
Gürcü kökenli İsveçli yönetmen Levan Akın’ın uzun metrajı “Ve Sonra Dans Ettik”, homofobik saldırılara uğradı ve Gürcistan’da eşcinselliği açık bir şekilde yansıtan ilk yapımlardan biriydi. Akın, İstanbul’da çektiği İsveç-Danimarka-Fransa-Türkiye-Gürcistan ortak yapımı “Geçiş”i dayanışmaya saygı ve İstanbul’a aşk mektubu olarak tanımlıyor.
Hikaye ve Karakterler
Film, dram, melankoli ve komedi türlerini iç içe geçirerek, üç ana karakter üzerinden arayış, özgürlük, ön yargı, hoşgörü, bilinç, vicdan, trans bireylik, nezaket, empati, pişmanlık ve bağışlamayı gerçekçi bir şekilde anlatıyor. Emekli öğretmen Lia, kız kardeşine söz verdiği için kayıplara karışan yeğeni Tekla’yı bulmak üzere yola çıkar. Lia’nın yolu, Tekla’nın ev arkadaşı Achi ile kesişir, bu karşılaşma özgürlüğe doğru bir adım atmalarını sağlar.
İstanbul ve Gürcistan
Akın, filmde Gürcistan’daki yoksulluğu ve insanların çaresizliğini küçük dokunuşlarla başarılı bir şekilde aktarıyor. Lia ve Achi’nin İstanbul’a yolculuğu sırasında yaşadıkları deneyimler, insanların kaybolmak için İstanbul’u tercih ettiği gerçeğini gözler önüne seriyor.
Karakter Gelişimi
Film, Lia’nın İstanbul’da kendini yeniden keşfetme yolculuğuna odaklanarak, karakter gelişimini etkileyici bir şekilde yansıtıyor. Lia’nın umudu ve pişmanlığı arasındaki denge, seyirciyi derinden etkiliyor.
İnsanlık ve Dayanışma
“Geçiş”, insanlık, zarafet, nezaket, empati ve dayanışmanın önemine vurgu yaparak, cinsiyet ayrımlarının önemsiz olduğunu, asıl önemli olanın insanlık olduğunu belirtiyor. Filmdeki karakterler arasındaki güçlü bağ, seyirciye unutulmaz bir deneyim sunuyor.