
İlaç Krizi Büyüyor: Epilepsi Hastaları Zor Günler Geçiriyor
Son zamanlarda Türkiye’de ilaç krizi giderek derinleşirken, özellikle epilepsi hastalarının kullandığı Clobazam etken maddeli ilaç aylardır bulunamaz hale geldi. Bu durum, hastalar ve aileleri için büyük zorluklar yaratırken, bir yandan da çare arayışları sürüyor. Aileler, yurtdışından ilacı temin etmeye çalışırken, bazıları ise tarihi geçmiş ilaçları kullanmak zorunda kalıyor.
‘ETKİSİ AZALIYOR’
Sosyal medya üzerinden yardım çağrısı yapan aileler, yaşadıkları çaresizliği dile getiriyor. Örneğin, bir aile “Kuzenim epilepsi hastası. Türkiye’de ilacı bulamıyoruz, yurtdışından getirtmemiz gerekiyor. Yardımcı olabilecek kimse var mı?” şeklinde bir paylaşımda bulunurken, bir başka aile ise “Annem epilepsi hastası, 12 Haziran’dan bu yana ilaç için bekliyoruz. Türk Eczacılar Birliği’nden giriş yaptık ama hâlâ stoğa düşmesi bekleniyor. Neden kimse çözüm üretmiyor?” ifadeleriyle seslerini duyurmaya çalışıyor.
Tarihi geçmiş ilaç kullanmak zorunda kalanlardan biri, 14 yıldır oğlu için bu ilacı kullandıklarını belirten Didem Çetin. Çetin, yaşadıkları mağduriyeti şu sözlerle anlattı: “Uzun zamandır ilaca ulaşamadığımız için tarihi geçmiş olan ilacı kullanmak zorunda kaldık. Bu süre zarfında oğlumun epilepsi nöbetleri oldukça arttı. Tarihi geçmiş olması nedeniyle ilacın etkinliği de ciddi şekilde azalmış durumda. Doz ayarını da kendi kafamıza göre yapmak mümkün olmadığı için her zamanki dozda vermeye devam ediyorum. Bu konu hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan da henüz bir dönüş almış değiliz. Hâlâ stok bekleyen hasta olarak görünüyoruz.”
Türk Nöroloji Derneği’nden Açıklama
Türk Nöroloji Derneği Epilepsi Çalışma Grubu Moderatörü ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadriye Ağan Yıldırım, ilaç eksikliğini Cumhuriyet gazetesine değerlendirdi. Ağan, Clobazam’ın dirençli epilepsilerde, özellikle Lennox Gastaut sendromu gibi durumlarda sıkça kullanıldığını ve bu ilacın muadilinin olmadığını vurguladı.
‘MUADİLİ YOK’
Ağan, “Bu hastalar genellikle birden fazla anti nöbet ilacı kullanmaktadırlar. Bu nedenle, daha fazla ilaç eklenmesi gibi bir tercih de söz konusu olamamaktadır. Zaten dirençli nöbetleri olan hastalarımızda, onların nöbet tipine uygun ve fayda gördükleri ilacın yokluğu, hastanın nöbetlerinin sıklaşmasına ve daha da dirençli hale gelmesine neden olmaktadır. Artan nöbetler, hastaların ve hasta yakınlarının yaşam kalitesine, sosyal yaşantılarına ve iş hayatlarına olumsuz şekilde yansımaktadır” açıklamalarında bulundu.