Demans Risk Faktörleri: Görme Kaybı ve Yüksek LDL Kolesterolün Etkisi

Demans ve Yeni Risk Faktörleri Üzerine Araştırma

Son dönemde yapılan bir araştırma, tedavi edilmemiş görme kaybı ve yüksek LDL kolesterol seviyelerinin, en yaygın bunama türlerinden biri olan demansın gelişme riskini artırabileceğini ortaya koydu. University College London’dan bilim insanlarının yürüttüğü bu çalışma, 10 Ağustos 2023 tarihinde Lancet dergisinde yayımlandı. Araştırma, daha önce 2020 yılında belirlenen 12 risk faktörüne iki yeni faktör eklenmesiyle dikkat çekti.

Belirlenen 12 risk faktörü arasında şunlar bulunuyor:

  • İşitme kaybı
  • Düşük eğitim seviyesi
  • Sigara içmek
  • Hipertansiyon
  • Obezite
  • Fiziksel hareketsizlik
  • Depresyon
  • Diyabet
  • Aşırı alkol tüketimi
  • Hava kirliliği
  • Travmatik beyin hasarı
  • Sosyal izolasyon

Görme kaybı ve yüksek LDL kolesterol seviyelerini inceleyen araştırmacılar, bu iki faktörün demans vakalarının artışında önemli bir rol oynayabileceğini vurguladı. Çalışma, toplamda 14 risk faktörünün, dünya genelinde demans vakalarının yaklaşık yarısından sorumlu olduğunu ve bu faktörlerin ortadan kaldırılmasının birçok demans vakasını önleyebileceğini gösteriyor.

Birleşik Krallık’taki Alzheimer Derneği’nin baş politika ve araştırma sorumlusu Fiona Carragher, bu konuda şunları belirtti: “Alkol tüketimi ve fiziksel egzersiz gibi bazı demans risk faktörleri, yaşam tarzı değişiklikleri ile yönetilebilir. Ancak, birçok faktör toplum düzeyinde ele alınmalıdır. Sosyal izolasyon, eğitim eşitsizlikleri ve hava kirliliği gibi unsurlar bireylerin kontrolü dışındadır ve bu durum, halk sağlığı müdahaleleri ile hükümet ve endüstri arasında ortak eylem gerektirmektedir.”

Nörolog Dr. Earnest Lee Murray, “Lancet’teki çalışma, genellikle beslenme ve yaşam tarzı seçimleri ile ilişkili olan yüksek LDL (kötü kolesterol) seviyelerinin demans süreci geliştirme riskini artırdığını göstermektedir. Genetik faktörler yüksek LDL seviyelerinde etkili olabilir, ancak bu hastalar için diyet değişiklikleri faydalı olabilir” şeklinde yorumda bulundu.

Kalp Sağlığı ve Beyin Sağlığı Arasındaki Bağlantı

Beynin “çok damarlı bir organ” olduğunu vurgulayan Murray, bunun kalple yakından bağlantılı olduğunu ifade etti. “Hastalarıma her zaman ‘Kalp için sağlıklı olan, beyin için de sağlıklıdır’ derim. Bu durum, yalnızca düşük yağlı ve düşük kolesterollü diyetleri değil, aynı zamanda sigara ve alkolü bırakma gibi yaşam tarzı değişikliklerini de içermektedir” dedi.

Akdeniz diyetinin demansın başlangıcını geciktirmeye yardımcı olabileceğine dair kanıtların bulunduğunu belirten Murray, “Düzenli egzersiz, hem vasküler açıdan faydalıdır hem de zihinsel sağlığı destekleyebilir” ifadelerini kullandı. Ayrıca, bilişsel olarak uyarıcı faaliyetlere katılmanın da potansiyel olarak bunama başlangıcını geciktirdiği biliniyor.

Murray, “Hastalarıma, bulmaca çözmek veya zorlu kitaplar okumak gibi bilişsel olarak zorlayıcı ve keyif aldıkları bir aktivite bulmalarını öneriyorum. Bu tür faaliyetler, bilişsel yeteneklerin daha yüksek seviyelerde kalmasına yardımcı olabilir ve bunamanın başlamasını geciktirebilir” şeklinde sözlerini tamamladı.