BM’den İsrail’e Rest: Soykırım Özellikleri Taşıyor

İsrail’in Gazze’deki Saldırıları ve Uluslararası Tepkiler

Son dönemde, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, dünya genelinde büyük bir tartışma yaratmıştır. Özellikle Ekim 2023’te başlayan çatışmalar, çok sayıda sivil kaybına yol açmış ve insani durumun kötüleşmesine sebep olmuştur. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kuruluşlar, İsrail’in bu eylemlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurgulamaktadır.

İnsani Kriz ve Soykırım İddiaları

Yayınlanan raporlara göre, İsrail’in Gazze’deki savaşı, kitlesel sivil kayıpları ve yaşamı tehdit eden koşullar nedeniyle soykırım kriterlerini taşımaktadır. Raporda, İsrailli yetkililerin, Filistinlilerin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan mahrum bırakan politikaları desteklediği ifade edilmektedir. Bu durum, insani yardımların sistematik bir şekilde engellenmesi ve hayat kurtarıcı malzemelerin siyasi ve askeri kazanımlar için kullanımını içermektedir.

BM’nin Çağrıları ve İsrail’in Yanıtı

BM’nin tekrarlanan çağrılarına, Uluslararası Adalet Divanı’nın bağlayıcı emirlerine ve Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı kuşatma ve insani yardımları engelleme politikası devam etmektedir. Raporda, “İsrail, sivillere ve yardım görevlilerine yönelik hedefli saldırılarla ölüme, açlığa ve ağır yaralanmalara neden olmaktadır” ifadeleri yer almaktadır. Bu durum, uluslararası toplumun tepkisini çekmekte ve insani kriz boyutunu gözler önüne sermektedir.

Temel Hizmetlerin Çöküşü ve Çevresel Felaketler

İsrail’in Gazze’ye yönelik yoğun bombardımanlarının, su ve sanitasyon gibi temel hizmetleri nasıl çökerttiği ele alınmaktadır. Bu bombardımanlar, kalıcı sağlık etkileriyle sonuçlanacak bir çevre felaketine yol açmaktadır. Rapor, İsrail ordusunun yapay zeka destekli hedeflemeyi kullandığını ve bunun siviller ile savaşçılar arasında ayrım yapma yükümlülüğünü göz ardı ettiğini belirtmektedir.

Gazetecilere Yönelik Saldırılar ve Bilgi Erişimi

İsrail’in gazetecilere yönelik saldırıları, küresel bilgiye erişimi engellemeye yönelik kasıtlı bir çaba olarak değerlendirilmektedir. Bu durum, basın özgürlüğü açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Sosyal medya platformlarının, Filistinlilere yönelik şiddeti teşvik eden içeriklere karşı orantısız bir şekilde Filistin yanlısı içerikleri kaldırması ise dikkat çeken bir başka noktadır.

Uluslararası Toplumun Sorumluluğu

İsrail’in BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) ve BM’ye yönelik karalama kampanyaları da kınanmaktadır. Komite, BM üyesi tüm ülkeleri, İsrail’in uluslararası hukuka aykırı eylemlerini önlemek ve durdurmak için gerekli adımları atmaya çağırmaktadır. Bu bağlamda, her devletin Gazze’ye yönelik saldırıları ve işgal altındaki Batı Şeria’da uygulanan Apartheid sistemini desteklemeyi durdurması gerektiği vurgulanmaktadır.

Uluslararası Hukukun Uygulanması

Uluslararası hukukun uygulanması ve hesap verebilirliğin sağlanması, tamamen üye ülkelere aittir. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, uluslararası hukuk sisteminin zayıflamasına ve vahşetin kontrolsüz bir şekilde devam etmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla, uluslararası toplumun bu duruma kayıtsız kalmaması büyük bir önem taşımaktadır.

Sonuç Olarak

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, sadece bölgedeki barış ve istikrarı tehdit etmekle kalmamakta, aynı zamanda uluslararası hukukun ihlaline de sebep olmaktadır. Bu nedenle, dünya genelinde bu duruma karşı duyarlılığın artırılması ve gerekli adımların atılması kritik bir öneme sahiptir.