
Avrupa Parlamentosu Seçimleri Başladı
Avrupa Parlamentosu’nda (AP) seçimler dün Hollanda’da sandıkların kurulmasıyla başladı. Avrupa Birliği’nin (AB) yasama süreçlerindeki başat organlardan ve blokta halkın doğrudan oyları ile şekillenen tek yapı olan 720 koltuklu AP’deki seçimlere 27 üye ülkeden yaklaşık 400 milyon seçmenin kayıtlı. Her 5 yılda bir yapılan AP seçimlerde sandığa katılım oranı son dört yarışta yüzde 45 ile 50.6 arasında seyretti. Buna karşın sonuçlar, AB’nin politik ajandasına yönelik önemli sinyaller içerdi.
Popülist Sağın Yükselişi
9 Haziran’a kadar sürecek seçimin gündeminde en dikkat çeken başlık ise aşırı sağ ve popülist sağ siyasetin yükselişi. Kamuoyu araştırmaları, aşırı sağcı partiler ile milliyetçi sağ görüşlü adayların önceki yıllara göre büyük ölçüde güç kazanacağını gösteriyor. AB’nin siyasi çizgisi hakkında projeksiyon sunması beklenen seçimlerde en kalabalık grubun merkez sağdan çıkması öngörülürken onu sırasıyla sosyal demokratlar, ardından liberaller ile muhafazakârlar arasındaki çekişmeli pozisyonun izleyeceği tahmin ediliyor.
Aşırı Sağın Yükseliş Nedenleri
Yükselen aşırı sağın nedenlerini ve etkilerini İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Avrupa Birliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayhan Kaya Cumhuriyet’e değerlendirdi. Avrupa’daki siyasi eğilimlere yönelik Kaya, “çoklu kriz zamanı’ şeklinde adlandırılan dönemde sırasıyla küresel finansal kriz, ‘mülteci krizi’, pandemi krizi, Ukrayna savaşı ve Gazze krizini yaşayan toplumlar, bu sorunların neden olduğu durumun belirsizliği ve güvensizliğini hissediyor.
Popülist Sağın Güçlenmesi
“Gelecek ve ‘ütopyalar’ sunarak insanların beğenisini kazanacak sol, giderek dezavantajlı bir duruma düşerken sağ ve özellikle milliyetçilik, yerlilik, ‘kültürel miras’, ‘geçmişin kahramanları’ gibi temalar kullanan popülist sağ ise avantaj yakaladı” yorumunu yapan Kaya, “İnsanların sosyoekonomik, duygusal, siyasal, coğrafi ve nostaljik mahremiyetlerini sömüren popülist sağ, giderek güç kazandı.
AB-Türkiye İlişkileri
AB-Türkiye ilişkileri açısından olası tabloyu değerlendiren Kaya, Ankara ile ilişkilerde beklenmedik bir değişim görme olasılığının zayıf olduğunu belirtti. Ankara-Brüksel hattında ilişkilerin gelecekteki seyrine ilişkin Kaya, “Nitekim reel siyasetin gereği olarak AB’nin, özellikle Ortadoğu’nun, Doğu Akdeniz, Kafkasya ve Balkanların istikrarı ve güvenliği açısından Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmeye her zaman ihtiyacı olacağını” sözlerine ekledi.