
Oyun Endüstrisinin Önemi ve Türkiye’deki Durum
Oyun endüstrisi, dünya genelinde yaklaşık 200 milyar dolarlık bir pazar hacmine ve 3 milyar kişilik bir oyuncu kitlesine ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye’de ise bu rakamlar oldukça dikkat çekici; yaklaşık 50 milyon kişi dijital oyun oynamakta ve bu oyunculardan elde edilen hasılat 600 milyon dolara yaklaşmaktadır. Gaming in Turkey tarafından gerçekleştirilen araştırmalara göre, 2023 yılında Türkiye’de dijital oyun alışkanlıkları özellikle gençler arasında yaygınlık kazanmıştır. Oyuncuların %35 ila %40’lık kısmı 25-34 yaş aralığında bulunurken, 18-24 yaş aralığındaki oyuncuların oranı ise %25 ila %30 arasında değişiklik göstermektedir.
Oyun Süresinin Önemi
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2021 yılında gerçekleştirdiği araştırmaya göre, 6-15 yaş aralığındaki çocukların %94.7’si dijital oyun oynadığını ve bunun hemen her gün veya haftada en az bir defa gerçekleştiğini belirtmektedir. Gençler ve çocuklar, sanal dünyada daha fazla zaman geçirerek evlerini, arkadaşlarını ve sosyal çevrelerini bile sanal ortamda seçmeye başlamışlardır. Çocukları ekranlardan ve dijital oyunlardan uzak tutmak günümüzde neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Ancak bazı dijital oyunların gençler ve çocuklar için tehlikeli olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Bazı deneysel çalışmalar, şiddet içeren video oyunları oynamanın saldırgan düşüncelerde, duygularda ve davranışlarda kısa vadeli artışlara yol açabileceğini ortaya koymaktadır. İstinye Üniversitesi (İSÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Ildırım’a göre, dijital oyun platformlarının çocuklar üzerindeki etkisi, oyun içeriği, çocuğun yaşı, oyun süresi ve aile denetimi gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Çocukların dikkat süreçleri üzerinde olumlu etkiler sağlayan araştırmalar mevcutken, şiddet unsurlarına maruz kalma, siber zorbalığa uğrama, cinsel içeriklerle karşılaşma ve nefret söylemiyle yüzleşme gibi durumlar, çocukların ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açabilmektedir.
Dijital Oyun Bağımlılığı
Liv Hospital’dan klinik psikolog Burcu Özcan, dijital oyun bağımlılığının belirtilerini şu şekilde sıralamaktadır:
- Oyun oynama süresinin kontrol edilememesi,
- Oyun oynama isteğinin sürekli olarak artması,
- Gerçek dünya ile olan ilişkilerin bozulması,
- Oyun oynama davranışlarının diğer önemli yaşam alanlarını etkilemesi.
Özcan’a göre, dijital oyun bağımlılığı, oyun alışkanlıkları üzerindeki kontrolün ciddi şekilde azalmasıyla karakterize bir durumdur. Bu durum, kişisel, sosyal, eğitimsel ve mesleki sorumluluklar dahil olmak üzere günlük işleyiş üzerinde olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Çocukların dijital oyunlara alternatif olarak zaman geçirebilecekleri ve gelişimlerine katkıda bulunabilecek birçok aktivite bulunmaktadır. Spor, bisiklet sürmek, yürüyüş yapmak, kamp yapmak ve piknik gibi açık hava etkinliklerinin yanı sıra sanatsal faaliyetler, kitap okuma, dil becerilerini geliştirme aktiviteleri, kulüpler, dernekler ve gönüllü etkinlikler, çocukların hem eğlenceli hem de eğitici bir şekilde zaman geçirmelerine yardımcı olurken, sosyal ve duygusal gelişimlerini de desteklemektedir.
Sağlıklı bir duygusal gelişim için aile ile vakit geçirmenin önemi de oldukça büyüktür. Ailelerin çocuklarıyla birlikte kaliteli zaman geçirmeleri, onların ruhsal ve sosyal gelişimlerine olumlu katkılar sağlayacaktır.