Muzları Tehdit Eden Panama Hastalığı ve Fusarium Mantarının Etkileri

Muzları Tehdit Eden Fungal Salgın: Panama Hastalığı

Geçen yıl ekim ayında dünya genelinde yayımlanan haberlerde, en çok tüketilen muz türü olan Cavendish muzlarına yönelik büyük bir tehditten bahsedilmişti. Bilim insanları, bu popüler meyveye bulaşan fusarium adlı bir mantarın, muzların köklerini kurutma potansiyeline sahip olduğunu tespit etti. Bu durum, Tropical Race enfeksiyonu ya da halk arasında bilinen adıyla Panama Hastalığı olarak adlandırılan bir hastalığın, muzları kökünden yok edebileceğini ortaya koydu.

MUZLARIN KÖKÜ TÜKENMEYEBİLİR

Fusarium mantarının enfeksiyonu, muz ağacının köklerinde başlayarak iletim demetlerini tıkamakta ve sonuç olarak solgunluk hastalığına yol açarak muzların çürümesine sebep olmaktadır. Ancak, Popular Science dergisinde yer alan yeni bir araştırma, bilim insanlarının bu soruna karşı bir çözüm geliştirdiğini ortaya koyuyor.

Fusarium mantarı, 100’den fazla bitki türüne bulaşabilme yeteneğine sahiptir. Bu salgın, daha önce 1950 yılında Gros Michel muzlarının yok olmasına neden olmuştu. 16 Ağustos’ta Nature Microbiology dergisinde yayımlanan yeni bir makaleye göre, bilim insanları bu mantarın neden olduğu enfeksiyonun moleküler mekanizmalarını belirlemeyi başardılar. Bu buluş, fusarium mantarına karşı yeni tedavi yöntemleri ve stratejiler geliştirilmesi için önemli bir adım olarak görülüyor.

Fusarium, kısaca Foc TR4 olarak adlandırılan bu patojen, yalnızca muzları tehdit etmekle kalmıyor; başka bitki türlerini de etkileyebiliyor. Çalışmanın ortak yazarı ve Massachusetts Amherst Üniversitesi’nde moleküler biyolog olan Li-Jun Ma, Popular Science‘a yaptığı açıklamada, “Fusarium oxysporum’un bir tür kompleksi, 100’den fazla farklı bitkiyi enfekte edebilir.” dedi.

Muzun fusarium solgunluğu, şu an dünyanın en yaygın ticari muz çeşidi olan Cavendish’i tehdit ediyor. Bu mantar türü, bir muz tarlasında var olduğunda, ortadan kaldırılamıyor ve bu da Cavendish muzunun gelecekte üretilmesini neredeyse imkansız hale getirebilir.

Fusarium oxysporum’un genomu iki ana parçaya ayrılmakta: bir çekirdek genom ve bir yardımcı genom. Çekirdek genom, bitkinin hayatta kalması için gerekli temel işlevleri yerine getirirken, yardımcı genom ise suştan suşa değişim gösterebiliyor. Bu durum, mantarın genetik çeşitliliğini artırarak farklı bitki türlerine saldırma yeteneğini güçlendiriyor.

Fusarium mantarının ilk kurbanı Gros Michel muzlarıydı. Cavendish çeşidi, bu duruma karşı bir alternatif olarak geliştirilmişti ve hastalığa dirençli bir seçenek olarak görülüyordu. Ancak enfeksiyon, bir süreliğine dursa da yayılmaya devam etti ve 1990’larda Güneydoğu Asya’dan Orta Amerika’ya kadar yeni bir muz solgunluğu hastalığı ortaya çıktı.

Yeni araştırmada, ekip on yıl boyunca TR4 genomunun Cavendish muzundaki gelişimine odaklandı. Sonuç olarak, salgının 1950’lerdeki mahsulleri yok eden aynı patojenden türediğini keşfettiler. Ma, konuyla ilgili basın bülteninde şu ifadeleri kullandı: “Artık Cavendish muzlarını yok eden patojen TR4’ün, Gros Michel muzlarını yok eden ırktan evrimleşmediğini biliyoruz.”

Ekip, Foc TR4’ün bir bitkiye saldırdığında iki ana amacının bulunduğunu keşfetti ve bazı yardımcı genleri de kullandığını fark etti. Bu genler, mantarlarda nitrik oksit üretimi ve detoksifikasyon mekanizmalarını yönetiyor. Ekip, bu gazın Cavendish muzundaki hastalık yayılımına nasıl katkıda bulunduğunu henüz tam olarak anlamasa da, nitrik oksit üretimini kontrol eden iki genin ortadan kaldırıldığında Foc TR4’ün varlığının büyük ölçüde azaldığını belirlediler.

Çalışmanın ortak yazarı ve doktora sonrası araştırmacı olan Yong Zhang, “Bu yardımcı genetik dizilerin belirlenmesi, Foc TR4’ün yayılmasını azaltmak veya kontrol altına almak için birçok stratejik yol sunuyor.” şeklinde açıklamada bulundu.