“Ben artık yaşlı bir kurdum, yaşlı kurtlar sükûnet isterler.” Bu sözler, sinema tarihinin en ikonik isimlerinden biri olan Alain Delon’un hayat felsefesini özetliyor. 1935’te Fransa’nın Sceaux şehrinde dünyaya gelen Delon, annesi Edith ve babası arasında yaşanan zorlu bir ayrılığın ardından, çocukluk yıllarında büyük bir yalnızlık yaşadı. Annesinin iş nedeniyle onu evlatlık vermesi, Delon’un hayatındaki ilk travmayı oluşturdu.
Çocukluk ve Gençlik Dönemi
Alain Delon, “Babam bizim için hem her şeydi hem de hiçbir şey. Onun işlerinden haberimiz olmazdı, sıra dışıydı, serüvenciydi. Bir gün annemle tanıştı, sonra da çekip gitti” diyerek babasını tanımlarken, annesiyle olan ilişkisi de derin bir etki bıraktı. Annesinin çocuk bakıcılığı yapması nedeniyle Delon, geçici bir aileye verildi. Bu durum onun ruhunda derin yaralar açtı. Çocukluğu, “Geçici ailemin evi tutukevinin tam karşısındaydı, oyun alanım hapishane avlusuydu, arkadaşlarım gardiyanların çocuklarıydı” sözleriyle özetlenebilir.
17 yaşına geldiğinde, bu mutsuz çocukluktan kurtulmak için Fransız Deniz Kuvvetleri’ne katıldı. Çinhindi savaşında paraşütçü olarak görev yaptıktan sonra, ülkesine döndü ve birçok geçici işte çalıştı. Bu süre zarfında kendini bulma arayışında önemli bir adım attı.
Sinemaya Giriş ve Yıldızlaşma
Delon’un sinema kariyeri, yönetmen Yves Allégret’in “Kadın Karışırsa” (1957) filminde ona verdiği küçük bir rolle başladı. Ardından, 1958’de “Christine” filminde birlikte oynadığı Romy Schneider ile yaşadığı aşk, onu sinema dünyasında daha fazla görünür kıldı. Luchino Visconti’nin “Ne Yazık ki Fahişe” adlı eserinde başarılı bir performans sergileyerek dikkatleri üzerine çekti.
1960’larda, René Clément’in “Kızgın Güneş” (1960) filmindeki Bay Ripley rolü, onu uluslararası bir yıldız haline getirdi. Visconti’nin “Rocco ve Kardeşleri” (1960) ile birlikte sinemada içe dönük ve derin bir karakter olarak hatırlanmaya başlandı. Bu eserdeki etkileyici performansı, ona sinemanın en önemli aktörlerinden biri olma yolunu açtı.
Özel Hayatı ve Skandallar
Alain Delon’un özel hayatı da en az kariyeri kadar ilgi çekiciydi. 1964 yılında Nathalie Canovas ile evlendi ve çiftin oğlu Anthony dünyaya geldi. Ancak, çiftin hayatı 60’larda yaşanan bir skandal ile sarsıldı; Delon’un korumasının cesedi çöpte bulundu. Bu olay, onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Soruşturma onu aklasa da, dünya çapındaki ününe gölge düşmedi.
- Skandallar: Nathalie’den boşandıktan sonra, uzun süreli ilişkiler yaşamaya devam etti.
- Sanat ve Ticaret: Alain Delon, sinema kariyerinin yanı sıra, kendi parfüm markasını da yarattı ve birçok ürün geliştirdi.
Son Dönem ve Mirası
Delon, “Sinemada söyleyebileceğim her şeyi söyledim. Kariyerim tam arkamda uzanıyor. Ben artık yaşlı bir kurdum ve yaşlı kurtlar sükûnet isterler” diyerek 18 Ağustos 2023 tarihinde, 88 yaşında hayata veda etti. Sinema dünyasına kattığı değerlerle ve unutulmaz karakterleriyle, Alain Delon, her zaman hatırlanacak bir efsane olarak kalacaktır.
