
Kudüs Vakıflar ve İslami İşler Konseyi’nin Açıklaması
Kudüs Vakıflar ve İslami İşler Konseyi, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben Gvir’in Mescid-i Aksa’ya gerçekleştirdiği baskını yoğun polis koruması altında gerçekleştirdiğini belirtti. Filistin haber ajansı WAFA’da yer alan habere göre, fanatik Yahudi yerleşimcilerin de Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlediği aktarıldı. Baskın öncesinde İsrail polisinin bölgede yoğun bir şekilde konuşlandığı ve Müslümanların ibadetlerini gerçekleştirmelerinin kısıtlandığı bildirildi.
Mescid-i Aksa’ya İlişkin Statüko
Ürdün, 1994’te İsrail ile imzaladığı Vadi Araba Anlaşması uyarınca Kudüs’teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul ediliyor. 2013’te Ürdün Kralı 2. Abdullah ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arasında imzalanan anlaşmaya göre Kudüs ve kutsal mekanların savunulması ve vesayet hakkı Ürdün’e verildi. Mescid-i Aksa, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi himayesinde bulunuyor.
İsrail’in Mescid-i Aksa Politikası
İsrail yönetimi, Mescid-i Aksa’da “sadece Müslümanların ibadet edebildiği, diğer dinlerin mensuplarının ise sadece ziyaret edebileceği” tarihi statükonun korunduğunu savunmaktadır. Ancak fanatik Yahudi yerleşimcilerin İsrail polisi koruması altında Mescid-i Aksa’ya düzenledikleri baskınlarda dua etmeleri ve dini ritüelleri yerine getirmeleri sıkça gündeme gelmektedir.
Mescid-i Aksa’nın Hassasiyeti
Mescid-i Aksa, Müslümanlar için Kudüs’ün en kutsal yerlerinden biridir ve İslam’ın üçüncü en kutsal mabedi olarak kabul edilir. Bu nedenle Mescid-i Aksa’ya ilişkin her türlü politika ve uygulama büyük bir hassasiyetle takip edilmektedir.