
“Dünyanın zalimliğine nasıl dayanacağız?” Mad Max Avustralya’nın destanı, tıpkı ABD’nin Yıldız Savaşları, İngiltere’nin destanı Harry Potter gibi.
George Miller ve Mad Max Evreni
“Mad Max destanı zamanla gelişti, 1970’lerde küçük bir ekiple, cebimizde tek kuruş olmadan çöl manzaralarında Mel Gibson’la birlikte gezindik. Şimdiyse dijital efektler sayesinde en çılgın, gerçek üstü sekansları güvenlikli bir şekilde gerçekleştiriyor, bilgisayarlarla önceden görselleştiriyoruz” diyor 79 yaşındaki yaratıcı yönetmen George Miller.
Furiosa: İlk Yıllar
Furiosa: Bir Mad Max Destanı, Mad Max: Fury Road’dan (2015) önce kadın kahraman Furiosa’nın ilk yıllarına götürür izleyiciyi. Dünya geniş bir arenadır artık, kıyamet sonrasında harabelerin, yıkıntıların, mağaraların sahipleri savaş lordları, çetelerdir. Salgın, hastalıklar, pandemi tüm dünyayı çekirgeler gibi sarmıştır, insanlık yoldan çıkmıştır. Yemek, su, petrol kıtlığı vardır.
Mitolojik ve Epik Unsurlar
Mitolojik öğelere ilgi duyan Miller Furiosa’da korkusuz bir kahramanın ortaya çıkışını betimler. Üstelik bu bir kadındır, özgürlük arayışına çıkan bir kadın. Furiosa’nın aklı Ölümsüz Joe’nun damızlık kadınlarında kalmıştır, onları da kurtaracaktır. Furiosa’yı başarıyla yorumlayan Anya Taylor Joy, yönetmenin ondan sadece gözleriyle oynamasını istediğini açıklıyor.
Şiddet ve Macera Dolu Bir Hikaye
Şiddet, kaos, acımasızlık her Mad Max filminde vardır ama bu kez şiddet doruktadır. Genç kadın çölde cehennemle karşılaşır, yapay cennetine ulaşmak için trajik sınavlardan geçer, sürekli insanlığından parçacıklar yitirir, umudunu hiç yitirmez.
Any Taylor Joy, Chris Hemsworth’la birlikte Alyla Brown, Tom Burke, Nicholas Hoult’un oynadığı kıyamet sonrası aksiyon serüven Hollywood yapımlarına meydan okuyor. İyi bir aksiyon, görsel bir şölen izlemek isteyenler Furiosa: Bir Mad Max Destanı’nı kaçırmasınlar.
Dünyanın zalimliğine dayanmak çok zor. Gazze’de soykırım sürüyor tüm dünya izliyor. İnsanlığın, sözün, vicdanın, her şeyin bittiği yerdeyiz artık ne yazık ki.