
Aronya Meyvesi ile Sağlık Arayışı
Konya’da yaşayan 58 yaşındaki Tahsin Tosun, eşinin geniz kanserine yakalanmasının ardından, antioksidan açısından zengin olan çalı meyvesi aronyanın sağlık faydalarını keşfetti. Eşi, bir süre boyunca tedavi gördükten sonra, tıbbi tedavisinin yanı sıra bu meyvenin de sağladığı destekle kanseri tamamen atlattı. Tahsin Tosun, arkadaşının önerisi üzerine Sarayönü ilçesinin Kurşunlu Mahallesi’nde hububat üretimi yapılan arazi arasında, 8 dekarlık bir alanda aronya bahçesi kurdu ve hasadına başladı.
“Emek veriyoruz, çalışıyoruz, üretmeye gayret gösteriyoruz, inşallah neticesini de alacağız” diyen Tosun, özenle baktığı meyvelerin hasat sezonunun başladığını ve verimden memnun olduğunu ifade etti. “Rabbimin verdiğine her zaman şükrediyoruz. Hasadımız iyi ve bereketli gidiyor. Şu an toplanmaya başladı. Emek veriyoruz, çalışıyoruz, üretmeye gayret gösteriyoruz, inşallah neticesini de alacağız. Aronya meyvesinin hasat dönemi yeni başladı. İnşallah 1 ya da 1,5 aylık süre zarfında taze meyve elimizde olacak. Hasadı elle yapıyoruz. Elle yaparken genel itibariyle sap kısımlarının düzenli kesilmesi ve dallara zarar vermemesi amacıyla makas kullanıyoruz. Hasadı biraz zor oluyor ama işimiz bu. Bir kişinin günde toplayacağı miktar, aşağı yukarı 40 kilo civarında, en hızlı toplayan ise 50 kilo civarında meyve toplayabiliyor” şeklinde konuştu.
“Amacım yüksek verim elde etmek değil, sağlıklı meyveyi en iyi şekilde yetiştirmek” diyen Tahsin Tosun, Konya Ovasında aronya yetiştirmenin oldukça zahmetli olduğunu belirtti. “Gerek kuraklık, gerekse kıraç araziler, su sıkıntısını en büyük sorun olarak yaşıyoruz. Ancak bunların hepsini olumlu bir şekilde bir araya getirip üretmeye gayret gösteriyoruz. Zorlansak da ürünümüzün organik olmasını istiyoruz. Konya Ovası için çalı bitkisi üretimi, tarımın geleceği açısından çok önemli. Bu nedenle arazinin büyüklüğüne bakmadan çalı yetiştiriciliği tavsiye ettiğimiz bir durum. Aronya meyvesi bir çalı bitkisi ve kökeni Kuzey Amerika’ya dayanıyor. Kızılderililer bu meyveyi bol miktarda ilaç olarak kullanıyorlardı. Dolayısıyla bu meyveyi kimyasal gübre veya ilaç kullanarak zehirlemek kimsenin hakkı değil. Bu meyveyi organik olarak yetiştirmek için organomineral gübre veya organik ilaç kullanmamız anlamına gelmiyor. Bunları kullanmadan da bu meyveyi yetiştirebiliriz ve yetiştiriyoruz. Normal yetiştiriciliğe göre çok daha fazla gayret ve emek harcıyoruz. Üretimdeki amacımız iri meyvelere sahip olmak değil, sağlık meyvesini en sağlıklı şekilde yetiştirebilmek” diye ekledi.
Aronya meyvesinin günlük 35 gram tüketildiğinde insan vücudunun ihtiyaçlarının karşılandığını belirten Tosun, “Aronya meyvesinin tüketimi aslında gramajlıdır. 100 gram taze meyvenin orac değeri 16 binin üzerindedir. İnsan vücudunun günlük antioksidan ihtiyacı 3 bin ila 5 bin orac değeri arasındadır. Yani günlük 35 gram taze aronya meyvesi tüketimi, insan vücudunun tüm antioksidan ihtiyacını karşılıyor” dedi.
“Biz de şifa almak için denemek istedik” diyen Meriç Reisoğlu, eşinin rahatsızlığı için aronya meyvesi almaya geldiğini ifade etti. “Biz Konya’da tedaviye başladık ve tedavimize bakan hocamız aronya meyvesini tavsiye etti. Birkaç arkadaşımız da önerdi. Bu meyveyi yetiştirenlerin Kurşunlu Mahallesi’nde olduğunu öğrenince biz de şifa için denemek istedik. Biz Ilgınlıyız. Yoldan geçerken aradık ve görüştük. Kış aylarında daha önce tozunu almıştık, şimdi de meyvesi yetişince almaya geldik” şeklinde konuştu.
“Hevesleniyorum bu meyveyi yetiştirmeye ama benim dikme imkanım yok” diyerek duygularını ifade eden aronya bahçesinde çalışan işçilerin çavuşu Müslüme Oğuz, “Her yıl böyle meyve toplamaya çağırıyorlar bizi. Ben burada çavuşluk yapıyorum. Arkadaşlara, tanıdıklara söylüyorum, gelmek isteyenleri getiriyorum. Biraz sıcak oluyor ama zor olsa da ekmek paramız, harçlığımız. Bu meyveyi yetiştirmeye hevesleniyorum ama benim dikme imkanım yok. Yine de dikmek isteyenlere tavsiye ederim, memnun kalıyoruz” dedi.