Çavuştepe Kalesi ve Urartuca: Tarih ve Kültürün İzinde

Çavuştepe Kalesi ve Urartu Dönemi

Van’ın Gürpınar ilçe merkezine sadece 10 kilometre mesafede yer alan Çavuştepe Kalesi, Urartu dönemine ait önemli bir tarihi yapı olarak öne çıkmaktadır. Bu kale, M.Ö. 764-734 yılları arasında 2. Sarduri tarafından inşa edilmiştir. Kurucusuna atıfta bulunarak ‘Sardurihinili’ olarak adlandırılan bu kale, aynı zamanda Urartuların mimari ve askeri becerilerini de gözler önüne sermektedir.

Tarihi kale, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Arif Erzen’in önderliğinde 1961-1986 yılları arasında yürütülen kazılarla gün yüzüne çıkarılmıştır. Bu süreçte elde edilen buluntular, Urartu kültürünün derinliklerine ışık tutmaktadır.

Mehmet Kuşman ve Urartuca Çalışmaları

Çavuştepe Kalesi’nde 43 yıl kadrolu bekçilik yapan Mehmet Kuşman, 2005 yılında emekli olduktan sonra da gönüllü olarak burada çeşitli faaliyetlerde bulunmaya devam etmektedir. Son 19 yıldır bölgeye gelen turistlere Urartu alfabesini ve kendi yaptığı çalışmaları tanıtan Kuşman, dünyada Urartucayı bilen nadir kişilerden biri olma unvanını taşımaktadır. Kuşman, emekli olduktan sonra bekçilik yaptığı Çavuştepe Kalesi’ndeki kulübesinde, Urartuca yazılı tabletler ve kolyeler üreterek geçimini sağlamaktadır.

’22 Yılda 650 Urartuca Kelime Öğrendim’ diyerek bu süreçteki deneyimlerini paylaşan Kuşman, Van Kalesi’ndeki kitabeleri dikkatlice not aldıktan sonra İran ve Suriye’ye giderek Urartuca yazılmış kitabeleri incelemeye başladığını belirtmiştir. Kuşman, bu çalışmalar sonucunda alfabeyi oluşturduğunu ve dili öğrenip kelimeler kurmaya başladığını ifade etmektedir. Kendisi, “22 yılda ancak 650 kelime öğrendim. Bu süre zarfında bekçilik maaşımla 11 çocuğumu okuttum. Emekli olduktan sonra taş levhalar üzerine Urartuca yazıp, süs eşyası olarak satıyorum. 19 yıldır burada gönüllü olarak çalışıyorum. Şu anda Türkiye’de 7, dünyada ise Urartucayı bilen yalnızca 12 kişiden biriyim” demektedir.

Gelecek Üzerine Düşünceler

“Öğrenmek İçin Kimse Bana Gelmedi” diyerek, Urartuca konusunda bilgi edinmek isteyenlerin azlığından yakınan Kuşman, sağlığının el verdiği sürece bu çalışmalara devam edeceğini belirtmektedir. Ayrıca, “Burada bir kazı evi yapılıyor. Bu kazı evi faaliyete geçince, acaba benim çalışma yaptığım kulübeyi bozarlar mı, yoksa depo olarak mı kullanacaklar? Onu bilemiyorum. Eğer burası bozulursa ben de bu işe devam edemeyeceğim” şeklinde endişelerini dile getirmiştir. Bir çocuğunun bu konuya ilgi gösterdiğini, ancak onun da yoğun iş temposu nedeniyle Urartuca ile ilgilenemediğini ifade eden Kuşman, “Bu işi yapmak için devamlı Urartu kitaplarını okumak gerekiyor. Bugüne kadar kimse benimle Urartuca öğrenmek için iletişime geçmedi. Benden sonra bu dili burada yaşatacak kimse kalmayacak” şeklinde sözlerini tamamlamıştır.