Adıyaman’da 2. Kommagene Bienali: İyileşmek

6 Şubat depremini en derinden hisseden ve binlerce kayıp veren Adıyaman, bu zorlu süreçte yaralarını sarmaya çalışırken, 20 farklı ülkeden 53 sanatçının katılımıyla düzenlenen bienale ev sahipliği yapıyor. Antik dönemdeki adıyla anılan 2. Kommagene Bienali’nin bu yılki teması ‘İYİLEŞMEK’. Bu bienal, deprem sonrası acılarını sarma çabasındaki Adıyaman halkının umutlarının yeniden yeşermesine ve hatta yeniden doğmasına katkıda bulunmayı hedefliyor.

Bienalin küratörlüğünü üstlenen Macar Prof. Eros Istvan, bölgedeki halkı sanatla iyileştirmek, onarmak ve umutlarını yeşertmek amacıyla çalışıyor. Ancak bu süreçte, sanatçılar yalnızca soyut kelimelerle değil, gerçek yaşam deneyimleriyle eserlerini ortaya koymuşlar. Eserlerini yaratırken, yerel halkla sohbet ederek, konteynır kentleri ziyaret edip onların hikayelerini dinleyerek, esnaflarla iş birliği yaparak ve bölgedeki zanaatkarlarla, marangoz ve elektrikçilerle birlikte çalışarak bu süreci yürütmüşlerdir.

Adıyaman hala toparlanma aşamasında iken, evlerini inşa edip eksikliklerini gidermek için çalışan kişilerin iş yoğunluğu göz önüne alındığında, bienaldeki tüm asistanların yerel halktan seçilmiş olması dikkat çekici. Bu bienalin amacı yalnızca sanat eserlerini sergilemek değil, aynı zamanda halkın kaybolan umudunu yeniden filizlendirmek, yaşam enerjilerini tazelemek ve gelen ziyaretçilerle şehri canlandırmaktır. Kısacası, bireysel ve toplumsal ‘İYİLEŞME’ sürecini desteklemektir.

6 Şubat’ın hemen ardından depremden etkilenen tüm şehirlere gidip oralarda çalışan birisi olarak, oradaki insanların artık kıyafete, ayakkabıya ya da yemeğe değil, tüm bunları kendilerinin sağlayabileceği bir yaşam enerjisine ihtiyaçları olduğunu belirtmek isterim. Görülmeye, hayata katılmaya, gülmeye, renge, konuşmaya, anlatmaya ve anlatılmaya ihtiyaçları var.

Bunları niye mi yazıyorum? Çünkü iyi niyetli işleri süzgeçten geçirmeden, somut bir katkı sunmadan eleştiren ve yaralayan bazı kişilerin tutumları, hem bireysel gelişim hem de toplumsal ilerleme açısından ülkemizi olumsuz etkiliyor. Eleştiri, doğru yapıldığında bir toplumun gelişimine katkı sağlar. Sağlıklı bir eleştiri, bir işi daha iyi hale getirmeyi, eksikleri göstermeyi ve alternatif yollar sunmayı amaçlar.

M.Ö 2. Yüzyılda kurulmuş olan Kommagene Krallığı’nın kalıntılarını barındıran Adıyaman, depremden 18 ay sonra her türlü zorluğa rağmen uluslararası bir bienal düzenliyor. Ancak bazı kişiler, deprem sonrası yaşananları ya görmezden gelerek ya da gerçekten hiç görmeden eleştirilerde bulunuyor. Bu eleştiriler, sanatın değerini küçümseyen bir yaklaşım sergiliyor.

Aristotle, “Sanatın amacı, varlıkların dış görünümlerini değil, onların içsel önemlerini temsil etmektedir” der. Pablo Picasso ise “Sanatın amacı, ruhumuzu, gündelik hayatın tozlarından temizlemektir” diyerek, sanatın insan yaşamındaki derin ve arındırıcı etkisini vurgular. Eleştirinin, sanatın dinginleştirici ve kişiyi yeniden canlandıran gücünü kullanmak için en büyük geliştirici etken olduğunu unutmamak gerekir. Zamanı, yeri ve imkanları objektif bir şekilde değerlendirip geliştirici önerilerde bulunmak, toplumun ilerlemesine katkı sağlar.

Depremde binlerce kayıp veren, sokakların, binaların ve parkların yok olduğu Adıyaman’da, hem doğa hem de arkeolojiyle iç içe geçmiş alanlarda sergilenen eserler, 2. Kommagene Bienali ile hayat buluyor. Bu bienal, 8 Kasım’a kadar ziyaret edilebilir ve sanatın iyileştirici gücünü gözler önüne seriyor.

Haber içeriği: Banu Tozluyurt