Göcek’te İki Bin Yaşında Deniz Çayırı Keşfedildi

Mavi Nefes Projesi: Deniz Ekosistemlerinin Korunmasında Bir Dönüm Noktası

Mavi Nefes Projesi, 2021 yılından bu yana deniz altı ekosistemine yönelik önemli bilimsel çalışmalara imza atmaktadır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen projede, deniz çayırlarının korunması ve sürekliliği üzerine yoğunlaşılmaktadır. Projenin Göcek ayağında gerçekleştirilen araştırmalar, Türkiye’de ilk kez bir deniz çayırının yaşının tespit edilmesiyle büyük bir başarı elde etmiştir.

Bilimsel Araştırmalar ve Önemli Bulgular

Prof. Dr. Ergün Taşkın ve ekibi, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde gerçekleştirdikleri laboratuvar çalışmaları ile deniz çayırının iki bin yaşında olduğunu bilimsel olarak ortaya koymuştur. Bu bulgu, Türkiye deniz araştırmaları tarihinde bir ilke imza atmaktadır. TURMEPA, bu verinin bölgedeki deniz çayırı ekim çalışmalarının geleceği açısından kritik bir kilometre taşı olduğu vurgusunu yapmaktadır. Bu tür bulgular, deniz ekosistemlerinin korunmasını teşvik eden önemli bilimsel veriler sunmaktadır.

Deniz Çayırlarının Ekosistem Üzerindeki Rolü

Deniz çayırları, deniz ekosistemlerinin oksijen üretimi, karbon tutumu ve biyolojik çeşitliliğin korunması açısından kritik bir öneme sahiptir. Mavi Nefes Projesi kapsamında yapılan ölçümler, bu hassas ekosistemlerin iklim değişikliğiyle mücadelede hayati bir rol oynadığını kanıtlamaktadır. Bir kilometrekare deniz çayırı, ortalama 1.000 insanın yıllık oksijen ihtiyacını karşılayabilmektedir. Ayrıca, karbonu toplayarak iklim değişikliğiyle mücadelede bir katalizör görevi üstlenmektedir.

Deniz çayırları, deniz canlılarının yaşama alanlarını oluştururken, dalga enerjisini azaltarak kıyı erozyonunu önlemekte ve geçmiş yüzyılların izlerini saklayarak ekosistemin hafızasını korumaktadır.

Mavi Nefes Projesi’nde Gerçekleştirilen Faaliyetler

Proje süresince elde edilen başarılar dikkat çekmektedir. Marmara Denizi’nde 275 tonun üzerinde, Van Gölü’nde ise 16 tondan fazla katı atık toplanmıştır. Göcek’te faaliyet gösteren sıvı atık alım teknesi, yüzlerce tekneden toplamda 860 bin litre atık toplayarak yaklaşık 6,8 milyon litre deniz suyunun kirlenmesini engellemiştir. Saros Körfezi’nde yapılan 45 dalışta 382 deniz türü tespit edilerek bölgenin habitat haritası çıkarılmıştır.

Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde Deniz Çayırlarının İzlenmesi, Korunması ve Ekimi Projesi hayata geçirilmiştir. Bu çalışmalar, mevcut deniz çayırlarını korumakla kalmamış, aynı zamanda yeni deniz çayırlarının da kazandırılmasını mümkün kılmıştır. Prof. Dr. Ergün Taşkın ve ekibi, bu bölgede yaklaşık 10 bin deniz çayırı fidesinin transplantasyonunu gerçekleştirmiştir. Yapılan ekimlerde canlılık oranı %70’in üzerinde başarı göstermiştir.

Biyolojik Çeşitliliğin Korunması ve Farkındalık Artırma Çalışmaları

Proje süresince, bölgede 1.545 deniz türü tespit edilerek biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik önemli adımlar atılmıştır. Mavi Nefes Projesi, deniz ekosistemlerinin korunmasını teşvik etmenin yanı sıra toplumsal farkındalık artırma hedefini de gütmektedir. TURMEPA’nın Milli Eğitim Bakanlığı protokolleri kapsamında yürüttüğü çevrim içi eğitimler ve gezici Mavi Nefes Eğitim Otobüsü ile bugüne kadar 100 binden fazla öğrenciye ve 5 binden fazla öğretmene ulaşılarak çevre bilincinin yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.

Özellikle lise öğrencilerine yönelik olarak düzenlenen Mavi Dedektifler programı, gençlerin çevre bilinci kazanmasına katkı sağlamaktadır. Bu program sayesinde öğrenciler, kendi projelerini geliştirme imkânı bulmakta ve toplumsal duyarlılıklarını artırmaktadır.

Sonuç Olarak

Mavi Nefes Projesi, deniz ekosistemlerinin korunmasına yönelik bilimsel verilerin sağlanması ve toplumsal farkındalığın artırılması açısından giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Elde edilen bulgular, gelecek nesillere daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir deniz yaşamı bırakma yolunda atılmış önemli adımlar olarak değerlendirilmektedir. Proje, sadece bilimsel bulgular değil, aynı zamanda toplumsal değişim ve farkındalık için de bir zemin oluşturmaktadır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın