Kaybolan Avrupa Prensinin Gizemi: Kaspar Hauser’in Gerçek Soyu

Kaybolan Avrupa Prensinin Gizemi Çözüldü

Bilim insanları, modern DNA testlerinin yardımıyla “kaybolan Avrupa prensi” olarak bilinen 200 yıllık bir komplonun gerçek yüzünü ortaya çıkarmayı başardı. Teknolojideki hızlı gelişmeler, geçmişte çözülemeyen birçok gizemi gün ışığına çıkarıyor. En son araştırmalar, Ay hakkında eski bir sırrı açığa çıkarırken, arkeologlar da Mısır’daki piramitlerin inşasıyla ilgili önemli bulgulara ulaştıklarını düşünüyor. Ancak en dikkat çekici gelişme, modern adli tıp teknikleri sayesinde uzmanların, gizemli genç Kaspar Hauserin soyu hakkındaki 200 yılı aşkın süredir süregelen bir komployu çürütmeleri oldu.

Kaspar Hauser Efsanesi

Bu olay 1828 yılında, “yarı vahşi” olarak tanımlanan 16 yaşındaki bir gencin Almanya’nın Nürnberg şehrinde aniden ortaya çıkmasıyla başlamıştır. Hauser, yanında iki mektup taşıyordu; bu mektuplar, kendisinin gizemli bir adam tarafından zindanda esir tutulduğunu iddia ediyordu. Genç adam, adını Kaspar Hauser olarak yazmıştı, ancak kimse onun nereden geldiğini bilmiyordu. Bazı söylentiler, Hauser’in aslında kısa süre önce vefat eden Baden Dükü Carl’ın oğlu olduğunu öne sürdü. Dük Carl, 1806 yılında Kutsal Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasından önce Baden’in bir prensiydi. Tarih kitaplarına göre, Carl’ın tek oğlu 1812’de bebekken hayatını kaybetmişti. Ancak Hauser’in ortaya çıkmasıyla birlikte, onun Carl’ın gerçek oğlu olduğu ve doğumda hasta bir bebekle yer değiştirdiği yönünde spekülasyonlar hız kazandı. Bu gizemli durumun üzerine, Hauser’ın Nürnberg’e geldikten sadece beş yıl sonra bıçaklanarak öldürülmesi, olayı daha da karmaşık hale getirdi.

Genetik Araştırmanın Sonuçları

Bath Üniversitesi Milner Evrim Merkezi Direktörü Genetikçi Turi King, “Bu, 19. yüzyılın en büyük tarihi gizemlerinden biri olarak kabul ediliyor” diyerek durumun önemini vurguladı. King, 2014 yılında Kral Richard III’ün kalıntılarını tespit eden genetikçilerden biri olarak tanınıyor. Kaspar Hauser’in Baden Hanedanı’ndan gelip gelmediğini belirlemek amacıyla bu araştırmaya katıldı. Ekip, Hauser’in kan ve saç örneklerini modern dizileme teknikleri ile mitokondriyal DNA analizleri yaparak inceledi ve 1990’larda alınan örneklerle karşılaştırdı. King, “Kaspar Hauser’in DNA’sı, saç örneklerinde aynıydı ve 1990’ların kan örneği analizleriyle de eşleşti” dedi. Ancak DNA bilgileri Baden ailesi ve onların soyundan gelenlerle karşılaştırıldığında, herhangi bir eşleşme bulunamadı. Ekip, genç adamın genlerinin “Baden Hanedanı’nın mitokondriyal soyundan açıkça farklı” olduğunu tespit etti. Hauser’in gerçek kökenleri hala bir muamma olsa da, yürütülen araştırmalar onun soylu bir aileden gelmediğini kanıtladı.