İran’ın İsrail’e Yönelik Füze Saldırıları ve Barış Süreci

İran’dan İsrail’e Yönelik Açıklamalar ve Füze Saldırıları

Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ve İranlı Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan’ın ölümü, İran’ın İsrail’e yönelik gerçekleştirdiği füze saldırılarının etkisini artırırken, Tahran yönetiminden gelen açıklamalar dikkat çekti. İran dini lideri Ali Hamaney, “Görevimizi yaparken ne erteleriz, ne de aceleci davranırız” diyerek, Müslümanları ‘ortak düşman’ olarak tanımladığı İsrail’e karşı birleşmeye davet etti. Hamaney, füze saldırısında ‘haklı’ olduklarını savunarak, “Siyonist rejime yönelik saldırımız, en hafif saldırımızdı; gerekirse yine vuracağız” ifadelerini kullandı.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ise, “İran’ın ve bölgenin barışı ile güvenliği için meşru yasal hakkımızı kullanarak Siyonist rejimin katliamlarına kesin bir cevap verdik” şeklinde konuştu.

Barışa Şans Verme Süreci

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan İran kaynakları, İran’ın misilleme saldırısının, Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin 31 Temmuz’da İran’ın başkenti Tahran’da öldürülmesi sonrasında planlandığını; ancak çeşitli sebeplerle saldırının ertelendiğini ifade etti. İran kaynakları, ülkenin hiçbir şekilde savaş peşinde olmadığını vurguladı ve saldırıdan sonra misilleme operasyonunun kararlaştırıldığını, ancak ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin İran’dan ‘barışa ve ateşkese fırsat vermesini’ istediklerini belirtti. Ayrıca, İran hükümetinin bu süreçte ‘sağduyulu’ bir yaklaşım sergilemeyi tercih ettiğini açıkladı.

İran halkının, hükümete bu süreçte misilleme yapması için baskıda bulunduğunu aktaran kaynaklar, tüm baskılara rağmen İran’ın barışa ve ateşkese bir şans verdiğini; ancak zamanla İsrail’in daha da pervasızlaştığını ve İran’ın ‘sağduyulu’ halinin sürdürülemeyecek bir duruma geldiğini belirtti.

Başarılı Misilleme Operasyonu

Kaynaklar, 2 Ekim’de gerçekleştirilen misilleme saldırısının Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51. Maddesi uyarınca meşru müdafaa hakları çerçevesinde yapıldığını, ABD’nin ve ‘siyonizm rejimini destekleyen Avrupalıların’ sözlerini yerine getirmemesi üzerine bu adımın atıldığını kaydetti. Operasyonda, İsrail’in temel hava üssü, Mossad üssü ve ülkenin gelişmiş savaş uçaklarının bulunduğu Nevatim hava üssünün hedef alındığını belirten kaynaklar, operasyonun yüzde 90 başarılı olduğunu ve öngörülen hedeflerin birçoğuna isabet ettiğini ifade etti. İnsani kurumların ve sivillerin hedef alınmadığı, İran’ın İsrail’in ticari ve iktisadi noktalarını da hedef alabilecekken bunu yapmadığı iddia edildi.

İsrail’in İran’ın misillemesini ‘başarısız’ olarak değerlendirmesinin nedeninin, saldırının sivil kayba yol açmaması ve okul, hastane gibi kurumlara zarar verilmemesi olduğu ifade edildi.

Sağduyu Dönemi Sona Erdi

Kaynaklar, Tahran hükümetinin ‘İsrail saldırılara devam ederse güçlü bir yanıt alacak’ söylemini yineleyerek Batı dünyasına ‘saldırgan Siyonist rejimi’ durdurma çağrısında bulundu. Bu bağlamda, “Eyleme geçilmesi” gerektiğini vurgulayan kaynaklar, İran için ‘tek taraflı sağduyu’ döneminin sona erdiğini ve ‘Siyonist rejimin herhangi bir saldırısının çok şiddetli karşılık göreceğini’ dile getirdi.

Barış Umudu ve Diplomasi Trafiği

Cumhuriyet’in sorusunu yanıtlayan kaynaklar, Tahran hükümetinin ABD ile müzakerelere yeniden başlama amacı doğrultusunda, İran’ın İsrail’e yönelik operasyonlarını ertelemesinin ardında bunun yatmadığını, aksine ‘ABD ve Avrupalıların’ böyle bir talepte bulunduğunu belirtti. Kaynaklar, “Barış yakın görünüyor, saldırıda bulunursanız müzakereleri başarısızlığa uğratır” şeklinde bir ifade kullandıklarını ve bu nedenle İran’ın operasyonları ertelemeyi kabul ettiğini açıkladı.

Ankara-Tahran hattındaki diplomasi trafiğine de değinen kaynaklar, Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin yılda bir kez gerçekleştirildiğini, 24 Ocak’ta eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Türkiye’yi ziyaret ettiğini hatırlatarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İran ziyaretinin hazırlıklarının yapıldığını; ancak henüz kesinleşen bir tarih olmadığını belirtti. Kaynaklar, Türkiye ve İran arasında konuşulması gereken birçok konu olduğunu da vurguladı.