
Cem Yılmaz’dan “Erşan Kuneri” Yeni Sezonu Üzerine Açıklamalar
Cem Yılmaz, “Erşan Kuneri” dizisinin yeni sezonunu yazarken yaşadığı zorlu süreçten bahsetti. Dizi yazmanın düşündüğünden çok daha karmaşık ve zorlayıcı olduğunu ifade eden Yılmaz, Çatalca’daki evinde senaryo üzerinde çalıştığını belirtti. Bu süreçte yaşadığı ilginç bir anısını ise şu sözlerle paylaştı:
“Erşan Kuneri’nin yeni sezonunu yazmak için eve kapandım ve İstanbul’a gelmemeye karar verdim. Evdeki çalışma arkadaşım, arada bir ‘Çay ister misiniz, abi?’ diye soruyordu. Bir süre sonra halime acıdı ve ‘Cem Bey, siz ne yapıyorsunuz?’ dedi. Ben de ona ‘Diziyi yazıyorum’ dedim. O da ‘Böyle mi yazılıyor?’ diye ağlamaklı bir şekilde sordu. Evet, böyle yazılıyor; süsleyerek söylemiyorum, çileli bir kısmı var.”
Ekonomik Durum Üzerine Mizahi Yorumlar
Fatih Altaylı’nın “Zaten para çok sende” yorumuna yanıt veren Yılmaz, esprili bir dille şunları söyledi: “Hayır, hayır aşk olsun. Nerede? Bu memleketin şu anki durumunda mı? Biz seçkin fakirleriz, şu anda.” Bu yanıtı, ekonomik sıkıntılara mizahi bir bakış açısıyla yaklaştığını gösteriyor.
A.R.O.G ve Hasilat İtirafı
Cem Yılmaz, programda A.R.O.G filmi hakkında da dikkat çeken bir açıklama yaptı. Filmin 4 milyon kişi tarafından izlenmesine rağmen kar elde edemediğini belirten Yılmaz, “Biz hasılatı zarfla aldık, karımız bu kadardı.” diyerek, sinema sektöründeki zorluklara dikkat çekti.
Karaborsa Tepkisi: “Baş Edemiyoruz”
Yılmaz, gösteri biletlerinin karaborsaya düşmesiyle ilgili yaşadığı sıkıntılara da değindi. Karaborsanın yaygınlaştığını ve biletlerin resmi satış noktalarından önce tükeniyormuş gibi göründüğünü ifade etti. “Bu durum, bizim baş edebileceğimiz bir şey değil. Resmi biletimizi satan şirketten şüphelenip güvenlik kameralarıyla bile kontrol ettirdik. Ancak biletler online satışa çıktığı an tükeniyor. 20-30 oyun var ve hepsi hemen bitiyor.” dedi. Ayrıca, karaborsa sitelerinin Google’da en üstte çıktığını ve biletlerin kendisi tarafından satıldığı zannedildiğini de sözlerine ekledi: “En acıklı olanı da biletlerin benim sattığımı zannetmeleri. Oysa karaborsa ile bizim hiçbir ilgimiz yok.”