Pedro Almodovar’ın ‘Yandaki Oda’ ve Sean Baker’ın ‘Anora’ Filmleri

Pedro Almodovar’ın Yeni Eserleri

Pedro Almodovar, yaşam, aşk, cinsellik, eşcinsellik, yas, bellek ve pişmanlık gibi derin temaları işlediği, bol diyaloglu ve çarpıcı güçlü kadın karakterleriyle dolu komediler çektikten sonra, “Acı ve Zafer” ve “Paralel Anneler” ile İspanya İç Savaşı, ölüm ve yaşamın sona ermesi üzerine daha derin sorular sormaya başladı. Yönetmenin Venedik Film Festivali’nde büyük ödül olan Altın Aslan’ı kazandığı ve Sigrid Nunez’in “What Are You Going Through” romanından uyarladığı “Yandaki Oda”, Almodovar’ın İngilizce çektiği ilk dramatik komedi olma özelliğini taşıyor.

Film, ölümden yoğun bir korku duyan çok satan kitap yazarı Ingrid ile ölümle defalarca yüzleşmiş, New York Times’ın savaş muhabiri olan Martha’nın hikayesini anlatıyor. Kanser hastası olan Martha, tedavilerin işe yaramadığını fark ettiğinde, acı çekmemek ve kendine acımamak adına ötanazi yapmak için Ingrid’den yardım ister. İkili, New York’un dışında, doğanın kollarında lüks bir eve giderler. Martha, geçmişine, kızı Michelle ile olan kötü ilişkisine ve kızı tarafından tanınmayan babasına dair anılarını Ingrid ile paylaşır. Zamanı daralan Martha, ötanazi hazırlıklarına başlar ve yanındaki odada kalacak olan Ingrid’i yapacakları hakkında bilgilendirir. Almodovar, Martha’nın kötümserliğini çok fazla yansıtmaz; onun yerine, ölüm deneyiminin yaşama sevinci ile bir arada olabileceğini vurgular.

İki kadın, Faulkner, Hemingway, Joyce ve ressam Edward Hopper hakkında derin sohbetler ederler. Martha, James Joyce’un “Ölüler” öyküsünden “Kar, yaşayanların ve ölülerin üstüne yağıyor” sözünü anarak, hayatın geçici doğasına işaret eder. Aynı zamanda, John Huston’ın “Ölüler” romanından uyarladığı filminden (1987) görüntüler de izleyiciye sunulur.

Kötümserliğe İsyan

Ingrid, eski sevgilisi Damian ile konuştuğunda, onun kötümserliğine karşı çıkar. Damian, neoliberalizmin dünyayı ele geçirdiğini, aşırı sağın yükseldiğini ve iklim değişikliğinin dünyayı yaşanmaz hale getirdiğini savunur. Ingrid’in yanıtı ise, “İnsanlara umut yok diyemezsin. Trajedinin içinde yaşamanın çeşitli yolları elbette vardır,” şeklindedir. Filmdeki yapım tasarımı, kostümler ve Alberto Iglesias’ın müziği, Almodovar’ın simetrik ve canlı renk seçkisi ile birleşerek izleyici üzerinde güçlü bir etki bırakır. Görüntü yönetmeni Eduard Grau, hastane camından yağan pembe karı izleyen iki kadını ayna gibi yansıtarak filmin atmosferini zenginleştirir. Aynalardaki yansımalar ve vitrinlerdeki izdüşümler, filme derinlik katar.

Yönetmen, Hollywood’un ünlü melodramlarına, Douglas Sirk, Vincente Minelli ve Leo McCarey gibi ustaların eserlerine saygı duruşunda bulunur. Pedro Almodovar’ın yazıp yönettiği “Yandaki Oda”, Tilda Swinton, Julianne Moore, John Turturro, Alex Hogh Andersen ve Esther Rose McGregor’un etkileyici performanslarıyla gösterime girmiştir.

Neoliberalizmin Kurbanları

Sean Baker, “Filmimin gücünü yansıtmasını istedim. Anora güçlü, gücünün farkında olan bir kadındır. Kontrolü kimseye bırakmaz ve ona saldıranlarla başa çıkar. Külkedisi masalını günümüz Amerika’sına uyarladım,” diyerek, savunmasız marjinalleri ve toplumun dışında kalanların hayatlarını ele alır. Baker’a göre, 21. yüzyılın işçi sınıfının öncüsü olarak seks işçileri, eskortlar ve striptizciler öne çıkıyor. Yönetmen, neoliberalizmin aşkı, cinselliği ve duygusal yaşamlarımızı ne şekilde etkilediğini sorguluyor.

Özbek kökenlerini gizlemek için adını Ani’ye çeviren Anora, Brooklyn’in ünlü bir gece kulübünde erotik dansçı ve fahişe olarak çalışmaktadır. Erkeklere bedeniyle hizmet etse de kontrol tamamen onda, özgüveni ve savunma mekanizması oldukça yüksektir. Bir gece ünlü bir Rus oligarkının oğlu Ivan ile tanıştığında, onunla aşırı lüks bir yaşamın içine adım atar. Yozlaşmış bir Amerika portresinin yanı sıra, çok zengin Rus oligarkların ve onlara hizmet eden çıkarcı din adamlarının karşısında Ani, sütten çıkmış ak kaşık gibi durmaktadır.

Baker’ın romantik dramatik komedisi, Richard Gere ve Julia Roberts’ın başrolünde olduğu “Özel Bir Kadın”ın gerçekçi bir versiyonunu sunar. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü kazanan “Anora”da Mikey Madison, Mark Eydelshteyn, Yuri Borissov, Karren Karagulian ve Vache Tovmasyan gibi oyuncular performans sergilemektedir.