
ABD’de devam eden Filistin yanlısı öğrenci protestoları, kongreyi harekete geçirdi. Protestoların Yahudi vatandaşları tehdit ettiğini iddia eden İsrail yanlısı kongre üyeleri, “Antisemitizm Farkındalık Yasası”nı ezici bir çoğunlukla kabul etti. 320’ye 91 oyla geçen yasa, antisemitizmin tanımını Uluslararası Yahudi Soykırımı Anma İttifakı’nın tanımıyla eşleştiriyor. Böylece, antisemitizm iddialarını ciddiye almayan ve ayrımcı davranışlarda bulunan öğrencilerini cezalandırmayan okullar ve kurumların bütçelerinde kesintiye gidilebilecek.
Yasa Tasarısının Tarihsel Süreci
Bu yasa, İsrail yanlısı siyasetçilerin kongredeki ilk denemesi değil. 2009’da benzer bir içeriğe sahip yasa, cinsiyet, ırk, inanç gibi konularda düşünce özgürlüğünü kısıtlayacağı gerekçesiyle Cumhuriyetçiler tarafından reddedilmişti. Yasa o dönemde geçse de sadece 5 Cumhuriyetçi senatör evet oyu kullanmıştı. 2016’da yine bir antisemitizm yasası Cumhuriyetçi kontrolündeki meclisten döndü. Kudüs’ün başkent tanınması gibi tartışmalı kararlara imza atan Trump yönetimi, 2019’da kampüslerde antisemitizmi azaltmayı hedefleyen bir başkanlık emri duyurmuştu.
ABD’deki muhafazakar ve liberaller arasında çeşitli görüş ayrılıkları yaşanırken, yasanın kabulüyle birlikte iç savaş benzeri bir atmosfer oluştuğu gözlemlenmektedir. Bu durum, ABD Başkanı Biden’ı da zor durumda bırakmış durumda. Trump’ın İsrail’e verdiği destek karşısında farklı kesimler arasında bölünmeler yaşanırken, Biden’ın hem Yahudi toplumunu hem de Müslüman grupları tatmin etme çabası sürmektedir.
Özellikle yasa kapsamında yapılan tanımlar ve yasal düzenlemeler, farklı din ve inanç grupları arasında gerilime sebep olmuştur. Bu durum, Amerikan siyasetinde yeni tartışmaların fitilini ateşlemiştir. Seçim sürecinin de etkisiyle, ABD’deki siyasi atmosferin nasıl evrileceği belirsizliğini korumaktadır.