail ve İran arasındaki rekabetin, Suriye’deki gelişmelerle daha da karmaşık bir hal alabileceğini vurguluyor.

İran-Lübnan Hattı ve Stratejik Önemi

Özkan, “Harita, İsrail-İran rekabetini de gözler önüne seriyor” diyerek, bu durumun bölgedeki stratejik dengeleri nasıl etkileyebileceği konusunda önemli bilgiler veriyor. Irak, İran ve Suriye üzerinden Lübnan’a giden ikmal hattının, Hizbullah’a ciddi mühimmat sağladığını belirtiyor. Bu durum, bölgedeki güç dengesini değiştirebilir ve çatışmaların artmasına yol açabilir.

Trump’ın Seçimi ve Türkiye’nin Stratejik Hesapları

Geçtiğimiz ay ABD Başkanı seçilen Donald Trump‘ın Suriye’den çekilme sinyalleri vermesi, Türkiye için yeni fırsatlar yaratabilir. Özkan, “Türkiye, İsrail ile birlikte bu ikmal hattını kesebilmek için operasyon başlatmış olabilir” diyerek, Türkiye’nin stratejik hesaplarının bölgedeki dinamiklerle nasıl ilişkili olduğunu açıklıyor.

PYD’nin İlerleyişi ve Türkiye’nin Pozisyonu

ABD’nin PYD’ye verdiği destek, Türkiye’nin stratejisini etkileyen bir diğer önemli faktördür. Kuzeyden HTŞ’nin Hama’ya ilerlemesi ve PYD’nin Irak sınırını kapatacak şekilde ilerlemesi, Türkiye’nin yalnız başına bu durumu yönetmesinin mümkün olmadığını ortaya koyuyor. Türkiye’nin, bu gelişmeler karşısında uluslararası destek alması gerekliliği, stratejik açıdan önem kazanıyor.

Sonuç Olarak

Suriye’deki son gelişmeler, sadece yerel dinamikler değil, aynı zamanda uluslararası ilişkiler açısından da büyük önem taşımaktadır. Türkiye’nin, HTŞ ile olan ilişkisi ve bu süreçteki rolü, bölgedeki güç dengelerini etkileyecek nitelikte. Suriye’deki çatışmaların devam etmesi, bölgedeki aktörlerin stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden olacaktır. Bu bağlamda, gelişmeleri yakından izlemek ve analiz etmek, hem Türkiye için hem de bölgedeki diğer ülkeler için kritik bir öneme sahiptir.