İzmir’den Cumhuriyetin Kurucu Ruhuna Yolculuk

Tarihimizin en önemli dönüm noktalarından biri olan Büyük Taarruz’un 103. yıl dönümü, İzmir’de anlamlı bir etkinlikle kutlandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Büyük Taarruz ve Cumhuriyet’in Kurucu Ruhuna Yolculuk” başlıklı söyleşi, tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı ve program yapımcısı Okan Bayülgen’i İzmirlilerle bir araya getirdi. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşen söyleşi, her yaştan katılımcının yoğun ilgisiyle karşılandı. Katılımcılar, Büyük Taarruz’un askeri ve siyasi boyutlarından, Cumhuriyetin kuruluş sürecine ve bu kutlu zaferin günümüz gençliğine bıraktığı mirasa kadar pek çok konuyu derinlemesine ele alma fırsatı buldu. Etkinliğin en dikkat çeken anlarından biri ise, söyleşiyi dikkatle takip eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın, Kültürpark’a inşa ettikleri yeni kütüphaneye Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın adını vereceklerini duyurması oldu.

Cumhuriyetin Temelleri İzmir’de Konuşuldu

Söyleşi, Büyük Taarruz’un sadece askeri bir zafer olmadığını, aynı zamanda bağımsızlık ve ulusal iradeye olan inancın bir göstergesi olduğunu ortaya koydu. Açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, bu büyük zafere giden yolda yaşanan zorluklara ve fedakarlıklara dikkat çekerek, 30 Ağustos’u yalnızca bir bayram olarak değil, aynı zamanda idrak edilmesi gereken bir dönüm noktası olarak değerlendirmek gerektiğini söyledi. Tugay, “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadele azminin, bugün umutsuzluğa kapılan herkese bir ders niteliği taşıdığını vurguladı.

Başkan Tugay, konuşmasında geçmişten alınan derslerle bugünün inşa edilmesi gerektiğini belirtti. “Bizler sadece dünün zaferleriyle övünmenin ötesine geçen bir şeyler yapmalıyız” diyen Tugay, milletçe bir araya gelmenin, birbirine omuz vermenin ve varlığından güç almanın önemini vurguladı. Padişahın kulu olmaktan vatandaş olmaya geçişin değerinin farkında olunması gerektiğini söyleyen Tugay, bugünün zor şartlarına rağmen daha fazla çalışmanın, bilinçli ve karakter sahibi olmanın bir zorunluluk olduğunu ifade etti. Konuşmasını “Ben ve benim gibi düşünen insanlar bu milletin başını öne eğdirmeyecek” sözleriyle tamamlayan Tugay, Cumhuriyetin kurucu değerlerine olan bağlılıklarını bir kez daha gösterdi.

Prof. Dr. Ortaylı’dan İzmir’e ve Tarihe Dair Derin Analizler

Prof. Dr. İlber Ortaylı, kendine has üslubuyla söyleşiye farklı bir boyut kattı. Başkan Tugay’ın Atatürk’ün İzmir’e dair hislerini sorması üzerine Ortaylı, bu soruya samimi bir yanıt verdi. Atatürk’ün Selanikli olmasının ve vatanını kaybeden Rumeli göçmenlerinin sığınağı olan İzmir’in, onun için “çok mukaddes bir yer” olduğunu belirtti. Ortaylı, İzmir’in hem fiziki güzelliklerinin hem de kültürel yapısının Atatürk’ün mantalitesine çok yakın olduğunu söyleyerek, kentin O’nun için adeta bir vatan olduğunu ifade etti.

Söyleşi sırasında Ortaylı, İzmir’den yeni bir opera binası beklentisi içinde olduğunu dile getirince, Başkan Tugay beklenmedik bir sürprizle yanıt verdi. Tugay, Kültürpark’ta yapımını sürdürdükleri ve eylül ayında açılışını planladıkları yeni kütüphaneye Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın adını vereceklerini duyurdu. Bu teklif karşısında büyük bir şaşkınlık ve memnuniyet yaşayan Ortaylı, “Çok büyük hediye oldu” diyerek teşekkürlerini iletti.

Ortaylı, söyleşide Büyük Taarruz’un önemini vurgularken, “Türkiye’de anti militarizm ahmaklıktır. Eğer bilinçli olarak yapılıyorsa ihanettir” diyerek ordunun bir milletin varlığı için ne kadar mühim olduğunu vurguladı. Bu görüşünü İkinci Dünya Savaşı’nda Sovyetler Birliği’ni komünist ruhun değil, Rus askerlerinin kurtardığı örneğiyle pekiştirdi. Bu sözler, milletlerin kaderini belirlemede ordunun rolünün altını çizdi.

Eğitim sistemine yönelik eleştiriler de Ortaylı’nın gündemindeydi. “Kendi başına kurtulamazsın, bu mümkün değil” diyerek eğitimdeki topyekûn sistem sorununa dikkat çekti. Bireylerin yurt dışına giderek kurtuluşu aramasının bir çözüm olmadığını, eğitimin ancak toplu bir yöntemle yapılabileceğini söyledi. “Eğitim konusunda herkesin birleşmesi lazım” diyerek, bu konunun siyaset üstü bir mesele olduğunu işaret etti.

Ayrıca toplumsal saygı kavramına da değinen Ortaylı, farklı düşünen grupların birbirlerinin haklarına tecavüz etmemesi gerektiğini söyledi. “Hiçbir grup ‘iktidardayım’ diye muhalefete karşı bu tavrı takınamaz” diyerek, saygısızlığın ve karşı tarafın sinirleriyle oynamanın bir faciaya yol açabileceği konusunda uyarılarda bulundu.

Son olarak, bir vatandaşın “ülkenin bölünme ihtimali var mı?” sorusuna Ortaylı, “Bölünme ihtimali her zaman vardır” diyerek çarpıcı bir yanıt verdi. Bu durumu tarım arazilerinin satılması, köylülerin topraklarını terk etmesi ve genç nüfusun şehirlere göç etmesi gibi konularla ilişkilendirdi. Miras sisteminde değişiklik yapılması gerektiğini ve genç nüfusun topraklarına bağlı kalmasını sağlayacak politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Ortaylı, nüfus azalması yerine, 1930’ların iskan kanununda olduğu gibi, Asya’dan nüfus alımına da işaret ederek bu konudaki farklı bir bakış açısını dile getirdi.

Geleceğin İnşası İçin Tarihten Çıkarılan Dersler

Okan Bayülgen, söyleşinin açılışında “Buradan demek ki bu kalabalıkla Büyük Taarruz’u başlatacağız” diyerek espriyle karışık coşkulu bir giriş yaptı. Bayülgen, Büyük Taarruz’un bir milletin kendi kaderini çizme cesaretini ve var olma iradesini gösterdiği “tarihimizde çok önemli bir dönüm noktası” olduğunu belirterek, etkinliğin ruhunu özetledi.

İzmir’deki bu anlamlı buluşma, Büyük Taarruz’un 103. yılında sadece bir anma töreni olmaktan öteye geçti. Söyleşi, geçmişin zaferlerini hatırlarken, bugünün sorunlarına çözüm arayan, geleceğe umutla bakan ve sorumluluk hisseden bir topluluğun varlığını gözler önüne serdi. Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın bilgeliği, Okan Bayülgen’in dinamizmi ve Başkan Cemil Tugay’ın kararlılığı, bu etkinliği İzmir’in kültürel ve tarihsel belleği için unutulmaz bir deneyim haline getirdi. Ortaylı’nın adının bir kütüphaneye verilmesi kararı ise, İzmir’in bilime, tarihe ve aydınlık geleceğe verdiği önemin sembolik bir göstergesi oldu.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın