
Bafa ve Azap Gölleri Tehlike Altında
Aydın ve Muğla illeri, yalnızca bir su kaynağı olmanın ötesinde, tarihi, kültürel ve biyolojik çeşitlilik açısından büyük bir öneme sahip olan Bafa ve Azap gölleri, günümüzde yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, her iki gölün iklim değişikliği ve insan kaynaklı sorunlar nedeniyle son yıllarda en geniş kurumalarına tanık olduğunu belirtti. Sürücü, bu bağlamda maden faaliyetlerinin bir an önce durdurulması çağrısında bulundu.
“GÖLE SU GİRİŞ VE ÇIKIŞLARI KAPATILIYOR”
Bafa Gölü, havzasında 261 kuş, 22 sürüngen ve 19 memeli türe ev sahipliği yapmaktadır. Bu göl, aralarında flamingoların da bulunduğu nesli tehlike altında birçok kuş türüne üreme ve kışlama ortamı sunmakta, ayrıca sucul canlılar açısından zengin bir biyolojik çeşitlilik barındırmaktadır. Ancak Bahattin Sürücü, gölün kuraklık ve kirlilik tehdidi altında olduğunu vurguladı. Sürücü, “Pamuk sulama mevsiminde, göldeki tuzlu suların Büyük Menderes Nehri’ne karışmaması amacıyla Bafa’nın Serçin Priz Kanalı ve Sakızburnu Dalyan kanalında kamyonlarca toprakla bent oluşturularak göle su giriş ve çıkışları tamamen kapatılmaktadır. Bu durum, gölün ekolojik yapısını bozmakta, kurumaya neden olmakta ve özellikle yılan balıkları gibi sucul canlıların geçişine engel olmaktadır” dedi.
3 İLİN ATIĞI GÖLE GELİYOR
MADENLER BÜYÜK TEHDİT
Büyük Menderes Nehri’ne yapılan HES’ler ve Söke Ovası’ndaki vahşi sulama faaliyetlerinin de gölü tehdit ettiğini aktaran Sürücü, “Bafa Gölü’nün sırtını dayadığı Latmos Dağları’nda faaliyet gösteren maden ocaklarından dereler aracılığıyla akan maden suları ve toprakları gölün ekolojisine büyük zarar vermektedir. Gölle dağın oluşturduğu olağanüstü doğal peyzaj geri dönülmez biçimde tahrip edilmektedir” ifadelerini kullandı.
“SU DERİNLİĞİ ŞU ANDA 130 CM”
Bölgedeki ikinci büyük sulak alan olan Azap Gölü’nde de kurumalar başladığını belirten Sürücü, “Gölde su seviyesinin düşmesi nedeniyle doğu bölgesinden itibaren kurumalar yaşanmaktadır. Yaklaşık 5-6 metreye ulaşan su derinliği, şu anda 130 cm’ye kadar düştü. Bunun en önemli nedenleri arasında kuraklık yer alsa da, Latmos Dağları’ndaki maden ocaklarının etkisi de göz ardı edilemez. Maden ocaklarından yağışlarla birlikte göle akan maden toprakları, gölün tabanını doldurarak sığlaşmasına neden olmakta ve su hacmini azaltmaktadır. Eğer iklim şartları bu şekilde yağışsız devam ederse, Azap Gölü’nün tamamen kuruması kaçınılmaz olacaktır” dedi.
“MADEN FAALİYETLERİ DURDURULMALI”
Bafa ve Azap göllerinin korunması için yetkililere çağrıda bulunan Sürücü, “Her iki gölü tehdit eden maden faaliyetleri bir an önce durdurulmalıdır. Bu faaliyetler sadece gölleri değil, bölgenin doğal ekosistemine de ciddi zarar vermekte; maden kamyonlarının yarattığı toz, toprak ve gürültü yörede yaşayan insanların sağlığını olumsuz etkilemektedir. Özellikle bölgede kanser vakalarının artış gösterdiği gözlemlenmekte. Organik zeytincilik yapılan alanlarda madenler nedeniyle ağaçların kurumaya başladığı da dikkat çekici bir durum” şeklinde konuştu.
KOMİSYON KURULDU
Öte yandan yaşanan kirlilik sonrası, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dilekçe Komisyonu Başkanı Sunay Karamık, komisyon üyesi milletvekilleri ile birlikte Bafa Gölü’nde incelemelerde bulundu. Bu incelemelerin ardından bölgenin geleceğine dair bir değerlendirme süreci başlatıldı. Aydın ve Muğla valilikleri ile yöre halkıyla bir araya gelen komisyon, gölün korunması ve temizlenmesine yönelik çözüm önerilerini masaya yatırdı. Bahattin Sürücü, “Biz EKODOSD olarak Bafa Gölü ve Latmos Dağları ile ilgili sorunları kapsayan bir rapor hazırlayıp komisyon başkanı Sunay Karamık’a sunduk. Sorunların meclise taşınacak olmasını olumlu buluyoruz. Umarız, hem yöre insanlarını hem de bölgenin biyoçeşitliliğini koruyacak bir sonuç raporu ortaya çıkar” dedi.