Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, nükleer silahların kullanım eşiğini düşüren gözden geçirilmiş bir nükleer doktrin imzaladı.
Belgede, “Rusya Federasyonu’na ve (veya) müttefiklerine karşı herhangi bir devletin askeri koalisyon (blok, ittifak) tarafından gerçekleştirdiği saldırganlık, bu koalisyonun (blok, ittifakın) saldırganlığı olarak değerlendirilecektir,” ifadesi yer almaktadır.
Ayrıca, “saldırganlığın caydırılması, Rusya Federasyonu’nun askeri gücünün toplamıyla, nükleer silahlar da dahil olmak üzere, sağlanmaktadır,” denilmektedir.
Bu adım, ABD Başkanı Joe Biden’ın Ukrayna’nın ABD tarafından sağlanan varlıkları kullanarak Rus topraklarının 300 km derinliğine kadar saldırı gerçekleştirmesine izin vermesinin ardından geldi; bu, Kiev’in uzun zamandır talep ettiği bir tavizdir ve savaşta tırmanma potansiyeli konusunda endişelere rağmen gerçekleşmiştir.
“Rusya Federasyonu, nükleer silahları caydırıcılık aracı olarak görmekte, bunların kullanımını ise aşırı ve zorunlu bir önlem olarak değerlendirmekte ve nükleer tehditleri azaltmak ve askeri çatışmalara, nükleer olanlar da dahil, yol açabilecek uluslararası ilişkilerin kötüleşmesini önlemek için gerekli tüm çabaları göstermektedir,” Putin’in kararnamesinde belirtilmektedir.
- Ukrayna savaşı 1,000. güne ulaşırken Brüksel mavi ve sarıya büründü
- Ukrayna, ATACMS kısıtlamaları kaldırıldığında Rusya’da hangi hedefleri vurabilir?
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Rusya her zaman nükleer silahları, kullanımının aşırı, zorunlu bir önlem olduğu bir caydırıcı olarak görmüştür,” diyerek, yeni doktrin altında, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin Rusya’ya karşı Batı’nın nükleer olmayan füzeleri kullanmasının nükleer bir yanıtı beraberinde getirebileceğini doğruladı.
“Nükleer caydırıcılık, potansiyel bir düşmanın, Rusya Federasyonu’na ve müttefiklerine karşı saldırganlık durumunda misillemenin kaçınılmaz olduğunu anlamasını sağlamaya yöneliktir,” diye ekledi Peskov.
Güncellenen doktrin, nükleer silahların kullanımına ilişkin kararların devlet başkanı tarafından alınacağını belirten hükmü korumaktadır. Ayrıca, nükleer caydırıcılık alanındaki devlet politikasının savunma niteliğinde olduğunu vurgulamaktadır.
