İsrail ve ABD Arasındaki Görüşmeler: İran’a Olası Misilleme Planları

İsrail ve ABD Arasındaki Görüşmeler

Walla haber sitesi, Netanyahu ile Biden’ın 9 Ekim’deki telefon görüşmesinde İsrail’in İran’a yönelik olası misilleme planlarının detaylarının ele alındığını bildirdi. Habere göre, adı açıklanmayan İsrailli ve ABD’li yetkililere dayanarak, iki lider arasındaki görüşmede İsrail’in İran’a gerçekleştireceği muhtemel saldırının niteliği ve kapsamı üzerine Washington ile Tel Aviv arasında yaşanan fikir ayrılıklarının önemli ölçüde giderildiği ifade edildi. Ancak, bu fikir ayrılıkları büyük oranda ortadan kalkmış olsa da, İsrail’in planladığı misilleme saldırısının Washington yönetiminin beklentilerinden “biraz daha agresif olduğu” kaydedildi.

Haberde ayrıca, dün akşam gerçekleştirilen İsrail Güvenlik Kabinesi toplantısının ardından, Netanyahu ile Savunma Bakanı Yoav Gallant‘a İran’a yönelik saldırının zamanlamasını belirleme yetkisi verilmesinin beklendiği vurgulandı.

İsrail’in Olası Saldırı Senaryoları

İran, 1 Ekim’de İsrail’e füze saldırısında bulunmuştu ve Tel Aviv yönetimi, bu saldırıya karşılık verileceğini açıkça belirtmişti. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, 9 Ekim’de yaptığı açıklamada, ülkesinin misilleme eyleminin “ölümcül, hassas ve ansızın” gerçekleştirileceğini ifade etti. Öte yandan, İran, Körfez Arap ülkelerini hava sahalarının herhangi bir saldırı için kullanılmasına izin vermemeleri konusunda uyardı ve İsrail’in İran’a saldırmasına yardımcı olan herhangi bir ülkenin hedef olarak kabul edileceğini bildirdi. Washington ise, İran’ın nükleer tesislerine yönelik herhangi bir askeri müdahaleye karşı olduğunu açıkladı.

İran’ın, sahip olduğu gelişmiş füze teknolojisi ile yeni ve daha sert bir misillemede bulunabileceği ihtimalleri gündemde. Peki, bu süreçte neler yaşanabilir? İşte, olası senaryolar:

İran’daki Stratejik Hedefler

BBC’de yer alan habere göre, ABD uydu istihbaratı ve Mossad‘ın (İsrail’in dış istihbarat teşkilatı) İran’daki ajanlarının yardımıyla, İsrail ordusunun hedef alabileceği çeşitli stratejik noktalar mevcut. Bu hedefler genel olarak üç ana kategoriye ayrılabilir:

  • Konvansiyonel Askeri Hedefler: İlk olarak, İran’ın balistik füzeleri fırlattığı üsler, yani fırlatma rampaları, komuta-kontrol merkezleri, yakıt ikmal tankları ve depolama sığınakları hedef alınabilir. Ayrıca Devrim Muhafızları‘na ait üsler, hava savunma sistemleri ve diğer füze bataryaları da saldırıya uğrayabilir. Hatta, İran’ın balistik füze programında önemli rol oynayan kişilere suikast düzenlenmesi de mümkün.
  • Ekonomik Hedefler: Bu kategori, İran’ın en savunmasız devlet varlıklarını, yani petrokimya tesislerini, enerji üretim tesislerini ve muhtemelen denizcilik faaliyetlerini kapsar. Ancak böyle bir saldırı, ordudan ziyade sivil halkı etkileyeceği için İran’da geniş çaplı bir tepki yaratabilir.
  • Nükleer Hedefler: Bu, İsrail için en büyük sorun. İran’ın uranyumu, sivil nükleer enerji için gerekli olan yüzde 20’nin çok üstünde zenginleştirdiği, BM’ye bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) tarafından doğrulanmıştır. İran’ın uranyum zenginleştirme programı, kısa bir süre içinde nükleer silah geliştirme hedefine ulaşabileceği endişesini doğuruyor. İsrail’in hedef listesinde, İran’ın askeri nükleer programının merkezleri olan Parçin, Tahran, Bonab ve Ramsar’daki araştırma reaktörleri ile Buşehr, Natanz, Isfahan ve Ferdow’daki büyük tesisler yer alıyor.