Küreselleşme, Virüsler ve Geleneksel Tıbbın Rolü

Küreselleşme ve Virüslerin Yayılması

Küreselleşen dünyada, hızla gelişen teknoloji ve bilim sayesinde hastalıklara daha hızlı çözümler bulunabilse de, ulaşımın kolaylaşması virüslerin yayılmasını da aynı ölçüde artırmıştır. Karya Farma HBX Ar-Ge (BAP) Bilimsel Araştırmalar Projeleri Merkezi Koordinatörü Hakan Başlık, bu konuyla ilgili önemli bilgiler paylaşarak, “Maalesef virüs kökenli hastalıklar, günümüzde daha hızlı bir şekilde yayılmaya başladı. İletişim ve ulaşımın yaygınlaşması, hastalıkların yol açtığı korku ve endişenin yalnızca sağlık alanında değil, sosyal ve ekonomik hayatta da ciddi olumsuz etkiler yarattığını gösteriyor” dedi.

Başlık, örnek olarak 2004 yılının başlarında görülen kuş gribi salgınını anarak, “Dünya genelinde çok fazla konuşulmasına rağmen, bu virüs salgınında kayıtlara göre 32 kişi hayatını kaybetti. Ardından, 2019 yılında yaşanan korona virüs salgını ise kısa sürede dünyanın birçok yerinde etkisini gösterdi. Şimdi de ‘Maymun Çiçeği Virüsü’ gündemde. Yakın tarihte görülen veba, cüzzam, frengi, kolera, sıtma, tifüs, verem ve dizanteri gibi virüs kökenli salgın hastalıklar, çoğunlukla geleneksel tıp yöntemleriyle çözülmeye çalışılmıştır” diye belirtti.

Modern Tıp ve Geleneksel Yaklaşımlar

Yeni dönemde tamamen modern tıp bilimi adı verilen yöntemlerle virüslere karşı mücadele verilmeye çalışıldığını ifade eden Başlık, “Karya Farma olarak, geleneksel tıp ile modern bilimi entegre etmeye çaba gösteriyoruz. Bu kapsamda, korunmaya yönelik çalışmalar, antiviral tedavi ve koruyucu yaklaşımlar üzerine yapılan araştırmaları hızlandırıyoruz. Geleneksel tıp ve doğal ürünler, modern tedavilere destekleyici olarak önemli bir yer tutmaktadır” dedi.

Bu bağlamda, incir (Ficus carica), zeytin (Olea europaea) ve arı ürünleri (bal, polen, propolis) gibi biyolojik olarak aktif bileşikler içeren maddelerin antiviral etkilerinin dikkat çekici olduğunu vurguladı. “Bu bileşenlerin kombine kullanımı, antiviral etkiyi potansiyel olarak artırabilir ve bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Bu nedenle, incir, zeytin ve arı ürünlerini virüslere karşı vücudun bağışıklık sistemini güçlü tutmak amacıyla kullanmayı planlıyoruz” diyerek, bu üç ürünün bileşiminden yeni ürünler elde etmek için çalışmalar yaptıklarını ifade etti.

Afrika ve Patent Çalışmaları

Afrika’nın, dünyada yapay mikropların oluşturulduğu bir doğal laboratuvar durumunda olduğunu ve bölgedeki çaresiz insanların düşük ücretlerle canlı kobay haline getirildiğini ileri süren Karya Farma HBX AR-GE Projeler ekibinden Kimyager Aslı Aktaş, “Ülkemiz coğrafyasında gerçekleştirdiğimiz geniş çaplı araştırmalar neticesinde farklı alanlarda toplamda 17 patent çalışması ortaya koyduk. Ancak bizi en çok heyecanlandıran, bitkiler dünyasında yer alan bazı etken maddelerin çaresiz görülen hastalıklar için büyük umutlar taşıdığını görmek” şeklinde konuştu.