Obezite Tehlikesi: Türkiye’de Artan Halk Sağlığı Sorunu

Obezite Tehlikesi: Türkiye’de Yaygınlaşan Bir Halk Sağlığı Sorunu

Acıbadem Kayseri Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Dr. Esra Karakaş, Türkiye’de nüfusun ortalama yüzde 30’unun obezite sorunuyla karşı karşıya olduğunu ve bu oranının giderek artmakta olduğunu vurguladı. Obezite, günümüzün en önemli halk sağlığı problemlerinden biri haline gelmiştir. Dr. Karakaş, obeziteyi vücuttaki yağ doku miktarının normalden fazla artması olarak tanımlarken, bu durumun birçok faktörden kaynaklandığını belirtti.

Dr. Karakaş, obezitenin genetik hastalıklardan, yaşam tarzındaki olumsuz alışkanlıklara kadar pek çok nedene bağlı olarak geliştiğini ifade etti. Özellikle tiroid hastalıkları, insülin direnci, diyabet gibi kronik hastalıkların yanı sıra D vitamini eksikliği gibi durumların da obezite riskini artırdığını belirtti. Ayrıca, nadir görülen böbrek üstü bezi hastalıkları ve genetik faktörler de obeziteye yol açabilmektedir.

Yaşam Tarzı Değişikliği: Obeziteyle Mücadelenin Temeli

Obezite ile mücadelede yaşam tarzı değişikliklerinin kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Dr. Karakaş, hareketsiz yaşam biçimi, fast food ve işlenmiş gıda tüketiminin artması, sebze ve meyve alımının azalması gibi faktörlerin obeziteye zemin hazırladığını ifade etti. Obezite ile mücadelede yaşam tarzı değişikliğinin her aşamada olması gereken bir tedavi yöntemi olduğunu belirten Dr. Karakaş, bu değişikliklerin önemine dikkat çekti.

Yaşam tarzı değişikliği için önerilen başlıca önlemler şunlardır:

  • Hareketin artırılması ve düzenli egzersiz yapılması,
  • Uyku düzeninin sağlanması,
  • Beslenmenin dikkatli bir şekilde düzenlenmesi,
  • Junk food ve fast food tüketiminin azaltılması,
  • Sağlıklı yağlar, sebze ve meyve tüketiminin artırılması,
  • Kaliteli protein alımına özen gösterilmesi,
  • İşlenmiş gıda tüketiminin azaltılması,
  • Günlük alınan kalorinin kontrol edilmesi,
  • Stres yönetiminin sağlanması.

Medikal Tedavi Seçenekleri

Yaşam tarzı değişiklikleri dışında, medikal tedavilere de ihtiyaç duyulabileceğine işaret eden Dr. Karakaş, obezite tedavisinde radikal yöntemlere geçmeden önce hastaların mutlaka endokrinoloji veya dahiliye polikliniklerinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Medikal tedavilerin mutlaka bir hekim kontrolünde uygulanması gerektiğini vurguladı.

Cerrahi tedavi yöntemleri, yaşam tarzı değişikliği, diyet ve medikal tedavi ile yeterli kilo veremeyen, vücut kitle indeksi 40 ve üzeri olan kişiler veya vücut kitle indeksi 35 ve üzeri obezite komplikasyonları gelişmiş bireyler için bir seçenek haline geldiğini ifade etti.

Obezite ve Diyabet: Risk Faktörleri

Obezite ve diyabet arasındaki ilişkiye de dikkat çeken Dr. Karakaş, her diyabetik hastanın obeziteye daha yatkın olmadığını, ancak insülin direnci gelişmiş Tip 2 diyabet hastalarında obezitenin daha sık görüldüğünü belirtti. Obeziteden korunmak için şeker, yağ ve kalorisi yüksek besinlerden uzak durulması gerektiğini vurguladı.

Obeziteden korunmak için ayrıca:

  • Hareketliliğin artırılması,
  • Lif tüketiminin çoğaltılması,
  • Sebze ve meyve alımının artırılması,
  • Bol su içilmesi,
  • Yüksek şeker ve yağ içeren gıdaların tüketiminin azaltılması,
  • Ekran başında geçirilen zamanın kısaltılması,
  • Vitamin düzeylerinin düzenli olarak kontrol edilmesi ve eksikliklerin giderilmesi.

Dr. Karakaş, obezitenin önlenmesi açısından bu önerilerin dikkate alınmasını tavsiye etti.