
2024-2025 Adli Yılı Töreni İzmir Adliyesi’nde Düzenlendi
2024-2025 adli yılının başlaması dolayısıyla İzmir Adliyesi’nin protokol girişinde anlamlı bir tören gerçekleştirildi. Törene; İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Fahri Mutlu Tosun, İzmir Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Hakim Gökberk Sunal, İzmir Emniyet Müdürü Celal Sel, İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz ve çok sayıda hakim, savcı, avukat ile adliye personeli katıldı.
Törende konuşan İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Fahri Mutlu Tosun, geçtiğimiz yılın muhasebesini yaparak, “Yargı hizmetlerinin etkili, verimli ve hızlı bir şekilde yürütülmesi için büyük çaba sarf ettik. Adliyenin fiziki imkanlarının iyileştirilmesi adına birçok çalışma gerçekleştirdik. Geçen ay itibarıyla adliye sarayımızın güçlendirme projesine başladık. Yaklaşık 550 gün sürecek bu proje ile adliye sarayımız, adalet hizmetlerinin sunulmasında daha işlevsel hale gelecektir.” dedi.
Tosun: 10 Bin Soruşturma Dosyasında Azalma Var
Başsavcı Tosun, 2023 ve 2024 yılları arasındaki Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma sayılarına dair önemli veriler paylaştı: “Geçen hafta itibarıyla yaklaşık 10 bin soruşturma dosyamızda azalma gözlemlenmektedir. Normalde, nüfus artış hızları nedeniyle soruşturmalarda artış yaşanması beklenirken, bu yıl İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma sayısında 10 bin düşüş yaşanmıştır. Bunun temel sebebi, önleyici kolluk hizmetlerinin etkinliğinin artmış olmasıdır. İl Emniyet Müdürlüğü’nün yoğun gerçekleştirdiği önleyici hizmetler sayesinde birçok suç önlenmiş ve suçlular yakalanmıştır. Cumhuriyet savcılarımızın yürüttüğü etkin soruşturmalar da suç işlenmesi konusunda caydırıcı bir etki yaratmıştır.”
Ayrıca, “Yaptığımız soruşturmalarda alternatif çözüm yollarını kullanmaya özen gösteriyoruz. Bu bağlamda, tarafların uzlaşma kapsamındaki suçlarını uzlaştırma büromuz aracılığıyla barışçıl bir yöntemle çözüme kavuşturmak için Cumhuriyet Savcılarımız ve uzlaştırmacılarımız büyük bir gayret göstermektedir. 2024 yılı içerisinde 4 bin dosya, tarafların uzlaşması sonucu mahkemeye gitmeden kapatılmıştır.” şeklinde ekledi. Teknolojik alandaki gelişmelerin yeni suç türlerini ortaya çıkardığını belirten Tosun, bilişim suçlarıyla ilgili tedbirler aldıklarını ve bu yıl bilişim suçlarını soruşturmakla görevli Cumhuriyet savcısı sayısını 9’dan 20’ye çıkardıklarını vurguladı. “Terör örgütleriyle ilgili soruşturmalarımız ise aynı yoğunluk ve etkinlikte devam etmektedir. Son bir yıl içerisinde yaklaşık 900 terör örgütü soruşturması gerçekleştirmiş bulunmaktayız.” ifadelerini kullandı.
Türk Yargısı Huzur İçinde, Bağımsız Olmalı
İzmir Adliyesi’nde 6 Yeni Mahkeme Kuruluyor
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, yeni adli yılın hukukun üstünlüğünün, yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlandığı bir yıl olmasını dileyerek, “Birçok temennimiz, umudumuz ve talebimiz var. Ancak bu isteklerin temelinde ülkenin laik ve demokratik sosyal yapısının güçlendirilmesi ile hukukun üstünlüğünün sağlanması yatıyor.” dedi. Yılmaz, adli tatil boyunca avukatlar ve baro yönetimi olarak hiçbir tatil düşünmeden çeşitli alanlarda faaliyetlerini sürdürdüklerini belirtti.
Yılmaz, “Hukukun üstünlüğünü savunurken, ülkemizde barış ve adaletin de savunulması gerekmektedir. Barolar, sadece avukatların sorunlarıyla ilgilenen kurumlar değil; aynı zamanda ülkenin sorunlarının çözümüne katkıda bulunan yapılar olarak da önem taşımaktadır.” dedi.
Yılmaz, şu şekilde devam etti: “Hukukun üstünlüğü bizim için çok değerli ve önemli. Bunun en temel unsuru ise yargının bağımsızlığıdır. Bağımsız bir yargının var olduğu yerde hukukun üstünlüğünden bahsedilebilir. Bu nedenle, hukuk insanları olarak tarafsız ve bağımsız bir yargının tesis edilmesi için çaba göstermeliyiz. Tarafsız ve bağımsız yargının en önemli unsurlarından biri de savunma mesleğidir. Savunma mesleğinin olmadığı bir ortamda yurttaşın sesi duyulamaz. Kadınların, çocukların ve doğanın hakları savunulamaz. Savunma mesleğinin olmadığı yerde adil yargılanma hakkından söz edilemez.”
Avukatın Olmadığı Yerde Adalet Olmaz
Yılmaz, “Ancak son zamanlarda savunma mesleğine ve barolara yönelik sistematik bir şiddet gözlemlenmektedir. Bu durumun en çarpıcı örneği, son 20 yılda 500’den fazla avukatın öldürülmesidir. Avukatlar, şiddetin en ağırını ve en sık olanını yaşıyor. Özellikle genç avukatlar ve stajyerler bu konuda ciddi sorunlar yaşamaktadır.” şeklinde konuştu.
Yılmaz, “Avukatlık Kanunu’nun birinci maddesi, yargının kurucu unsurlarından biri olan bağımsız savunmayı temsil eder. Avukatın olmadığı bir ortamda adaletten ve yurttaşın adalete erişiminden bahsedilemez.” diyerek, Avukatlık Kanunu’nun 76. maddesi ile barolara hukukun üstünlüğünü savunma görevi verildiğini hatırlattı.
Yılmaz, “Biz bu görevleri yerine getirirken birçok zorlukla karşılaşıyoruz. Özellikle son 15 yılda yargının belli alanlarda siyasallaştığını görmekteyiz ki bu durum son derece tehlikelidir. Bu ülkede bugüne kadar gerçekleşmeyen olaylar yaşandı. Anayasa Mahkemesi kararları tanınmadı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları görmezden gelindi. Ülkemizde bir yüksek mahkemenin üyeleri, başka bir yüksek mahkemenin üyelerine karşı adli süreç başlattı. Bu tür durumlar, dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. İlk kez Anayasa Mahkemesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararını yok hükmünde kabul etti.” dedi.
Sonuç olarak, Yılmaz, “Hukukun üstünlüğünü savunurken, tüm bu değerlerin bir arada olduğu bir dünya hayal ediyoruz. Dili, dini, inancı, mezhebi veya siyasi görüşü ne olursa olsun herkesin yasa önünde eşit bir yurttaş olarak kabul edildiği bir ülkede yaşamak istiyoruz. Bu hedefe ulaşmak için gereken adımların atıldığını görmek istiyoruz. Çünkü bu ülke için hepimizin umutları var ve bu umutları hayata geçirmenin yolu demokrasi, hukukun üstünlüğü ve yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığından geçiyor.” şeklinde sözlerini tamamladı.