
Parkinson Hastalığının Tanımı ve Semptomları
Dünya genelinde 10 milyondan fazla kişi Parkinson hastalığı ile mücadele ederken, bu hastalığa bağlı sakatlık ve ölümler hızla artıyor. Halk arasında “yaşlılık hastalığı” olarak da bilinen Parkinson ilk kez 1817’de Londralı doktor James Parkinson tarafından tanımlandı. Lüksemburg’ta 2005’te düzenlenen 9. Dünya Parkinson Hastalığı Günü Konferansı’nda “kırmızı lale” hastalığın resmi sembolü olarak kabul edildi. Parkinson hastalığının, beyinde “dopamin” adı verilen hücrelerin birbiriyle haberleşmesini sağlayan maddeyi üreten hücrelerin bozulması sonucu ortaya çıktığı ifade ediliyor.
Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) göre hareket, ruh sağlığı, uyku, ağrı ve diğer sağlık sorunlarına neden olan Parkinson’un en yaygın belirtileri arasında “titreme, ağrılı kas kasılmaları ve konuşma güçlüğü” yer alıyor. Zaman içerisinde semptomlarının kötüleştiği görülen Parkinson hastalığının, günümüzde tedavisi bulunmazken, semptomlar terapi ve ilaçlarla azaltılabiliyor. Yakalananların büyük oranda engelli olmasına neden olan hastalık, kişileri bakıma muhtaç hale de getiriyor.
Parkinson Hastalığının Yaygınlığı ve Ölüm Oranları
Parkinson’s Foundation’ın verilerine göre, dünya genelinde Parkinson hastalığından mustarip kişilerin sayısı 10 milyonu aşıyor. Yakalananların büyük çoğunluğunu 60 yaş üstü kişilerin oluşturduğu Parkinson hastalığının, erkeklerde görülme sıklığı kadınlara göre 1,5 kat daha fazla. Parkinson hastalığı teşhisi konulanların sadece 4’ü 50 yaş altındaki kişiler. “Parkinson’s Europe”a göre, “dünyada en hızlı büyüyen” nörolojik hastalık olan Parkinson ile mücadele eden kişi sayısının 2050 yılına kadar iki katına çıkması bekleniyor.
Açlık, iklim değişikliği, hastalık gibi küresel sorunlar üzerine bilimsel veriler yayımlayan “Our World in Data” sitesine göre, Avrupa kıtası 2019’da Parkinson kaynaklı ölümlerin en çok görüldüğü yerlerin başında geliyor. Yunanistan, “Parkinson hastalığından hayatını kaybedenlerin sayısının en yüksek olduğu Avrupa ülkesi” konumunda. Uzmanlar, vaka sayılarında ve hastalığa bağlı ölümlerde görülen artışı, demografik büyümenin yanı süre ortalama yaşam süresinin uzamasına bağlıyor.