
Özcan Deniz ve Aile İlişkileri Üzerine Tartışmalar
Son günlerde ünlü sanatçı Özcan Deniz, ailesiyle olan ilişkileri hakkında yaptığı açıklamalarla gündeme geldi. Sosyal medya aracılığıyla paylaştığı duygusal mesajlarla, aile içindeki gerilimlerin kendisini etkilediğini ve bu durumun artık dayanılmaz hale geldiğini ifade etti. Özellikle oğlu Kuzey ve eşi Samar Dadgar ile olan bağlarının kendisi için daha önemli olduğunu vurguladı.
Deniz’in paylaşımları sonrasında, kız kardeşi Yurda Gürler de sosyal medya üzerinden sert bir yanıt vererek, aile içindeki sorunların baş aktörü olarak Samar Dadgar’ı işaret etti. Gürler, Özcan Deniz’in “ailemle bağım kalmamıştır, maddi manevi bana zarar veriyorlar” şeklindeki ifadesinin tüm aileye yönelik bir itham olduğunu belirtti.
Özcan Deniz, sosyal medya hesabında yaptığı ilk paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“Stres kontrolü olmayan kişi, en yakın aile bireyiniz dahi olsa, uzak durun. Çünkü o, haklı haksıza bakmaz. O an yaşadığı zihinsel karmaşaya ve şahsi çıkarına sizi de kurban eder. Bu ağır bir cehalet türüdür ve baş edilemez. Sabır ve sükunet erdemli davranışlardır. Her insanda bulunmaz.”
Bu duygusal açıklamanın ardından, Deniz, ünlü yazar Sabahattin Ali‘nin özlü sözleriyle de duygularını dile getirdi. Ardından, bir aile fotoğrafı paylaşarak şu ifadeleri yazdı:
“Sizi çok seviyorum. Canım oğlum, canım karım. Canımsınız. Ben artık kim için yaşadığımı biliyorum ve de çok mutluyum. Hiç olmadığım kadar da hafif ve güçlüyüm. Strese girmek isteyen girebilir.”
Deniz’in bu açıklamaları sonrası, kız kardeşi Yurda Gürler, yaptığı açıklamada Samar Dadgar’ı suçlayarak şu ifadeleri kullandı:
“Kamuoyuna cevap hakkımdır…
Ağabeyim Özcan Deniz’in ‘ailemle bağım kalmamıştır maddi manevi bana zarar veriyorlar’ cümlesi tüm aileye gelen bir itham olduğundan, ben kendimle alakalı olan kısım için bir açıklama gereği hissettim.
Ağabeyimin benim ve eşimin yıllardır dişimle ve tırnağımızla kurduğumuz işimizin ve yuvamızın, temelinden çatısına kadar tek bir tuğla koymadığını belirtmek isterim…
İşin aslı şudur ki: Birinci evliliği bitmeden İran’dan buraya meşhur olmak ve ona ulaşmak için gelen bu kızı, biz hiç tasvip etmedik, daha da detayına onu yaralamamak için girmeyeceğim…
Bu kız türlü şekilde oyunlarla, çok zekice hamlelerini, bize ağabeyimin düşman olmasını sağladı ve kışın ortasında annesini ve kızkardeşini evden kovdurttu ki; biz o dönemde ağabeyimin evinde onunla yaşamaya muhtaç olduğumuzdan değil; yine yaşı küçük bir kızla yaptığı, olmayacak bir evliliği, birbirlerine girerek sonlandırdıkları, boşanma sürecinde onu ve Kuzeyi yanlız bırakmamak içindi. Bizi kovduran kız şimdi de, ailesini tamamen uzaklaştırdı!
Bu kadının tesiriyle ailesini düşman bilen yaşının getirdiği yaşlanma hissinin verdiği her erkeğin yaşadığı dönemsel buhran ve bunalımını bir yardım alarak sonlandırmasının, hep aynı şeyleri yaşamaması açısından yararlı olacağını düşünüyorum.
Bu süreci bir an önce yaşayıp bitirmesini temenni ediyorum.
Filmlerinde figüran olmak için İran’dan buraya gelmiş, kendinden yaşça küçük bir kızı kendinin hayatının başrolü yapmış olabilir ama bir önceki evliliğinde olduğu gibi, kendi çizgisinde olmayan yaşça küçük bu kızların ona yaşattığı her olumsuzluğu aile olarak o tek başına yaşamadı, hep beraber yaşadık!
Bu nedenle şu an gittiği yolun da sonunu görüyorum. Ben o yolun sonunda kardeşi olarak o ne kadar bizi şu an düşman bellese de orda duruyor olacağım.
Umarım bu sefer bir öncekinden daha fazla hasar almamış olur….”