
Gürol Sözen’in Yeni Sergisi: Mavi Uygarlık
Son dönemde sanat dünyasında dikkat çeken isimlerden biri olan Gürol Sözen, yeni sergisi ile sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Sanatçı, kendisini “mavinin tutkunu” olarak tanımlıyor ve bu sergide Ege ile Akdeniz’in büyüleyici güzelliklerini gözler önüne seriyor. Sözen, “Bodrum dalgaların, yağmurların, rüzgârın ardından sessizliğe bürünmüş. Mandalina ağaçlarının dalları ise taş duvarları aşıp sokaklara sunuyor güneşle birlikte turuncu meyvelerini…” diyerek, serginin arka planındaki doğayı ve duyguları ifade ediyor.
Serginin Detayları ve Teması
Bodrum Artspace/Inspera Kültür ve Sanat Merkezi’nde açılan sergi, 30 Ocak’ta ziyaretçilerini bekliyor. Bu sergide, resim, heykel, ikon ve Anadolu uygarlıkları üzerine yazdığı kitaplar yer alıyor. Mavi Uygarlık kitabı gibi, Ege ve Akdeniz’in sularını ve karasını anlatan kapsamlı görseller de sergi alanında bulunuyor. Serginin başlığı “Yarım yüzyıldan seçmeler” olarak belirlenmişken, alt başlığı ise “Sarkacın iki yakası: Sevdalı hüzün ve mavi özgürlük” olarak belirlenmiş. Bu başlıklar, sanatçının eserlerinde işlediği temaları ve duyguları derinlemesine yansıtıyor.
Sanatçının Eserlerinde Mavi Rengi
Sözen’in eserlerinde sürekli olarak ön plana çıkan mavi rengi, sanatçının özgürlük, başkaldırı ve umut temalarını simgeliyor. “Sergimin her renginde mavi var. Onsuz olur mu hiç?” diyerek, mavi rengin sanatındaki önemini vurguluyor. Mavi, tarih boyunca birçok uygarlıkta ve sanat akımında sembolik anlamlar taşımıştır. Eski Mısır’dan Rönesans’a kadar pek çok kültürde mavi, özgürlüğün ve sonsuzluğun simgesi olmuştur.
44 Yıllık Bir Sanat Yolculuğu
Gürol Sözen, “İki resim var bu duvarda. Biri 1979-80 tarihli, karanlıklar döneminden sevdalı iki figür. Diğeri ise 2024 tarihli, çiçeği burnunda Nâzım’dan esinlendiğim bir eserdir.” diyerek, 44 yıllık bir sanat yolculuğunun izlerini taşıyan eserlerini tanıtıyor. Her iki resim de yağlıboya tekniğiyle yapılmış ve izleyiciye derin duygular hissettiriyor. Sanatçının, geçmişten günümüze kadar olan gelişimini ve değişimini gösteren bu eserler, serginin en önemli parçaları arasında yer alıyor.
Sanatçının Duygusal Bağlantıları
Sözen, sergisi ile birlikte geçmişte yaşadığı deneyimlerin ve hislerin izlerini de taşıyor. “Mavi uygarlığı yazarken Ege ve Akdeniz’i arkadaşım guletle ve başka teknelerle birçok kez bu sulara açıldım.” diyerek, doğayla olan bağının ne denli derin olduğunu anlatıyor. Sanatçının, Bakkhalar korosundan esinlenerek yarattığı eserler, hem geçmişi hem de bugünü bir araya getiriyor. Bu yönüyle sergi, izleyiciye sadece görsel bir deneyim sunmuyor, aynı zamanda duygusal bir yolculuğa da davet ediyor.
Gürol Sözen’in Sanat Anlayışı
Sözen, “Nasıl çizersem çizeyim, hiçbir zaman, resmin adını da koysam, resimleri kendi şiirselliğinde sergilerken resimlerin arasında sözcüklere de yer versem, resmetmenin gizemi ve gücü ön planda olmalı.” diyerek sanatının temel felsefesini özetliyor. Bu yaklaşım, izleyiciyi eserlerin derinliklerine çekmeyi amaçlıyor. Sanatçının eserleri, herkesin kendi duygusal deneyimlerini ve yorumlarını bulabileceği bir alan sunuyor.
İmece ve İşbirliği Ruhu
Gürol Sözen, sergisinin hazırlanmasında birçok dostunun katkısının olduğunu vurguluyor. “İmece olmadan hiç yola çıkılır mı?” diyerek, sanatın kolektif bir süreç olduğuna dair inancını belirtiyor. Bu işbirliği ruhu, serginin başarısını artıran önemli bir faktör. Sanatçının, eserlerinde kullandığı mavi tonları, sadece kendi iç dünyasını değil, aynı zamanda çevresiyle olan bağını da yansıtıyor.
Sonuç Olarak
Gürol Sözen’in yeni sergisi, sanatseverler için eşsiz bir deneyim sunuyor. Ege ve Akdeniz’in büyülü atmosferiyle bezeli eserleri, izleyicilere derin bir duygusal yolculuk vaat ediyor. Sanatçının mavi ile olan bağı, serginin her köşesinde hissediliyor. Bu sergi, sanatın insan ruhundaki yansımalarını keşfetmek isteyenler için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir etkinlik olarak öne çıkıyor.