Yunanistan Dışişleri Bakanı’ndan Türkiye’ye İlişkin Çarpıcı Açıklamalar

Yunanistan Dışişleri Bakanı’ndan Çarpıcı Türkiye Mesajları

Yunanistan Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetritis, Ortadoğu’daki gelişmelere dair değerlendirmelerini Action 24 kanalında paylaştı. Türkiye ile ilişkiler hakkında dikkat çekici mesajlar veren Gerapetritis, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Kasım ayında Atina’yı ziyaret edecek olmasına değinerek, “Ben her zaman diyaloga inanan biriyim. Komşularınızla diyalog kurmanın, parmağınızı sürekli tetikte tutmaktan daha sağlıklı olduğuna inanıyorum. Türkiye’nin güvenilir bir muhatap olup olmadığını soruyorsunuz. Ancak Türkiye’nin yıllar içinde son derece maksimalist bir politika benimsediği aşikar. Bu durum, son 15 ayın bir sonucu değil” ifadesini kullandı.

2019 yılında Türkiye ile Libya arasında imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması’na atıfta bulunan Gerapetritis, “Bugün, gerçek anlamda asılsız ve yasadışı olan bir Türk-Libya memorandumu mevcut. Bu tartışma konusu olamaz. Ancak böyle bir mutabakat var ve Türkiye’nin yasadışı iddiaları buradan kaynaklanıyor” dedi. Gerapetritis, “Bununla başa çıkmanın yolu, ne aforoz etmek ne de herhangi bir zamanda savaşa girmek gerektiğini düşünmektir. Cevap, oturup konuşmaktır; böylece uluslararası hukukun ikna edici gücünü anlayarak medeni bir konuma getirebiliriz” şeklinde konuştu.

“Mavi Vatan Haritası Yunanistan’ın Egemenliğini Kapsamıyor”

Gerapetritis, Mavi Vatan’ın Türkiye tarafından 1990’lı yıllardan bu yana geliştirilen bir teori olduğunu savunarak, “Bu tür iddiaların inandırıcı bir çerçeve oluşturmadığı düşüncesindeyim. Mavi Vatan hakkında Yunanistan’ın net bir görüşü var: Ege Denizi söz konusu olduğunda, bu tür bir egemenlik hakkı tavizi kesinlikle yoktur” dedi.

Devamında, “Mavi Vatan’ı ders kitaplarında görmüş olabilirsiniz, ancak o harita Yunanistan’ın egemenliğini içermiyor. Mavi Vatan, Türkiye anakarasının içine yerleştirilmiş ve diğer yerlerde sahip olduğu iddiaları içeriyor. Ege Denizi’ni kapsayan bir harita yok, bu durum ders kitaplarında da kesinlikle mevcut değil. Zamanla, yıllar içinde, maksimalist bir anlatı gelişmiştir. Şu anda tartışma ve diyalog yoluyla ilerlemeye çalışıyoruz, yeter ki bu verimli diyalogu gerçekleştirebilelim” şeklinde ifadelerde bulundu.

Yunanistan’ın “kırmızı çizgileri”nin değişmediğini vurgulayan Gerapetritis, “Yunanistan’ın tam egemenlik haklarına sahip olduğu ve gerekli olanı yapacağı açıktır. Son 15 ayda yaşananlar bunu gösteriyor. Ulusal hava sahamız sıfır ihlalle karşı karşıyayken, öncesinde günde yüzlerce ihlalle karşılaşıyorduk” diye ekledi.

“Ana Mesele, Kıta Sahanlığı ve MEB”

Gerapetritis, “Büyük gerilimlerden ve krizlerden kaçındık. Göç konusunda kontrollü bir durumdayız ve tartışabiliyoruz, böylece olumlu sonuçlar üreten anlaşmalarla pozitif bir gündemimiz var” dedi. Ayrıca, “Asıl soru şu: Tartışmamızı ilerletmek istiyoruz ki aramızdaki büyük farklılığı çözecek ortak bir zemin olup olmadığını görebilelim. Ne olursa olsun, elli yıldır bizi rahatsız eden temel mesele, kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge sınırlandırmasını çözmezsek, sorunlar her zaman orada kalacaktır” ifadesini kullandı.

Gerapetritis, şu şekilde devam etti: “İki gözlemde bulunmama izin verin. İlk gözlemim, son 15 ayda söylemlerin çok azaldığını biliyorsunuz. İkinci olarak, on yıl önce neler söylendiğini ve yapıldığını hatırlatmaya gerek yok. Yunanistan’da da sesler var, medya var, her zaman tartışmalara neden olan bir retoriği tırmandıran unsurlar mevcut. Ancak burada şunu belirtmek isterim: Dışişleri Bakanlığı görevini devraldığımız ilk günden itibaren, Kıbrıs konusundaki ciddi sorumluluğumu her zaman hissettim. 15 ay önce neredeyse imkansız görünen, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile Kıbrıs Türk liderinin bir araya gelip doğrudan görüşmeler yapabilmesi gibi olumlu sonuçlar elde ettik. Bugün güçlü bir Yunanistan’ın Türkiye ile korku sendromu yaşamadan görüşebileceğine inanıyorum” şeklinde sözlerini tamamladı.