Ankara’nın Son Şam Büyükelçisi Ömer Önhon’dan ‘Suriye’ Değerlendirmesi: ‘Türkiye ‘Fetih Havasına Girmezse’ Ortamdan Yararlanabilir’

Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Stratejik Rolü ve Suriye İlişkileri

Suriye’deki son gelişmeler, Türkiye’nin dış politikası üzerinde ciddi bir etki yaratmaktadır. Özellikle MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan gibi önemli isimlerin Şam’a gerçekleştirdikleri ziyaretler, Türkiye’nin Suriye’deki cihatçı yapılanmalarla ilgili duruşunu gözler önüne sermektedir. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın da Şam’ı ziyaret etmesi ve Heyet Tahrir Şam (HTŞ) lideri Ahmet el Şara ile yapılacak görüşmeler, iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrini değiştirebilir.

ABD’nin Suriye Politikasındaki Değişim

ABD’nin 47. Başkanı olarak göreve gelen Donald Trump‘ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Suriye’deki Amerikan askerlerinin varlığının gereksiz olduğunu belirtmiştir. Waltz, Trump dönemindeki Ortadoğu politikalarının başarılı olduğunu savunarak, DEAŞ ile mücadele konusunun önemine dikkat çekmiştir. Bu bağlamda, ABD’nin Suriye’deki varlığının azalması, Türkiye için yeni fırsatlar sunabilir.

HTŞ ve IŞİD İlişkisi

Heyet Tahrir Şam, IŞİD ile olan ilişkisini sorgulamakta ve uluslararası kamuoyuna yönelik değişim sinyalleri vermektedir. Ancak, HTŞ’nin geçmişteki cihatçı kimliği ve El Kaide ile olan bağları, bu değişimin ne kadar samimi olduğunu sorgulatmaktadır. Türkiye, HTŞ’nin Suriye’de terör örgütü YPG/PKK’nın varlığının sona ermesini talep ederken, HTŞ’nin de bu konuda olumlu adımlar atmasını beklemektedir.

Türkiye’nin Suriye Politikasındaki Yeni Dönem

Türkiye’nin son Şam Büyükelçisi Ömer Önhon, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile el Şara arasındaki görüşmelerin önemine vurgu yapmaktadır. Önhon, HTŞ’nin yeni yönetiminde kalıcı bir sistemin oluşturulması için sürecin başladığını belirtmektedir. Ancak, bu süreçte yeni anayasanın hazırlanması ve geçiş hükümetinin oluşumu, ciddi anlaşmazlıklara yol açabilecek pek çok zorlu konuyu içermektedir.

El Şara’nın Yeni Yönetim Vizyonu

Ahmed el Şara’nın liderliğinde, HTŞ’nin çoğulcu bir yönetim anlayışına yönelmesi ve azınlık haklarının korunması gibi mesajlar vermesi, uluslararası camiada dikkat çekmektedir. Ancak, Suriye’deki Hıristiyanlar, Nusayriler ve Dürziler gibi azınlık gruplar, HTŞ’nin geçmişteki cihatçı kimliğinden endişe duymaktadır. Bu bağlamda, el Şara’nın açıklamaları ve uygulamaları arasındaki tutarlılık, zamanla test edilecektir.

Geçiş Dönemi ve Anayasa Çalışmaları

Yeni anayasanın hazırlanması, Suriye’nin yönetim biçimini ve idari sistemini belirleyecek önemli bir aşamadır. Bu süreçte, HTŞ’nin yapacağı açıklamalar ve uygulamalar, Suriye’nin geleceği açısından kritik öneme sahiptir. Özellikle, HTŞ’nin YPG ile olan ilişkisi ve bu konuda alacağı tutum, Türkiye ile olan ilişkilerini de etkileyecektir.

Uluslararası İlişkiler ve Türkiye’nin Rolü

Türkiye, Suriye’deki sistemin oturtulmasına ve ekonominin toparlanmasına destek vermeye hazır olduğunu belirtmektedir. Bu bağlamda, Türkiye’nin yaklaşımının, Suriye’deki uluslararası ilişkilerde önemli bir rol oynaması muhtemeldir. Türkiye, işin şov tarafına kaçmadan, pragmatik bir yaklaşım benimserse, olumlu sonuçlar elde edebilir.

Sonuç ve Gelecek Perspektifi

ABD’nin Suriye’deki askeri varlığının sınırlı kalacağı öngörülmektedir. Bu durum, Türkiye’nin Suriye’deki politikalarını şekillendirebilir. El Şara’nın HTŞ liderliğindeki yeni yönetim, Suriye’nin geleceği açısından önemli fırsatlar sunabilir. Ancak, bu fırsatların değerlendirilebilmesi için dikkatli ve stratejik adımlar atılması gerekmektedir.