
ABD’nin Gazze Politikası Üzerine Eleştiriler
ABD’nin Gazze konusundaki politikalarına tepki göstererek görevini bırakan eski diplomat Rharrit, Anadolu Ajansı muhabirine önemli açıklamalarda bulundu. Rharrit, ABD’nin İsrail’e verdiği destek hakkında, “Bence bu, nesiller boyunca ABD’nin üzerinde bir leke olarak kalacak” ifadelerini kullandı. Rharrit, “Sadece Amerikalı bir diplomat olarak değil, bir Amerikalı olarak, sadece Arap dünyasında değil, dünyanın büyük bir bölümünde ülkemin çocuk katillerinin ülkesi olarak görülmesi benim için yıkıcı bir durum” diyerek rahatsızlığını dile getirdi.
İstifasından önce yönetimin Gazze politikasının değişmesi yönündeki çabalarını aktaran Rharrit, bu süreçte endişelerini dile getirdiği için yoğun bir muhalefetle karşılaştığını belirtti. Politikaların “bariz ırkçılığını” eleştiren Rharrit, “Kimsenin Amerika’yı sevmesini sağlamıyorlardı, tam tersi oluyordu. Bütün bir bölgenin ABD’den nefret etmesini sağlıyorlardı” dedi.
Bakanlıkta görev süresi boyunca, Arap medyasındaki Gazze haberlerini takip eden ve bu konudaki tepkileri belgeleyen Rharrit, ocak ayında bu tür bir takip etmenin artık gerekli görülmediğini öğrendiğini aktardı. Bu durum, istifa kararını tetikleyen bir unsur oldu. Rharrit, “Mesajı almıştım” ifadesiyle durumu özetledi.
Yemin ve Sorumluluk
Dışişleri Bakanlığında göreve başladığı 2006 yılında anayasayı savunacağına dair yemin ettiğini hatırlatan Rharrit, “Anayasayı savunma yeminini, yalan söylemek ya da potansiyel soykırımı teşvik etmek için etmedim” dedi. ABD’nin, 7 Ekim 2023’ten sonra İsrail’e verdiği destek mesajlarına rağmen Filistin halkını göz ardı ettiğini belirten Rharrit, “Bunun Hamas’a karşı bir savaş olduğunu iddia edip Gazze’deki 2 milyondan fazla insanı görmezden gelemezsiniz” değerlendirmesinde bulundu.
Rharrit, “Açıklamalarda net şekilde görülen çifte standart, kesinlikle kabul edilemez ve affedilemez” ifadelerini kullandı. Bu durumun, ABD’nin Gazze politikasına yönelik eleştirilerinde yalnız olmadığını düşündüğünü vurgulayan Rharrit, “Bence bunu desteklemeyen ama çok sessiz kalan ve yanlış olduğunu bilmelerine rağmen buna izin veren bir çoğunluk var” dedi.
Çoğunluğun Sessizliği ve Savaş Endüstrisi
Çoğu kişinin kariyer kaygıları ve finansal sebeplerle sessiz kalmayı tercih ettiğini ifade eden Rharrit, bu durumu kendisi için “kahredici” olarak tanımladı. ABD’nin soykırımda suç ortağı olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Rharrit, “İsrail hükümetinin niyetinin soykırım olduğunu düşünüyorum ancak Amerikan hükümetinin niyetinin soykırım olduğunu düşünmüyorum” dedi. Bununla birlikte, “ABD silahları olmasaydı İsrail bu soykırımı gerçekleştiremezdi” değerlendirmesini yaptı.
ABD Başkanı Joe Biden ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken‘ın “İsrail’in, uluslararası hukuku ve ABD hukukunu potansiyel ihlallerinin” farkında olup olmadıkları hakkında Rharrit, “Bence biliyorlar. Yalnızca uzmanlardan, sahadan, benden ve birçok diplomattan gelen raporlar değil, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın (USAID) raporları da bunu söylüyor. Bilgi orada.” şeklinde cevap verdi.
Rharrit, artan sivil kayıplara rağmen ABD’nin İsrail’e silah göndermeye devam etmesinde Washington’daki silah endüstrisinin ve Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC) gibi İsrail yanlısı lobi gruplarının etkisine dikkat çekti. Silah satışının kararını “savaştan nemalanan politikacıların” verdiğini belirtti.
Değişim Umudu
Değişime yönelik umudunu dile getiren Rharrit, bunun yalnızca ABD içinden değil, aynı zamanda İsrail halkından da gelecek kitlesel bir hareketle mümkün olacağını vurguladı. Rharrit, “İsrail halkı Tel Aviv sokaklarında protesto gösterileri yapıyor. Bu politikanın herkesi başarısızlığa uğrattığı çok açık” diyerek durumu özetledi. Söyleşisini, “İnsanlar olarak hep birlikte ‘Artık yeter’ demeliyiz” cümlesiyle sonlandırdı.