
Yaz mevsimi, sıcaklıkların artmasıyla birlikte orman yangını riskini de beraberinde getiriyor. Bu tehlikeli döneme hazırlanan İzmir Büyükşehir Belediyesi, olası yangınlara karşı önlemlerini artırarak kapsamlı bir mücadele stratejisi geliştirdi. Hazırlanan Yangın Risk Haritası, riskli bölgeleri belirlemeyi, ilave yangın tankeri dağıtmayı, muhtarlar ve yurttaşlarla bilgilendirme toplantıları yapmayı içeren bir dizi uygulamayı kapsıyor. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında 14.00 ile 16.00 saatleri arasına dikkat çekilen bu çalışmada, riskli yerlere ek ekipler gönderilmesi planlanıyor.
İzmir’in Yangın Risk Haritası Oluşturuldu
İzmir Büyükşehir Belediyesi, iklim krizinin etkisiyle artan sıcaklıkların yanı sıra, dikkatsizlik, söndürülmeden doğaya atılan sigaralar gibi insan kaynaklı nedenlerle ortaya çıkan yangınları önlemek için çalışmalarını yoğunlaştırdı. Yaz sezonu öncesinde İtfaiye ve Kent Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Şube Müdürlüğü iş birliğiyle İzmir’in yangın risk haritası oluşturuldu. Bu harita, alınacak önlemlerin bilimsel bir zemine oturtulmasını sağladı. Özellikle geçmiş yıllarda çıkan orman yangınlarının nedenleri ve çıkış noktaları incelenerek, dezavantajlı ve riskli bölgeler harita üzerinde işaretlendi.
Risk Dereceleri Belirlendi
Yangın risk haritası, yangın çıkma olasılığını etkileyen faktörleri dört ana kategoride değerlendirerek hazırlandı:
Bitki Örtüsü: Yangın riskinin yüzde 42’sini oluşturan en önemli faktör olarak belirlendi. Özellikle kuru otlar, ağaçlar ve ormanlık alanlardaki yanıcı maddelerin yoğunluğu riski artırıyor.
İnsan Faaliyetleri: Risk derecesinin yüzde 28’ini oluşturan bu kategori, dikkatsizlikten (sigara izmaritleri, anız yakma, piknik ateşi gibi) kaynaklanan yangınları kapsıyor.
İklim: Yüzde 20’lik oranla iklim koşulları, özellikle yüksek sıcaklıklar, düşük nem ve kuvvetli rüzgarlar yangın riskini doğrudan etkiliyor.
Topoğrafya: Yüzde 9’luk dilimi oluşturan topoğrafik özellikler (eğim, rüzgar yönü, arazi yapısı) yangının yayılma hızını ve müdahale zorluğunu belirliyor.
Yapılan çalışmada, sıcaklıkların ciddi oranda yükseleceği Temmuz ve Ağustos aylarına dikkat çekildi. Bu aylarda özellikle 14.00 ile 16.00 saatleri arasında yangın çıkma riskinin çok yüksek olduğu belirtildi. Haritada risk dereceleri renklerle kategorilere ayrıldı: çok yüksek riskli yerlerde gri, yüksek riskli yerlerde kırmızı, orta riskli yerlerde sarı renk kullanıldı. Bu renk kodlaması, ekiplerin ve vatandaşların risk bölgelerini kolayca tanımasını sağlıyor.
Geçmiş Yılların Yangın Nedenleri İncelendi
İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanı Yaşar Korkmaz, son yıllarda artan orman ve kırsal alanlardaki yangınların artık dünyanın sorunu olduğunu belirtti. Yangınlarla mücadelenin meşakkatli ve zor şartlar altında gerçekleştirildiğine değinen Korkmaz, yangınları önlemek için çalıştıklarını ifade etti. Orman yangınları ile mücadele için yol haritaları oluşturduklarını anlatan Korkmaz, “Bunun için teknolojiden, yapay zekadan faydalanıyoruz. İzmir’in topoğrafya haritasını çıkardık. Burada 4 ana temel başlık üzerinden yol aldık. Geçmiş yıllardaki yangın istatistiklerine baktık. Hangi saatlerde, hangi ayda nerelerde daha çok yangın çıktığına dair istatistikleri inceledik. Yangın nedenlerine baktık. Tüm bunlar üzerinden İzmir Büyükşehir Belediyesi Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile yangın risk haritasını oluşturduk” dedi. Bu detaylı analiz, yangınların çıkış dinamiklerini anlamak ve buna göre stratejiler geliştirmek için kritik bir zemin oluşturuyor.
Yangın Riski Yüksek Köylerde Tanker Sayısı Artırıldı
Yangın risk haritası ile kritik noktaları belirlediklerini, ardından tedbirleri artırdıklarını ifade eden Korkmaz, şunları söyledi: “Yangın riski yüksek köylere daha fazla yangın söndürme tankeri verdik. Riskli yerlerde yaşayan yurttaşlarımız, muhtarlarımızla toplantılar yaparak, bölgenin yangın riskini anlattık. Alınabilecek önlemleri paylaştık. Yangına karşı önlem almak sadece belediyenin görevi değil. Yurttaşlarımız da gerekli bireysel önlemleri almak zorunda. Acil durum eylem planlarını anlatarak, herkesin kendi acil durum eylem planını hazırlamasını istedik. Burada yurttaşlar bireysel olarak kendi evlerinin çevresindeki otları temizleyebilir, yangın koridorları oluşturabilir.” Bu yaklaşım, yangınla mücadelenin sadece kamu kurumlarının değil, tüm toplumun ortak sorumluluğu olduğunu vurguluyor.
Sahadaki Koordinasyonun Sağlıklı Olması Gerekiyor
Yangın riski yüksek yerler için ek tedbirler aldıklarını açıklayan Yaşar Korkmaz, “Özellikle temmuz ve ağustos aylarında yangının en fazla çıkma ihtimali olan 14.00-16.00 saatleri arasında, riskli yerlere ek ekipler göndermeyi planlıyoruz. Tüm belediye başkanları, kaymakamlarla görüşmeler yaptık. Yangın risklerini, yangın esnasında yapılabilecek çalışmaları anlattık. AFAD, Orman Genel Müdürlüğü, İzmir Valiliği’nde afetten sorumlu vali yardımcıları ile görüştük. Bizim için önemli olan, bu tür krizlerde sahadaki koordinasyonu sağlıklı şekilde yürütmek. 14.00 ile 16.00 saatleri arası çok kritik. Karagöl tarafındaki piknik alanının kapatılmasını talep ettik. İzmir Büyükşehir Belediyesi Balçova Teleferik Tesisleri’nde yaz aylarında mangal yapılmamasını istedik” diye konuştu. Bu açıklamalar, yangın önleme ve müdahale süreçlerinde kurumlar arası iş birliğinin ve koordinasyonun hayati önem taşıdığını ortaya koyuyor. Özellikle piknik alanları ve mangal yakma gibi riskli faaliyetlerin kontrol altına alınması, yangınların önlenmesi için kritik bir önlem olarak öne çıkıyor.
Yangınların Yüzde 94’ü İnsan Kaynaklı
Yangın çıkış nedenlerinin yüzde 94’ünün insan kaynaklı olduğunu anımsatan Korkmaz, bu konuda toplumun bilinçlenmesinin önemine vurgu yaptı: “Bıkmadan usanmadan, alınması gereken tedbirleri söyleyeceğiz. Sönmemiş sigaranın çevreye, doğaya atılması nedeniyle çıkan orman yangınları azımsanmayacak derecede yüksek. Özellikle araç seyir halindeyken sigaraların dışarı atılmaması gerekiyor. Böyle davranan ebeveynleri uyarma konusunda çocuklarımız ve gençlerimizden de destek bekliyoruz.” Bu çağrı, yangınların büyük bir kısmının insan kaynaklı olduğunu ve basit tedbirlerle engellenebileceğini bir kez daha hatırlatıyor. Sorumluluk bilinci, özellikle sigara izmaritlerinin kontrolsüzce atılması gibi alışkanlıkların terk edilmesiyle büyük yangın felaketlerinin önüne geçebilir. Toplumun her kesiminin bu konuda duyarlı olması, gelecek nesillere daha yeşil ve sağlıklı bir çevre bırakmak için hayati önem taşıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu kapsamlı çalışmaları, sadece yangınlarla mücadele etmekle kalmayıp, aynı zamanda yangın bilincini artırmayı ve toplumda ortak bir sorumluluk duygusu oluşturmayı hedefliyor. Yaz sezonunun güvenli geçirilmesi ve ormanlarımızın korunması için tüm bu önlemlerin titizlikle uygulanması büyük önem taşıyor.