Türkiye’de Yangınlar ve Çarpık Kentleşmenin Sonuçları
Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde eş zamanlı olarak meydana gelen yangınlar, binlerce hektarlık ormanlık alanı yok ederken, yerleşim bölgelerini de ciddi şekilde tehdit etti. İzmir’in Karşıyaka ilçesinde yer alan Yamanlar Dağı’nda perşembe gecesi başlayan yangın, rüzgarın etkisiyle hızla yayılarak yerleşim alanlarına kadar ulaştı. Bu yangında 17 ev alevlere teslim oldu.
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir’deki çarpık kentleşmenin bu yangının en büyük sebeplerinden biri olduğunu belirterek, “Karşıyaka, Yamanlar’da büyük bir tehlike atlatmıştır. 17 bina yanmasına rağmen, eğer kuvvetli rüzgar güneye doğru devam etseydi, Karşıyaka’nın tutuşması kaçınılmaz olabilirdi. Şehir, yangına tamamen teslim olabilirdi. İzmir’deki yerleşim alanları ormanın içine yerleşmiş durumda. Ormanlık alanlarla yerleşim yerleri arasındaki mesafenin mutlaka açılması gerekiyor.” diye vurguladı.
Yerleşim Yerleri ile Orman Arasında Mesafe Olmalı
Yangından etkilenme riski taşıyan yerleşim alanlarının ormanların dibinde bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Yaşar, “Yerleşim yerleri ile ormanlık alanlar arasında en az 100 metre mesafe olmalıdır. Bu 100 metrelik mesafe içine yangın boruları döşenmeli ve su vanaları yerleştirilmelidir. Herhangi bir yangın durumunda itfaiyenin gelmesini beklemeden bu vanalardan su basılmalı, böylece yangın yerleşim alanlarına yaklaşmadan önlenmelidir. Şehir plancıları tarafından, 20 yıl sonra İzmir’in olası yerleşim alanlarının şimdiden belirlenmesi, şehir planlamasının afet tehlikesi göz önünde bulundurularak yapılması gerekmektedir. Şehrin ormanlık alanlardan uzak tutulması ve aradaki mesafeye savunma vanalarının yerleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Önlemler, baştan alınmalıdır.” şeklinde konuştu.
Ormana Giriş Yasağı
Yangınların önlenmesi için yapılması gerekenleri sıralayan Prof. Dr. Yaşar, “Anız yakılması kesinlikle yasaklanmalıdır. Oluşturulan mangal alanları dışında hiçbir yerde ateş yakılmamalı ve bu tür eylemler için cezalar oldukça ağır olmalıdır. Yollarda sigara izmariti atanlar da en az mangal yakanlar kadar ağır cezalara çarptırılmalıdır. Özellikle yangın riski yüksek günlerde dronlar ile sıkı denetimler yapılmalıdır. Ancak en kritik nokta, ormana girişin 365 gün boyunca yasaklanmasıdır. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, devasa panolara ‘ormanlara çöp atmayalım’ yazdırmış. Bu ifade yanlıştır, doğrusu ‘ormanlara girmeyelim’ olmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Ekosistemi Koruma ve Cezalar
Ormanların ortak miras olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yaşar, “Yangında can kaybımız yok demek yanıltıcıdır. İnsan dışındaki canlıların da can kaybı yaşandığı göz ardı ediliyor. Binlerce ağacın ve hayvanın kaybı söz konusudur. Aslında büyük bir ekosistemi kaybediyoruz. Bu ekosistemi yakan kişilerin cezası yalnızca para olmamalıdır.” dedi.
Yanan ormanların birkaç yıl içinde yeniden yeşereceğini belirten Prof. Dr. Yaşar, “Hep farklı ağaç türleri dikelim diye konuşuluyor. Ancak çam ağaçları bulundukları alanlarda yeniden çıkacaktır çünkü çam ağaçları kaybolmaz. En geç iki yıl içinde otlar tekrar çıkacaktır. Yamanlar, en fazla 10 yıl içinde bugünkü haline dönecektir.” diyerek umut verdi. (DHA)
