1935 yılında Mısır’ın tarihi Thebes nekropolünde gerçekleştirilen bir mezar kazısı sırasında arkeologlar, ağızları dehşet içinde açık kalmış bir yaşlı kadının mumyalanmış kalıntılarını keşfettiler. Kadının ifadesi, sanki son anında bir çığlık atıyormuş gibi görünüyordu. Son zamanlarda uygulanan ileri tarama teknikleri, bu kadının iç organlarının hala yerinde olduğunu gösterdi; bu durum, genellikle mumyalama sürecinde çıkarılması gereken bu organların neden alınmadığını sorgulatıyor.
Gizemli Mumyala Süreci
Başlangıçta, kadının mumyalanma sürecinin kötü bir şekilde gerçekleştirilmiş olabileceği düşünülmüştü. Ancak, Kahire Üniversitesi ile Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı’ndan araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen yeni bir çalışma, bu kadının acı içinde yaşamını yitirmiş olabileceğini öne sürüyor. Kahire Üniversitesi Kasr Al Ainy Hastanesi’nden radyolog profesör Sahar Saleem, “Bu çalışmada, kadının pahalı ve ithal mumyalama malzemeleriyle mumyalanmış olduğunu gösteriyoruz,” ifadelerini kullandı.
Yüksek Teknoloji Gerçeği Ortaya Çıkardı
Profesör Saleem, “Çığlık Atan Kadın”ı sanal olarak incelemek amacıyla gelişmiş BT taramaları gerçekleştirdi. Ayrıca, tarama sırasında elektron mikroskobu ve x-ışını kırınım analizi gibi yüksek teknoloji ürünü teknikler kullanarak, kadının mumyalanmasında kullanılan malzemeleri detaylı bir şekilde inceledi. Araştırmacılar, mumyanın daha önce açılmadığını ve iç organlarının yerinde bırakıldığını belirledi. Kadının yaşadığı Yeni Krallık dönemi (M.Ö. 1550–1069) sırasında iç organların çıkarılması ve ayrı olarak korunması yaygın bir uygulamaydı. Genellikle sadece kalp yerinde bırakılırdı çünkü Eski Mısırlılar kalbin, kişiliğin, zekânın ve hafızanın kaynağı olduğuna inanırlardı.
Fiziksel Özellikler ve Sağlık Durumu
Bu klasik prosedürden geçmemiş olmasına rağmen, “Çığlık Atan Kadın”ın iyi korunmuş olması, farklı bir mumyalama yönteminin uygulanmış olabileceğini gösteriyor. Profesör Saleem, “Bu bilgi, mumyalama konusundaki mevcut bilgimizi değiştiriyor ve süreç hakkında daha derin bir anlayış geliştirmemize olanak tanıyor,” dedi. Tarama sonuçlarına göre, “Çığlık Atan Kadın” yaklaşık 1.52 metre boyunda ve ölüm anında 48 yaşlarındaydı. Analiz, kadının ölüm nedenini net bir şekilde ortaya koymasa da, sağlık durumu hakkında bazı bilgiler sundu. Omurgasındaki kemik mahmuzları, hafif artrit yaşadığını gösteriyor. Ayrıca, kadının birkaç dişinin eksik olduğu ve bu dişlerin yaşamı boyunca çekilmiş olabileceği, diğer dişlerinin ise kırık veya aşınmış olduğu tespit edildi. Profesör Saleem, “Kaybedilen dişlerin muhtemelen diş hekimliği uygulamaları ile çekildiğine inanıyoruz,” diyerek, diş hekimliğinin Eski Mısır’da ilkel bir biçimde de olsa uygulandığını vurguladı.
