
Kilosuna binlerce lira ödediğiniz, içinde mavi küflerin ürediği Fransız Roquefort peynirinin ya da Türkiye’de mağaralarda aylarca saklanarak üretilen değerli küflü peynirlerin tadına doyamıyor olabilirsiniz. Bu peynirler, teknik olarak bakterileri öldüren antibakteriyel özelliğiyle ilaç sanayisinde kullanılan Penicillium mantarları ile üretilmektedir. Ancak, ekmekte veya diğer besinlerde üreyen küfler, insanlar için ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
BAZI KÜFLER İNSANLAR İÇİN ÖLÜMCÜL OLABİLİR
Kimse bilerek küf yemez; ancak az önce hazırladığınız bir sandviçi yerken ekmeğin üzerinde minicik bir küf lekesi görebilirsiniz ve çoktan lokmanızı da yutmuş olabilirsiniz. Peki, küf yerseniz ne olur? Chip’in aktardığına göre, bazı küf türleri insan vücudu için oldukça zararlıdır. Hatta, en zararsız görünen küf bile bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde mantar enfeksiyonlarına yol açabilir.
Genellikle, birkaç lokma küf vücudunuz tarafından nötralize edilebilir; ancak bu bile ateşinizi çıkarabilir. Mide asidiniz bu küfleri kolayca öldürebilir, parçalayabilir ve zararsız hale getirebilir. Ancak sonuçlar, yediğiniz küfün türüne ve miktarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Yiyeceklerinizin üzerinde sadece yüzeyde minicik küf parçaları görmeniz, bu yiyeceklerin altında dev küf kolonilerinin büyüdüğünün bir işareti olabilir. Yani, gördüğünüz kısma bakarak yanıltıcı bir değerlendirme yapabilirsiniz ve çok daha büyük miktarlar tüketmiş olabilirsiniz.
“Küflü yeri kesip atarım, yemeye devam ederim”
Peki ya küfü kesip atarsanız? Pek çok insan bu yöntemi dener; ancak ne yazık ki bu da gıdayı tamamen temizlemez. Küf, esasen mikroskobik bir mantardır; yani sporlardan, köklerden ve saplardan oluşur. Eğer onları görebiliyorsanız, bu mikroskobik mantarların gıdanın her yerine yayılabilecek kadar sürede devasa koloniler oluşturmaya başladığına işaret eder. Artık vücudunuzun savunma mekanizmasının karşılaşabileceğinden çok daha fazla mantarla karşı karşıya olabilirsiniz.
Bu küfleri uzun süre yemeye devam ederseniz, vücudunuzda kanserojen etki yaratabilir ve örneğin akciğer kaslarınızı tutması halinde bu kaslarınızı felç ederek nefes alıp vermenizi durduran veya oksijen alımınızı azaltan toksik etkiler meydana getirebilirler. Daha az oksijen, iç organlarınızdaki hücrelerin zamanla ölmesi ve tüm organların iflası anlamına gelebilir. İşin kötü tarafı, hastanelerde bu toksinlerin tespit edilmesi son derece zordur; hatta bazen imkansız bile olabilir. Kanınızda bir belirti vermeyebilir, doktorlar bunu teşhis edebilse bile bu mantarları yok edecek bir ilaç da bulunmamaktadır.
İlacın söz konusu olduğu durumlarda ise bu toksinlere karşı kullanılan ilaçlar son derece pahalıdır ve bulunması oldukça zordur. Sigortalar, bu ilaçları ödememek için her bahaneyi kullanabilir. Vücudunuz günden güne ölüme yaklaşırken tıp endüstrisi size birkaç yüz bin liralık veya dolarlık masraf yapıp yapmama kararını tartışmaya devam eder. Sonunda kurtulsanız bile sakat kalma riskiniz çok yüksektir.
Tüm bu krizlerden kaçınmak için, mutfağınızda küf oluşumuna neden olabilecek tüm şartları ortadan kaldırdıktan sonra, üzerinde küf gördüğünüz en ufak gıdayı ve ona temas etmesi muhtemel diğer gıdaları çöpe atmayı mantıklı bulabilirsiniz. Ancak, özel olarak küflenmesi için üretilen ve bu şekilde satılan Roquefort veya “küflü peynir” gibi markalandırılan peynirleri tabii ki çöpe atmak istemezsiniz. Yine de, bu değerli peynirlerin de buzdolabınızda bir süre geçirdikten sonra, mavi Penicillium mantarlarının dışında, zehirli küf mantarlarının da büyüyebileceğini unutmamalısınız. Bu nedenle, son kullanma tarihlerine ve tüketim kurallarına titizlikle dikkat etmelisiniz.